Türkiye ekonomisinde yeni dönemde yaşayacağımız dejavu ne ilk ne de son olacak.
Son günlerde gündemde olan eski Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in ekonominin başına geçeceği iddiaları nedeniyle yaşayacağız bunu…
İddialara göre bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni Hazine ve Maliye Bakanı olarak Mehmet Şimşek'i atayacak.
Söylentilere göre tam yetkili olmak kaydıyla görevi kabul eden Şimşek, Türkiye'nin tüm ekonomi politikalarından sorumlu olacak.
Mehmet Şimşek, Mayıs 2009'dan Kasım 2015'e kadar AKP hükümetinde Maliye Bakanı olarak görev yapmıştı.
2015'ten sonra Maliye Bakanlığına Naci Ağbal getirilmiş, daha sonra Hazine'nin de bağlanmasıyla ismi değişen Hazine ve Maliye Bakanlığına önce Berat Albayrak ve ardından Lütfi Elvan atanmıştı. Aralık 2021'den bu yana da bu görevde sansasyonel açıklamalarıyla gündemden düşmeyen Nureddin Nebati bulunuyor.
Dakikalarca beklettiği uçaktaki yolcular kendisine sitem edince –ne alakası varsa- 'Erdoğan seçimi kazandı, artık bunu hazmedin' diye çıkışan, gözleri ışıltılı bakandan Türkiye ekonomisinin kurtuluyor olması sevindirici olsa da, peki ya gelen gideni aratırsa?
Gelen gideni artmasa da Şimşek'in göreve gelmesiyle AKP'nin geçmiş dönemlerindeki yaşanan şeyler yeniden yaşanacak gibi görünüyor.
Mehmet Şimşek, Beştepe'den talimat almadan ekonomiye yön verecekse, görevdeyken yaptıklarından farklı şeyler yapmayacak demektir.
Mesela kemer sıkma politikalarının bayraktarı olarak bilinen Şimşek'in 'Asgari ücret artışı zulümdür' dediğini biliyor muydunuz?
Kıdem tazminatını işsizliğin sebebi olarak gören Mehmet Şimşek'in emekli aylıkları artışlarına ve kademeli emekliliğe de karşı olduğu biliniyor.
Yani demek oluyor ki, Erdoğan'ın seçimleri kazanabilmek için uyguladığı seçim ekonomisinde verdiği şeyleri, işçiden, emekliden, memurdan ümüğünü sıkarak geri almak görevini Mehmet Şimşek yerine getirecek.
4 yıl kadar vatandaşı kemerindeki son deliğe kadar sıkmak zorunda bırakacak Şimşek, misyonunu yerine getirdiğinde 2015'te olduğu gibi görevden alınıp, 2015-2023 yılları arasında olduğu gibi yerine getirilecek isimlerle pekâlâ devam edilebilir.
Erdoğan'ın B planı bu olabilir.
Ancak ne olursa olsun, kim gelirse gelsin, büyük açıklar veren ve sağlar kadar borç yükü altında enkaza dönmüş Türkiye ekonomisi sorunlar yumağı olmaktan kurtulabilecek gibi değil.
Hep aynı şeyleri yaparak seçim kazanacağını zanneden ülkemizin 'güzide' muhalefeti gibi hep aynı şeyleri yaparak ekonomiyi düze çıkaracağını zanneden bir iktidarımız var maalesef.
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024