Eleştirmişim, iyi de yapmışım!

 Arşivi incelerken, Erdoğan'ın 'Davos'ta yaptığı' ve 'İşte borsamız 46.000'i de geçti' dediği açıklamayı eleştiren ve sonrasında.... 'Gerçek bir ekonomik çark içinde borsanın hareketi gösterge midir?' sorusuna cevap aradığım bir yazıma rastladım.  Yazının başlığı 'Onlar gibi düşünemiyorum' ve ana tezi; 'beklenti odaklı dinamiklerin reel olanı' yansıtmaması, 'mutlaka kırılacağı' üzerine kurulmuş.  Sevgili dostlar, bugün o yazıdan bazı alıntılar yapmak ve sonrasında olanların resmini çekerek önünüze koymak istiyorum.  İşte o yazıdan alıntılar: '... Siyasi otorite tarafından yapılan bazı açıklamaları ne kadar iyi niyetle istesem de onlar gibi algılayamıyor ve yorumlayamıyorum. Hangi noktalarda ayrıldığımı ise soru-cevap yöntemiyle sizlere aktarmak istiyorum... Başbakan Davos'ta ekonomiden bahsederken övünerek endeks 46.000 oldu açıklamasını yaptı, peki borsanın artışı ekonominin düzeldiğine dair bir sinyal midir? Cevaba geçmeden bir noktanın altını çizmemiz gerekli; takas verilerini incelerseniz, büyük getiri sağlayan gurubun gerçek ve tüzel olarak toplam 5 bin kişiden az olduğunu görürsünüz. Peki sayının az olması ekonomik düzelme olmadığını kanıtlar mı? 'Dağılımın bozukluğu' ayrı bir kavram olmakla birlikte, burada sayıdan çok sistemin işleyişi önemli. Daha doğrusu 'borsanın artışını' ekonomik bir düzelme sayan hükümetin görüşünün, neden 'yanlış' olduğunun detayı önemli. Borsanın kısa vadede yükselmesinin 'reel ekonomik' çark ile hiçbir ilgisi yoktur. Yükseliş uzun yıllar içinde değişen veriler eşliğinde olur, sebeplerdeki değişim sonuç doğurursa bu sağlıklı bir yapı olabilir. Türkiye'de durum maalesef bundan çok farklı. Sadece sıcak para girişi ile Türkiye'de borsa yükselebilir, bu artış finansal ve makroekonomik dinamiklerin ayrıştığı iki farklı havuzun oluştuğu modelde reel ekonomiye hiçbir katkı sağlamayabilir..." Yiğit Bulut/ Radikal