Enerji spekülatöre emanet
AKP Hükümeti özellikle 2007 yılında özel sektöre rüzgâr enerjisi ve hidroelektrik santrali kurmak için lisans verdi. Ancak verilen bu lisanslar genelde spekülatörlere verildiği için beklenen üretim artışı sağlanamıyor
08.01.2013 00:00:00
YENİ MESAJ / İSTANBUL
Hükümetin enerji politikası net: Kamunun elinde bulunan mevcut elektrik dağıtım şebekesini satmak, ardında termik ve bir – ikisi dışında hidroelektrik santrallerini elden çıkarmak. Enerji politikası ‘satıp savmak' üzerine kurulu olunca, rüzgâr ve güneş gibi devasa enerji yatırımlarında devleti görmek hayal oluyor! Nitekim AKP yönetimi, enerji gibi devlet gücünü artıran bir nimetin üretimini yerli – yabancı özel sektöre devretmiş durumda. Ancak kamudan lisans alanların önemli bir bölümü kolay para kazanmanın peşinde. Nitekim verilen lisansların önemli bir bölümü üretime yansımıyor.
Devletin fiyatları
AKP yönetimi yenilenebilir enerji yatırımları konusunda yerli - yabancı yatırımcıların önünü alabildiğine açarken, şirketler özellikle Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporu elde ederken zorlanıyor. Hükümet, yenilenebilir enerjiyi üretimi teşvik etmek için dünyanın pek çok ülkesinde olduğu gibi satın alma garantisi veriyor. Belirlenen kilovat/saat başına elektrik ücretleri şöyle: Hidroelekrik, 7.3 Cent (13 Kuruş), rüzgâr enerjisi 10.5 Cent (18.7 Kuruş), güneş enerjisi 13.3 Cent (23.67 Kuruş).
Görüldüğü gibi yenilenebilir enerji kaynaklarında en yüksek ödeme güneş enerjisine yapılıyor ancak üreticiler şu anki maliyetlerin kilovat/saat başına 20 Cent (35.6 Kuruş) olduğunu ifade ederek, devletin önerdiği tavan fiyatlar dikkate alındığında bu alanın kârlı olmaktan çıktığının savunuyor.
Enerjide başıboşluk var
AKP Hükümeti, 2007 yılında rüzgâr enerjisinde yerli ve yabancı yatırımcıların önünü açtı. Benzer şekilde de hidroelektrik enerjisi alanında da lisanslar verildi. Ancak lisansı alan bazı şirketler, rüzgâr türbini kurmak ya da hidroelektrik enerjisi santrali inşa etmek yerine bunları satmanın peşine düştü. Nitekim şu anda çok sayıda lisans satılmayı bekliyor. Yani bu yöntemle çok sayıda spekülatör yani uyanığa bedava kazanç kapısı açıldı. Mesela rüzgâr enerjisinde 2007-08 yıllarında yapılan açık artırmalarda yaklaşık 78 bin MW'lik bir toplama ulaşılmıştı. Oysa şu anda Türkiye'nin belirlenen rüzgâr enerjisi kapasitesi yaklaşık 38 bin MW. Bu da yılda tam kapasite ile kullanım söz konusu olduğunda yaklaşık 300 milyar kilovat/saat elektriğe denk geliyor. 2012 yılında Türkiye'nin tükettiği elektriğin 230 milyar kilovat/saat olduğu hesaba katıldığında, sadece rüzgâr enerjisi ile Türkiye'nin ihtiyacını 2015 yılına kadar karşılamak mümkün olabilir.
Benzer şekilde Devlet Su İşleri, yeterlilik kritelerini önceden tam olarak tespit edemediğinden çok sayıda spekülatör lisansları kaptı. Şimdi bu spekülatörler bu lisansları satmaya çabalıyor.
Güneş enerjisinde kısıtlama Rüzgâr ve hidroelektrik enerjisinde yaşanan
başıboşluk nedeniyle hükümet güneş enerjisi yatırımlarını kısıtlama kararı aldı. Mesela 2013 yılında sadece 600 MW'lık bir lisans verilmesi planlanıyor. Almanya merkezli Gehrlicher Solar ile yerli Merk Güneş Enerjisi yaklaşık 540 KW'lik (tam kapasite ile çalışırsa yılda 4 milyon kilovat/saat elektrik üretilebilir) güneş enerjisi panelleri kurmak için çalışmalarına başladı.
Hükümetin enerji politikası net: Kamunun elinde bulunan mevcut elektrik dağıtım şebekesini satmak, ardında termik ve bir – ikisi dışında hidroelektrik santrallerini elden çıkarmak. Enerji politikası ‘satıp savmak' üzerine kurulu olunca, rüzgâr ve güneş gibi devasa enerji yatırımlarında devleti görmek hayal oluyor! Nitekim AKP yönetimi, enerji gibi devlet gücünü artıran bir nimetin üretimini yerli – yabancı özel sektöre devretmiş durumda. Ancak kamudan lisans alanların önemli bir bölümü kolay para kazanmanın peşinde. Nitekim verilen lisansların önemli bir bölümü üretime yansımıyor.
Devletin fiyatları
AKP yönetimi yenilenebilir enerji yatırımları konusunda yerli - yabancı yatırımcıların önünü alabildiğine açarken, şirketler özellikle Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporu elde ederken zorlanıyor. Hükümet, yenilenebilir enerjiyi üretimi teşvik etmek için dünyanın pek çok ülkesinde olduğu gibi satın alma garantisi veriyor. Belirlenen kilovat/saat başına elektrik ücretleri şöyle: Hidroelekrik, 7.3 Cent (13 Kuruş), rüzgâr enerjisi 10.5 Cent (18.7 Kuruş), güneş enerjisi 13.3 Cent (23.67 Kuruş).
Görüldüğü gibi yenilenebilir enerji kaynaklarında en yüksek ödeme güneş enerjisine yapılıyor ancak üreticiler şu anki maliyetlerin kilovat/saat başına 20 Cent (35.6 Kuruş) olduğunu ifade ederek, devletin önerdiği tavan fiyatlar dikkate alındığında bu alanın kârlı olmaktan çıktığının savunuyor.
Enerjide başıboşluk var
AKP Hükümeti, 2007 yılında rüzgâr enerjisinde yerli ve yabancı yatırımcıların önünü açtı. Benzer şekilde de hidroelektrik enerjisi alanında da lisanslar verildi. Ancak lisansı alan bazı şirketler, rüzgâr türbini kurmak ya da hidroelektrik enerjisi santrali inşa etmek yerine bunları satmanın peşine düştü. Nitekim şu anda çok sayıda lisans satılmayı bekliyor. Yani bu yöntemle çok sayıda spekülatör yani uyanığa bedava kazanç kapısı açıldı. Mesela rüzgâr enerjisinde 2007-08 yıllarında yapılan açık artırmalarda yaklaşık 78 bin MW'lik bir toplama ulaşılmıştı. Oysa şu anda Türkiye'nin belirlenen rüzgâr enerjisi kapasitesi yaklaşık 38 bin MW. Bu da yılda tam kapasite ile kullanım söz konusu olduğunda yaklaşık 300 milyar kilovat/saat elektriğe denk geliyor. 2012 yılında Türkiye'nin tükettiği elektriğin 230 milyar kilovat/saat olduğu hesaba katıldığında, sadece rüzgâr enerjisi ile Türkiye'nin ihtiyacını 2015 yılına kadar karşılamak mümkün olabilir.
Benzer şekilde Devlet Su İşleri, yeterlilik kritelerini önceden tam olarak tespit edemediğinden çok sayıda spekülatör lisansları kaptı. Şimdi bu spekülatörler bu lisansları satmaya çabalıyor.
Güneş enerjisinde kısıtlama Rüzgâr ve hidroelektrik enerjisinde yaşanan
başıboşluk nedeniyle hükümet güneş enerjisi yatırımlarını kısıtlama kararı aldı. Mesela 2013 yılında sadece 600 MW'lık bir lisans verilmesi planlanıyor. Almanya merkezli Gehrlicher Solar ile yerli Merk Güneş Enerjisi yaklaşık 540 KW'lik (tam kapasite ile çalışırsa yılda 4 milyon kilovat/saat elektrik üretilebilir) güneş enerjisi panelleri kurmak için çalışmalarına başladı.