‘Ev Genci’ tabiri: Neden ortaya çıktı, ne anlama geliyor?
Son yıllarda Türkiye’de sıkça duyulan “ev genci” tabiri, ne eğitimde ne de istihdamda olan gençleri tanımlamak için kullanılıyor
20.05.2025 00:11:00
Abdülkadir Gündoğdu
Abdülkadir Gündoğdu





Son yıllarda Türkiye'de sıkça duyulan "ev genci" tabiri, ne eğitimde ne de istihdamda olan gençleri tanımlamak için kullanılıyor.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2024 verilerine göre, 15-29 yaş aralığındaki 18 milyon gencin 4,7 milyonu, yani yaklaşık her dört gençten biri, bu kategoriye giriyor.
Uzmanlar, kayıt dışı istihdamla bu sayının 5 milyonu aştığını belirtiyor. Peki, "ev genci" tabiri neden ortaya çıktı ve bu durumun ardındaki sebepler neler?
"Ev genci" kavramı, İngilizce'de "NEET" (Not in Education, Employment, or Training) olarak bilinen ve OECD ülkelerinde kullanılan bir terimden türedi.
Türkiye'de bu tabir, özellikle 2010'lu yıllardan itibaren ekonomik ve sosyal sorunların derinleşmesiyle popülerleşti.
Eğitim-Bir-Sen'in 2024 raporuna göre, Türkiye, 18-24 yaş arası NEET oranında %31,1 ile OECD ülkeleri arasında birinci sırada yer alıyor. Bu oran, Almanya'daki %6'lık oranın beş katından fazla.
Ev gençlerinin sayısındaki artışın temel nedenlerinden biri ekonomik belirsizlik ve işsizlik.
TÜİK verilerine göre, 15-24 yaş grubundaki genç işsizlik oranı 2024'te %17,2 olarak kaydedildi.
Ancak, iş aramaktan vazgeçen ve "umutsuz" kategorisine giren gençler bu istatistiklere yansımıyor.
Prof. Dr. Emre Erdoğan, "Gençlerin kaybolması, nüfus artış hızının düşmesi kadar ciddi bir beka meselesi" diyerek sorunun toplumsal boyutuna dikkat çekiyor.
Ekonomik kriz, düşük ücretler ve güvencesiz çalışma koşulları, gençleri iş piyasasından uzaklaştırıyor. Üniversite mezunlarının bile asgari ücretle çalışmaya zorlanması, birçok gencin iş arama motivasyonunu kırıyor.
Eğitim sistemindeki sorunlar da ev genci sorununun kökeninde yatıyor.
Her yıl yaklaşık 1 milyon genç üniversite sınavına giriyor, ancak mezunların yalnızca %30'u okuduğu alanda iş bulabiliyor. Mesleki yönlendirme eksikliği, gençlerin kendilerine uygun olmayan bölümlerde eğitim almasına neden oluyor.
Klinik Psikolog Mehmet Teber, "Gençlerin yarısı okuduğu bölümün kendine uygun olmadığını düşünüyor" diyor. Ayrıca, lise sonrası meslek edindirme programlarının yetersizliği, gençleri ne eğitime ne de istihdama hazırlıyor.
Kültürel ve psikolojik faktörler de bu tablonun bir parçası. Türkiye'de ailelerin koruyucu tutumu, gençlerin bağımsızlığını geciktiriyor.
Avrupa'da 18 yaşını geçen gençler genellikle kendi evlerini kurarken, Türkiye'de aileler çocuklarına "harçlık" vermeye devam ediyor. Bu durum, gençlerin sorumluluk almasını zorlaştırıyor.
Klinik Psikolog Ayhan Altaş, "Ebeveynlerin aşırı koruyucu tutumu, gençlerin sorun çözme becerilerini köreltiyor" diyerek, bu yaklaşımın gençleri pasif hale getirdiğini belirtiyor.
Dijital dünyanın cazibesi de gençleri eve bağlıyor. Sosyal medya, video oyunları ve çevrimiçi platformlar, gençlerin gerçek dünyadan koparak sanal hayatta vakit geçirmesine neden oluyor.
Toplumsal cinsiyet farkları, ev genci oranlarında da kendini gösteriyor. Kadınlarda NEET oranı %40,1'e ulaşırken, erkeklerde bu oran %22,3. Kültürel normlar ve erken evlilik, özellikle kırsal bölgelerde genç kadınların eğitim ve istihdamdan uzak kalmasına yol açıyor.
Sorunun çözümü için uzmanlar çok yönlü politikalar öneriyor. İlk olarak, eğitim sisteminin iş piyasasının ihtiyaçlarına göre yeniden yapılandırılması gerekiyor. Mesleki eğitim programları güçlendirilmeli ve gençlere kariyer danışmanlığı sunulmalı.
İş piyasasında güvenceli ve adil ücretli iş imkanları yaratılmalı. Ayrıca, ailelerin gençleri bağımsızlığa teşvik etmesi ve psikolojik destek programlarının yaygınlaştırılması önem taşıyor.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2024 verilerine göre, 15-29 yaş aralığındaki 18 milyon gencin 4,7 milyonu, yani yaklaşık her dört gençten biri, bu kategoriye giriyor.
Uzmanlar, kayıt dışı istihdamla bu sayının 5 milyonu aştığını belirtiyor. Peki, "ev genci" tabiri neden ortaya çıktı ve bu durumun ardındaki sebepler neler?
"Ev genci" kavramı, İngilizce'de "NEET" (Not in Education, Employment, or Training) olarak bilinen ve OECD ülkelerinde kullanılan bir terimden türedi.
Türkiye'de bu tabir, özellikle 2010'lu yıllardan itibaren ekonomik ve sosyal sorunların derinleşmesiyle popülerleşti.
Eğitim-Bir-Sen'in 2024 raporuna göre, Türkiye, 18-24 yaş arası NEET oranında %31,1 ile OECD ülkeleri arasında birinci sırada yer alıyor. Bu oran, Almanya'daki %6'lık oranın beş katından fazla.
Ev gençlerinin sayısındaki artışın temel nedenlerinden biri ekonomik belirsizlik ve işsizlik.
TÜİK verilerine göre, 15-24 yaş grubundaki genç işsizlik oranı 2024'te %17,2 olarak kaydedildi.
Ancak, iş aramaktan vazgeçen ve "umutsuz" kategorisine giren gençler bu istatistiklere yansımıyor.
Prof. Dr. Emre Erdoğan, "Gençlerin kaybolması, nüfus artış hızının düşmesi kadar ciddi bir beka meselesi" diyerek sorunun toplumsal boyutuna dikkat çekiyor.
Ekonomik kriz, düşük ücretler ve güvencesiz çalışma koşulları, gençleri iş piyasasından uzaklaştırıyor. Üniversite mezunlarının bile asgari ücretle çalışmaya zorlanması, birçok gencin iş arama motivasyonunu kırıyor.
Eğitim sistemindeki sorunlar da ev genci sorununun kökeninde yatıyor.
Her yıl yaklaşık 1 milyon genç üniversite sınavına giriyor, ancak mezunların yalnızca %30'u okuduğu alanda iş bulabiliyor. Mesleki yönlendirme eksikliği, gençlerin kendilerine uygun olmayan bölümlerde eğitim almasına neden oluyor.
Klinik Psikolog Mehmet Teber, "Gençlerin yarısı okuduğu bölümün kendine uygun olmadığını düşünüyor" diyor. Ayrıca, lise sonrası meslek edindirme programlarının yetersizliği, gençleri ne eğitime ne de istihdama hazırlıyor.
Kültürel ve psikolojik faktörler de bu tablonun bir parçası. Türkiye'de ailelerin koruyucu tutumu, gençlerin bağımsızlığını geciktiriyor.
Avrupa'da 18 yaşını geçen gençler genellikle kendi evlerini kurarken, Türkiye'de aileler çocuklarına "harçlık" vermeye devam ediyor. Bu durum, gençlerin sorumluluk almasını zorlaştırıyor.
Klinik Psikolog Ayhan Altaş, "Ebeveynlerin aşırı koruyucu tutumu, gençlerin sorun çözme becerilerini köreltiyor" diyerek, bu yaklaşımın gençleri pasif hale getirdiğini belirtiyor.
Dijital dünyanın cazibesi de gençleri eve bağlıyor. Sosyal medya, video oyunları ve çevrimiçi platformlar, gençlerin gerçek dünyadan koparak sanal hayatta vakit geçirmesine neden oluyor.
Toplumsal cinsiyet farkları, ev genci oranlarında da kendini gösteriyor. Kadınlarda NEET oranı %40,1'e ulaşırken, erkeklerde bu oran %22,3. Kültürel normlar ve erken evlilik, özellikle kırsal bölgelerde genç kadınların eğitim ve istihdamdan uzak kalmasına yol açıyor.
Sorunun çözümü için uzmanlar çok yönlü politikalar öneriyor. İlk olarak, eğitim sisteminin iş piyasasının ihtiyaçlarına göre yeniden yapılandırılması gerekiyor. Mesleki eğitim programları güçlendirilmeli ve gençlere kariyer danışmanlığı sunulmalı.
İş piyasasında güvenceli ve adil ücretli iş imkanları yaratılmalı. Ayrıca, ailelerin gençleri bağımsızlığa teşvik etmesi ve psikolojik destek programlarının yaygınlaştırılması önem taşıyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.