Sahabenin büyüklerinden Ebu Sa'id'in naklettiğine göre Hz. Peygamber (aleyhisselâm) şöyle buyurdu:
"Bir kul İslâm'a girer ve bunda samimi olursa, daha önce yaptığı bütün iyilikleri Allah, hayır hanesine yazar, işlemiş olduğu bütün kötülüklerini de affeder. Müslüman olduktan sonra yaptıklarının karşılığını ise şöyle verir: Yaptığı her iyilik için en az on misli olmak üzere yediyüz misline kadar sevap yazılır. Yapmaya niyetlendiği halde gücü yetmediği iyilikleri de yapmış gibi mükafatlandırır. İşlediği herbir kötülük için de, -insan tevbe edip Allah tarafından affedilmediği takdirde- bir günah yazılır." (Buharî, Sahih, iman 31; Nesâî, Sünen, iman 10.
Diline sahip ol...
Muaz İbn Cebel anlatıyor. Bir seferde Resûlüllah ile beraberdik. Bir ara yakınına düştüm ve beraber yürüdük.
"Ey Allah'ın Resûlü, dedim. Beni cehennemden uzaklaştırıp cennete sokacak bir amel söyle!"
"Çok önemli bir şey sordun. Bu, Allah'ın kolaylık nasib ettiği kimseye kolaydır; Allah'a ibadet edersin, Ona hiçbir şeyi ortak koşmazsın, namaz kılarsın, zekât verirsin, ramazan orucunu tutarsın, Hacc maksadıyla Beytullah'ı ziyaret edersin" buyurdular ve ardından da "Sana hayır kapılarını gösteriyim mi?" dediler.
"Evet ey Allah'ın Rasûlu" dedim.
"Oruç, cehenneme ateşine perdedir. Sadaka hataları yok eder; tıpkı suyun ateşi yoketmesi gibi. Kişinin geceleyin kıldığı namaz salihlerin şiârıdır" buyurdular ve şu âyeti okudular: "Onlar ibadet etmek için gece vakti yataklarından kalkar, Rablerinin azabından korkarak ve rahmetini ümid ederek, O'na yakarırlar. Kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeyden de bağışta bulunurlar" (Secde 16).
Sonra sordu: "Bu din işinin başını, direğini ve zirvesini sana haber vereyim mi?"
"Evet, ey Allah'ın Resûlü!" dedim. "Dinle öyleyse" buyurdu ve açıkladı: "Bu dinin başı İslâm'dır, direği namazdır, zirvesi Allah yolunda cehd ü gayrettir."
Sonra şöyle devam buyurdu: "Sana bütün bunları (tamamlayan) baş âmili haber vereyim mi?"
"Evet ey Allah'ın Resûlü!" dedim. "Şuna sahip ol!" dedi ve eliyle diline işaret etti. Ben "Ey Allah'ın Resûlü! Biz konuştuklarımızdan sorumlu mu olacağız?" diye sordum. "Anasız kalasıca Muâz! İnsanları, yüzlerinin üstüne ateşe sürükleyen, dilleriyle kazandıklarından başka bir şey midir?" buyurdular. (Tirmizî, Sünen, iman 8).
İslam'ın gecesi bile gündüz gibi aydınlık
Allah'ın arslanı, Hz Muhammed'in (aleyhisselam) biricik damadı ve velayetin şahı Hz. Ali'nin (kerremellahuvechehu) naklettiğine göre Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) şöyle buyurdu; "Kişi dört şeye inanmadıkça mümin sayılmaz: Allah'tan başka ilah olmadığına ve benim Allah'ın kulu ve elçisi Muhammed olduğuma, Yüce Allah'ın beni bütün insanlara hakla göndermiş bulunduğuna şehadet etmek, ölüme inanmak, tekrar dirilmeye inanmak, kadere inanmak." (Tirmizi, Sünen, kader 10).
Adaleti kıyamete dek yeri ve göğü tutmuş olan Hz. Ömer İbnu'l-Hattâb (radıyallahu anh)'dan rivâyet edilir ki, şöyle buyurmuştur: "Gecesi bile gündüz gibi olan çok aydınlık bir İslam dini üzere bırakıldınız. Çöldeki Bedevîlerin ve mahalle mekteplerindeki çocukların saflığı ve hesapsız teslimiyetiyle bu din yolu üzere olun." (Ahmed İbn Hanbel, Müsned, 4/126; İbn Mace, Sünen, mukaddime 6).
"Bir kul İslâm'a girer ve bunda samimi olursa, daha önce yaptığı bütün iyilikleri Allah, hayır hanesine yazar, işlemiş olduğu bütün kötülüklerini de affeder. Müslüman olduktan sonra yaptıklarının karşılığını ise şöyle verir: Yaptığı her iyilik için en az on misli olmak üzere yediyüz misline kadar sevap yazılır. Yapmaya niyetlendiği halde gücü yetmediği iyilikleri de yapmış gibi mükafatlandırır. İşlediği herbir kötülük için de, -insan tevbe edip Allah tarafından affedilmediği takdirde- bir günah yazılır." (Buharî, Sahih, iman 31; Nesâî, Sünen, iman 10.
Diline sahip ol...
Muaz İbn Cebel anlatıyor. Bir seferde Resûlüllah ile beraberdik. Bir ara yakınına düştüm ve beraber yürüdük.
"Ey Allah'ın Resûlü, dedim. Beni cehennemden uzaklaştırıp cennete sokacak bir amel söyle!"
"Çok önemli bir şey sordun. Bu, Allah'ın kolaylık nasib ettiği kimseye kolaydır; Allah'a ibadet edersin, Ona hiçbir şeyi ortak koşmazsın, namaz kılarsın, zekât verirsin, ramazan orucunu tutarsın, Hacc maksadıyla Beytullah'ı ziyaret edersin" buyurdular ve ardından da "Sana hayır kapılarını gösteriyim mi?" dediler.
"Evet ey Allah'ın Rasûlu" dedim.
"Oruç, cehenneme ateşine perdedir. Sadaka hataları yok eder; tıpkı suyun ateşi yoketmesi gibi. Kişinin geceleyin kıldığı namaz salihlerin şiârıdır" buyurdular ve şu âyeti okudular: "Onlar ibadet etmek için gece vakti yataklarından kalkar, Rablerinin azabından korkarak ve rahmetini ümid ederek, O'na yakarırlar. Kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeyden de bağışta bulunurlar" (Secde 16).
Sonra sordu: "Bu din işinin başını, direğini ve zirvesini sana haber vereyim mi?"
"Evet, ey Allah'ın Resûlü!" dedim. "Dinle öyleyse" buyurdu ve açıkladı: "Bu dinin başı İslâm'dır, direği namazdır, zirvesi Allah yolunda cehd ü gayrettir."
Sonra şöyle devam buyurdu: "Sana bütün bunları (tamamlayan) baş âmili haber vereyim mi?"
"Evet ey Allah'ın Resûlü!" dedim. "Şuna sahip ol!" dedi ve eliyle diline işaret etti. Ben "Ey Allah'ın Resûlü! Biz konuştuklarımızdan sorumlu mu olacağız?" diye sordum. "Anasız kalasıca Muâz! İnsanları, yüzlerinin üstüne ateşe sürükleyen, dilleriyle kazandıklarından başka bir şey midir?" buyurdular. (Tirmizî, Sünen, iman 8).
İslam'ın gecesi bile gündüz gibi aydınlık
Allah'ın arslanı, Hz Muhammed'in (aleyhisselam) biricik damadı ve velayetin şahı Hz. Ali'nin (kerremellahuvechehu) naklettiğine göre Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) şöyle buyurdu; "Kişi dört şeye inanmadıkça mümin sayılmaz: Allah'tan başka ilah olmadığına ve benim Allah'ın kulu ve elçisi Muhammed olduğuma, Yüce Allah'ın beni bütün insanlara hakla göndermiş bulunduğuna şehadet etmek, ölüme inanmak, tekrar dirilmeye inanmak, kadere inanmak." (Tirmizi, Sünen, kader 10).
Adaleti kıyamete dek yeri ve göğü tutmuş olan Hz. Ömer İbnu'l-Hattâb (radıyallahu anh)'dan rivâyet edilir ki, şöyle buyurmuştur: "Gecesi bile gündüz gibi olan çok aydınlık bir İslam dini üzere bırakıldınız. Çöldeki Bedevîlerin ve mahalle mekteplerindeki çocukların saflığı ve hesapsız teslimiyetiyle bu din yolu üzere olun." (Ahmed İbn Hanbel, Müsned, 4/126; İbn Mace, Sünen, mukaddime 6).
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019