logo
05 MAYIS 2024

Göç ve göçmen sorunu

13.05.2002 00:00:00
Tarih boyunca insanlar, doğup büyüdükleri yerlerden göç etmek veya ettirilmek zorunda kalmışlardır. Göçlerin genellikle birinci sebebi savaş, ikincisi de geçim sıkıntısı olmuştur. Günümüzde iletişim ve ulaşımın yaygınlaşması göç olayını daha da artırmıştır. Küreselleşmeciler, bütün olayları küreselleşmenin tabii bir sonucu olarak görürken, göstermeye çalışırken, maalesef göç olayını böyle değerlendirmiyorlar. Bir taraftan sermaye ve malın serbest dolaşımını savunan küreselleşmeciler, öte taraftan insanların serbest dolaşımına, yani göçüne karşı çıkıyorlar. Dolaylı dolaysız engeller çıkarıyorlar. Bu da, küreselleşmecilerin en büyük çelişkilerinden biridir.

Gelişmeler gösteriyor ki, önümüzdeki yılların en önemli sorunu, göç ve göçmen sorunu olacaktır. Dikkat edilirse, Avrupa'da yapılan son seçimlerde, bu sorun belirleyici rol oynamıştır. Avrupa'daki partilerden bazısı göçlerin yasaklanmasını, bazısı da uyum sağlamak şartıyla göçlerin devamını vaat ederek seçmenlerden oy istemişlerdir. Görünen o ki, Avrupa'da göç ve göçmenlere karşı çıkan politikacılar, oylarını artırmışlardır. Batılıların "sağcı-faşist" dedikleri bu politikacılar, hangi ülkeden gelirse gelsin, göçmenlere ve yabancı işçilere karşı çıkıyorlar. Bu karşı çıkış, kültürel ve siyasi çatışmaları beraberinde getirme eğilimi taşıyor. Halbuki Avrupa'nın iddiası ve hedefi, ABD gibi birleşik bir devlet oluşturmaktır. AB'nin kuruluş amacı budur. Fakat bu gelişmeler, AB projesini tehdit ediyor. Kimilerini AB'nin geleceği hakkında şüphe ve endişeye düşürüyor.

Avrupa'da ağırlık kazanan yabancı düşmanlığını sadece kültürel ve siyasi açıdan değil, ahlâki açıdan da sorgulamak gerekir. İhtiyaç duyduğunda yabancılara kapılarını ardına kadar açmanın, ihtiyaç bitince kapı dışarı atmanın, ahlâki olduğunu herhalde hiç kimse söyleyemez. Bugün, yapılmak istenen işte budur. Ne büyük bir haksızlık ve vefasızlık değil mi? Bunu yapmak isteyenler de çok iyi biliyor ki, AB ve ABD ekonomik kalkınmasını göçmenlere ve yabancı işçilere borçludur. Dahası, bu ülkelerin göçmenlere ihtiyacı bitmiş de değil. Avrupa'da doğurganlık oranı çok düşük. Çalışan nüfus azalıyor. Yapılan bir araştırma Avrupa'nın her yıl 1.4 milyon çalışan göçmene ihtiyacı olduğunu ortaya koyuyor.

Eskiden kas gücüne sahip işçileri talep eden bu ülkeler, şimdi yetişmiş insan, yani beyin gücü peşinde koşuyorlar. "Beyin göçü" denilen bu olayın üzerinde ayrıca durmak gerekir. Bir ülkenin en büyük sermayesi olan yetişmiş insan gücü, cazip tekliflerle elinden alınıyor. Ne yazık ki, Türkiye'de, bu ülkeler arasında yer almaktadır. Türkiye, iyi eğitim almış 100 kişiden 60'ını bu yolla kaybediyor. Aslında kaybeden göç veren, kazanan göç alan ülkelerdir. Hal böyle iken, neden göçmenlere karşı çıkılıyor? Bu, ekonomik sebeplerle izah edilemez. İşte bu durum, göçmen alan ülkeleri derin derin düşündürmektedir. AB, ABD'ye göre daha sıkıntılı. Çünkü Avrupa çok dinli, çok dilli ve çok ırklı toplum yapısına alışık değildir. ABD, AB'den biraz daha şanslı, olmasına rağmen, onun da kendine has sorunları vardır.

İşin bir başka yönü de şu: Göçmenlerin büyük bir kısmı, kendi isteği ile göç etmemişlerdir. Zorla, zincirlere vurularak yerlerinden yurtlarından alınmışlardır. Özellikle zencilerin Amerika'ya göçü bu şekilde olmuştur. Zencileri Amerika'ya getiren İspanyollar ve Portekizliler, onları hayvan gibi pazarlarda satmışlardır. Malcom X, zencilere yaptığı bir konuşmada bu durumu şöyle anlatır: "Sizler buraya kendi isteğinizle gelmediniz. Esir gemisi ile geldiniz. Hem de nasıl biliyor musunuz? Zincirlere vurularak. Atlar gibi. Hem de eşkiyalar, çapulcular tarafından değil. Hıristiyan haclar tarafından. Amerika'nın 'kurucu baba' dediği hacılar tarafından ". Göçmenlerin, işte böyle acı ve insanlık dışı bir tarihi vardır. Bugün, ataları adına onlardan özür dilemesi gerekenler, ataları gibi davranmaya kalkarlarsa, tarihi öfkeyi ve kini depreştirmiş olurlar. Böyle bir çatışmanın yalnız göçmenlere zarar vereceğini düşünenler, yanılıyorlar. Çatışma bütün dünyayı etkiler. Bunun önlenmesi için neyi, nasıl yapmalı, sorusunu sorup cevabını aradığımızda, iftiharla ifade edelim ki, yolumuz yine Osmanlı'ya çıkıyor. Osmanlı örnek alınmadıkça, göç ve göçmen olayını insanlığın yararına çözmek mümkün olmayacaktır.
 
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
Türkiye'nin doğa harikası
Mayıs ayında 5 metre kar var
İfadesi iddianameye girmeyen Ayşe Ateş'ten tepki
Azmettiriciler nerede?
16 ayda tamamlanan iddianamenin detayları
Basit bir husumet cinayeti!
Vatandaşlara ajanlık hakkında bilgi verildi
MİT'ten videolu 'casusluk' uyarısı
Türkiye'nin ekonomisini Almanya'da anlattı
'Kredi notumuz artıyor, doğru yoldayız'
'Kazan-kazan' pazarlığı mı yapıldı?
'Al paşaları ver anayasayı'
Kılıçdaroğlu ile görüşmede Erdoğan ziyareti de masadaydı
'Görüşmenin önemli kısmını paylaştım'
'Çok ölü var' diyerek mezarlığa ambulans istedi
Pes dedirten çağrılar
Yerlikaya ve yardımcılarının araç ve koruma sayıları azaltıldı
İçişleri Bakanlığından tasarruf açıklaması
Cenazeleri bulunan işçilerin kimlikleri belli oldu
İliç'te iki cenazeye daha ulaşıldı
'Ölünce mezarıma yazılacak bir baba adım yok'
58 yıldır gerçek kimliğini arıyor
Aralarında kanser, MS ve diyabet ilaçları da var
81 ilaç geri ödeme listesine alındı
200 nüfuslu köyden 50 ülkeye ihracat
300 kişiye istihdam sağlıyor
Darısı Süper Lig'de yaşanan olaylara
Olaylı derbide fişekçiye 15 yıl hapis
Türkiye'nin doğa harikası
Mayıs ayında 5 metre kar var
İfadesi iddianameye girmeyen Ayşe Ateş'ten tepki
Azmettiriciler nerede?
16 ayda tamamlanan iddianamenin detayları
Basit bir husumet cinayeti!
Vatandaşlara ajanlık hakkında bilgi verildi
MİT'ten videolu 'casusluk' uyarısı
Türkiye'nin ekonomisini Almanya'da anlattı
'Kredi notumuz artıyor, doğru yoldayız'
'Kazan-kazan' pazarlığı mı yapıldı?
'Al paşaları ver anayasayı'
Kılıçdaroğlu ile görüşmede Erdoğan ziyareti de masadaydı
'Görüşmenin önemli kısmını paylaştım'
'Çok ölü var' diyerek mezarlığa ambulans istedi
Pes dedirten çağrılar
Yerlikaya ve yardımcılarının araç ve koruma sayıları azaltıldı
İçişleri Bakanlığından tasarruf açıklaması
Cenazeleri bulunan işçilerin kimlikleri belli oldu
İliç'te iki cenazeye daha ulaşıldı
'Ölünce mezarıma yazılacak bir baba adım yok'
58 yıldır gerçek kimliğini arıyor
Aralarında kanser, MS ve diyabet ilaçları da var
81 ilaç geri ödeme listesine alındı
200 nüfuslu köyden 50 ülkeye ihracat
300 kişiye istihdam sağlıyor
Darısı Süper Lig'de yaşanan olaylara
Olaylı derbide fişekçiye 15 yıl hapis
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.