Yûşa Hazretleri
Ordularıyla beraber Beykoz'a kadar gelmiş ve burada yapılan savaşta, kabrinin yakınındaki bir yerde şehit olmuş kutlu bir velidir; bir rivayete göre de peygamberdir. tur.
Anlatıldığına göre; Sarıyer'in tam karşısında bulunan Sütlüce Köyü önlerinde şehid düşmüş ve mübarek vücudu iki parçaya bölünmüştür. Belden aşağı kısmı deniz kıyısında kalmış, belden yukarı kısmı da, Beykoz sırtlarındaki tepelere doğru sürüne sürüne çıkıp, şimdiki kabrinin bulunduğu yerde ruhunu teslim etmiştir.
Allah'ın bir cilvesi olarak boyu oldukça uzun olan Yûşâ Hazretleri'nin belden yukarı kısmı on yedi metrelik kabre konmuştur. O zamanlar, mezarının baş tarafı Kudüs'e doğru imiş. Dünya İslamiyetle şereflenip, Kıble, Kâbe-i Muazzama olunca, mezarın baş tarafı kendiliğinden yer değiştirerek Kıble'ye yönelmiştir .Bu olayı, o sırada orada bulunanlar hayretler içinde seyretmişlerdir
Yûşâ Hazretleri'nin deniz kıyısında kalan vücudunun alt kısmının olduğu yerden de "Âb-ı Hayât" denilen su fışkırmaya başlamış.
Başka bir rivayete göre; Hazret-i Yûşâ ile Musa aleyhisselam, birlikte bir savaşta bulunmuş. Musa aleyhisselam'ın ordusu zafere çok yaklaştığı sırada, Güneş batmaya, hava kararmaya başlamış.
Ancak hava bir süre daha aydınlık olsa, daha iyi olacak, savaş kesin zaferle bitecekmiş. O sırada Yûşâ hazretleri, ne yapması gerektiğini düşünmekte olan Musa aleyhisselam'ın yanına gelip: "Üzülme, zafer bizim olacak!"demiş. Sonra sol elini, batmakta olan Güneş'e doğru uzatmış, o anda yavaş yavaş dağların arkasında kaybolmakta olan güneş olduğu yerde kalıvermiş. Gün de uzamış. Günün uzamasını fırsat bilen Hz. Musa'nın orduları, kısa zamanda zafere kavuşmuşlar. Zafer kesin olarak kazanıldıktan sonra.Yûşâ Hazretleri elini kendisine doğru çekmiş ve Güneş bir anda gözlerden kaybolup gitmiş.
Kabri; Beykoz'un 2,5 km. kuzeyindeki Yûşâ Tepesi'ndedir. Kabrinin genişliği 4, uzunluğu 17 metredir.
Kabrin yanındaki mescit, Kanuni Sultan Süleyman tarafından inşa ettirilmiştir.
Hz.Yûşâ'nın Gaziantep, Halep ve Nablus Ürdün'de makamları vardır.
Ordularıyla beraber Beykoz'a kadar gelmiş ve burada yapılan savaşta, kabrinin yakınındaki bir yerde şehit olmuş kutlu bir velidir; bir rivayete göre de peygamberdir. tur.
Anlatıldığına göre; Sarıyer'in tam karşısında bulunan Sütlüce Köyü önlerinde şehid düşmüş ve mübarek vücudu iki parçaya bölünmüştür. Belden aşağı kısmı deniz kıyısında kalmış, belden yukarı kısmı da, Beykoz sırtlarındaki tepelere doğru sürüne sürüne çıkıp, şimdiki kabrinin bulunduğu yerde ruhunu teslim etmiştir.
Allah'ın bir cilvesi olarak boyu oldukça uzun olan Yûşâ Hazretleri'nin belden yukarı kısmı on yedi metrelik kabre konmuştur. O zamanlar, mezarının baş tarafı Kudüs'e doğru imiş. Dünya İslamiyetle şereflenip, Kıble, Kâbe-i Muazzama olunca, mezarın baş tarafı kendiliğinden yer değiştirerek Kıble'ye yönelmiştir .Bu olayı, o sırada orada bulunanlar hayretler içinde seyretmişlerdir
Yûşâ Hazretleri'nin deniz kıyısında kalan vücudunun alt kısmının olduğu yerden de "Âb-ı Hayât" denilen su fışkırmaya başlamış.
Başka bir rivayete göre; Hazret-i Yûşâ ile Musa aleyhisselam, birlikte bir savaşta bulunmuş. Musa aleyhisselam'ın ordusu zafere çok yaklaştığı sırada, Güneş batmaya, hava kararmaya başlamış.
Ancak hava bir süre daha aydınlık olsa, daha iyi olacak, savaş kesin zaferle bitecekmiş. O sırada Yûşâ hazretleri, ne yapması gerektiğini düşünmekte olan Musa aleyhisselam'ın yanına gelip: "Üzülme, zafer bizim olacak!"demiş. Sonra sol elini, batmakta olan Güneş'e doğru uzatmış, o anda yavaş yavaş dağların arkasında kaybolmakta olan güneş olduğu yerde kalıvermiş. Gün de uzamış. Günün uzamasını fırsat bilen Hz. Musa'nın orduları, kısa zamanda zafere kavuşmuşlar. Zafer kesin olarak kazanıldıktan sonra.Yûşâ Hazretleri elini kendisine doğru çekmiş ve Güneş bir anda gözlerden kaybolup gitmiş.
Kabri; Beykoz'un 2,5 km. kuzeyindeki Yûşâ Tepesi'ndedir. Kabrinin genişliği 4, uzunluğu 17 metredir.
Kabrin yanındaki mescit, Kanuni Sultan Süleyman tarafından inşa ettirilmiştir.
Hz.Yûşâ'nın Gaziantep, Halep ve Nablus Ürdün'de makamları vardır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.