Gözler FED'in kararında
Önümüzdeki hafta ABD'de faiz indirilecek mi, yoksa enflasyon korkusuyla duraklayacak mı? FED'in 9-10 Aralık toplantısı doları, borsaları ve Türkiye'yi doğrudan vuracak gibi görünüyor
05.12.2025 14:51:00 / Güncelleme: 05.12.2025 14:55:47
Eyüp Kabil
Eyüp Kabil





Dünyanın en büyük ekonomisi ABD'de gözler FED'in 9-10 Aralık'ta yapacağı toplantıya çevrilmiş durumda. Ekim ayında 25 baz puanlık indirimle federal funds oranını yüzde 3,75-4,00 aralığına çeken Fed, yıl sonu öncesi bir indirim daha yapıp yapmayacağı konusunda piyasaları ikiye bölmüş görünüyor.
Reuters anketine göre ekonomistlerin yüzde 82'si 25 baz puanlık kesinti öngörüyor, CME FedWatch aracı ise olasılığı yüzde 87'ye çıkarıyor. Ancak Fed Başkanı Jerome Powell'ın "kesinleşmiş bir karar değil" uyarısı, enflasyonun yüzde 2 hedefinin üzerinde seyretmesiyle birleşince, küresel piyasalarda volatiliteyi artırıyor. Bu toplantı, sadece ABD'yi değil, gelişmekte olan ekonomileri de doğrudan etkileyecek kritik bir dönüm noktası.
Soğuyan işgücü, ısınan enflasyon
ABD ekonomisi, 2025'in üçüncü çeyreğinde yüzde 2,8 büyüme kaydederek dirençli görünse de, işgücü piyasasında çatlaklar oluşmaya başladı. Kasım ayı istihdam raporu, 150 bin yeni iş ilanıyla beklentilerin altında kaldı. İşsizlik oranı yüzde 4,2'ye yükseldi. Bu, Fed'in "yumuşak iniş" stratejisini zorluyor. Öte yandan, PCE enflasyonu yüzde 2,6'da sabitlenirken, çekirdek gösterge yüzde 3'ü aşmış durumda. Konut fiyatları ve enerji maliyetlerindeki artış, Powell'ı temkinli olmaya zorluyor.
Morningstar analistleri, "Fed, işsizlik artmadan önce harekete geçmek zorunda" diyor. Piyasalar, bir indirimin tüketici harcamalarını canlandıracağını umuyor ancak gecikme, resesyon korkularını tetikleyebilir.
Fed üyeleri arasında görüş ayrılığı
Politika yapıcılar arasında derin bir bölünme var. New York Fed Başkanı John Williams ve Vali Christopher Waller gibi güvercinler, "yakın vadede ayarlamaya yer var" diyerek indirimi savunuyor. Buna karşın, Atlanta Fed Başkanı Raphael Bostic ve Dallas Başkanı Lorie Logan, enflasyon risklerini vurgulayarak duraklama çağrısı yapıyor.
Reuters'a göre, FOMC'nin 11 üyesinden 6'sı indirim yanlısı, kalanlar ise veri odaklı bir yaklaşım istiyor. Bu ayrılık, projeksiyonlarda belirginleşebilir. 2026 için 3,5 indirim beklentisi, toplantı sonrası revize edilebilir.
Küresel piyasalara yansımaları
Fed'in kararının, küresel dalga etkisi yaratması kaçınılmaz. Bir indirim, doları zayıflatıp euro ve sterlini güçlendirebilir. Euro Stoxx 50 endeksi zaten yüzde 1,5 prim yaptı. Gelişmekte olan piyasalarda, Türkiye gibi yüksek enflasyonlu ekonomiler için ise fırsat olabilir. TL'de değerlenme ve Borsa İstanbul'da yükseliş bekleniyor. Ancak şahin bir tutum, sermaye kaçışını hızlandırabilir. Çin'in emlak kriziyle boğuştuğu bir yılda, Fed'in gevşemesi Asya borsalarını rahatlatır. Hang Seng yüzde 2 toparlanabilir. Reuters'ın "Take Five" analizine göre, İsviçre ve Avustralya merkez bankaları da Fed'i izleyecek, küresel likiditeyi şekillendirecek.
2026'ya bakış
Aralık toplantısı, Fed'in 2026 yol haritasını çizecek. Üçüncü çeyrekte yüzde 3'lük faiz hedefi, yumuşak inişi desteklerse, S&P 500 6.000 puana koşar. Ancak jeopolitik riskler (Rusya-Ukrayna gerilimi) ve Trump'ın olası politikaları enflasyonu körükleyebilir. Uzmanlar, "Fed'in eli kolu bağlı değil, ama veri bağımlılığı artacak" diyor. Sonuçta, bu karar sadece oranları değil, küresel güveni de yeniden tanımlayacak.
Reuters anketine göre ekonomistlerin yüzde 82'si 25 baz puanlık kesinti öngörüyor, CME FedWatch aracı ise olasılığı yüzde 87'ye çıkarıyor. Ancak Fed Başkanı Jerome Powell'ın "kesinleşmiş bir karar değil" uyarısı, enflasyonun yüzde 2 hedefinin üzerinde seyretmesiyle birleşince, küresel piyasalarda volatiliteyi artırıyor. Bu toplantı, sadece ABD'yi değil, gelişmekte olan ekonomileri de doğrudan etkileyecek kritik bir dönüm noktası.
Soğuyan işgücü, ısınan enflasyon
ABD ekonomisi, 2025'in üçüncü çeyreğinde yüzde 2,8 büyüme kaydederek dirençli görünse de, işgücü piyasasında çatlaklar oluşmaya başladı. Kasım ayı istihdam raporu, 150 bin yeni iş ilanıyla beklentilerin altında kaldı. İşsizlik oranı yüzde 4,2'ye yükseldi. Bu, Fed'in "yumuşak iniş" stratejisini zorluyor. Öte yandan, PCE enflasyonu yüzde 2,6'da sabitlenirken, çekirdek gösterge yüzde 3'ü aşmış durumda. Konut fiyatları ve enerji maliyetlerindeki artış, Powell'ı temkinli olmaya zorluyor.
Morningstar analistleri, "Fed, işsizlik artmadan önce harekete geçmek zorunda" diyor. Piyasalar, bir indirimin tüketici harcamalarını canlandıracağını umuyor ancak gecikme, resesyon korkularını tetikleyebilir.
Fed üyeleri arasında görüş ayrılığı
Politika yapıcılar arasında derin bir bölünme var. New York Fed Başkanı John Williams ve Vali Christopher Waller gibi güvercinler, "yakın vadede ayarlamaya yer var" diyerek indirimi savunuyor. Buna karşın, Atlanta Fed Başkanı Raphael Bostic ve Dallas Başkanı Lorie Logan, enflasyon risklerini vurgulayarak duraklama çağrısı yapıyor.
Reuters'a göre, FOMC'nin 11 üyesinden 6'sı indirim yanlısı, kalanlar ise veri odaklı bir yaklaşım istiyor. Bu ayrılık, projeksiyonlarda belirginleşebilir. 2026 için 3,5 indirim beklentisi, toplantı sonrası revize edilebilir.
Küresel piyasalara yansımaları
Fed'in kararının, küresel dalga etkisi yaratması kaçınılmaz. Bir indirim, doları zayıflatıp euro ve sterlini güçlendirebilir. Euro Stoxx 50 endeksi zaten yüzde 1,5 prim yaptı. Gelişmekte olan piyasalarda, Türkiye gibi yüksek enflasyonlu ekonomiler için ise fırsat olabilir. TL'de değerlenme ve Borsa İstanbul'da yükseliş bekleniyor. Ancak şahin bir tutum, sermaye kaçışını hızlandırabilir. Çin'in emlak kriziyle boğuştuğu bir yılda, Fed'in gevşemesi Asya borsalarını rahatlatır. Hang Seng yüzde 2 toparlanabilir. Reuters'ın "Take Five" analizine göre, İsviçre ve Avustralya merkez bankaları da Fed'i izleyecek, küresel likiditeyi şekillendirecek.
2026'ya bakış
Aralık toplantısı, Fed'in 2026 yol haritasını çizecek. Üçüncü çeyrekte yüzde 3'lük faiz hedefi, yumuşak inişi desteklerse, S&P 500 6.000 puana koşar. Ancak jeopolitik riskler (Rusya-Ukrayna gerilimi) ve Trump'ın olası politikaları enflasyonu körükleyebilir. Uzmanlar, "Fed'in eli kolu bağlı değil, ama veri bağımlılığı artacak" diyor. Sonuçta, bu karar sadece oranları değil, küresel güveni de yeniden tanımlayacak.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.



















































































