Yüksek Öğrenim Kurumu (YÖK) BaşkanıProf. Dr. Kemal Gürüz, akarya Üniversitesi Esentepe Yerleşkesi'ndeki Türkiye Üniversiteleri Öğrenci Konseyleri 4. Kurultayı'nın açılış oturumunda yaptığı konuşmada, adeta devletin tüm yetkilerini elinde bulunduran bir "padişah" gibi konuştu.
Gürüz, Türkiye Cumhuriyeti'ni çağdaş medeniyet çizgisinden saptırmak isteyenlerin günümüzde de var olduğunu iddia ederek, şu iddialarda bulundu: "Türkiye'de molla rejimi olmasını isteyenler, Türkiye Cumhuriyeti'ni, çağdaş çizgiden saptırmak isteyenler, entarisiyle dolaşıp Vahhabi bataklığı özleminde olanlar vardır. Yani, Türkiye Cumhuriyeti'ni Atatürk'ün çizdiği yoldan saptırmak isteyenler olduğu bir gerçektir. Dünyanın hiçbir yerinde 5-6 yaşındaki çocuklara din eğitimi verilen başka bir ülke yok. Din adamlarımızın yetiştirilmesini, mutlaka yüksek öğretim seviyesine çekmeliyiz. Gerektiği sayıda din adamı yetiştirmeliyiz. Türkiye, bunu gerçekleştirmek mecburiyetindedir."
Türkiye'de, "laiklik ilkesinden vazgeçilemeyeceğini" de ifade eden Gürüz şöyle devam etti: "Meclis'i oluşturan komisyonlarda Milli Eğitim camiasında her türden insan mesleki kökenden gelenler olabilir. TBMM'deki Milli Eğitim Komisyonu'nda dini eğitim alan, geçmişte zorunlu 8 yıllık eğitime aleni karşı koyanların ağırlık ve çoğunluk oluşturmasına kimsenin ses çıkarmaması beklenmemelidir."
Gürüz, Türkiye Cumhuriyeti'ni çağdaş medeniyet çizgisinden saptırmak isteyenlerin günümüzde de var olduğunu iddia ederek, şu iddialarda bulundu: "Türkiye'de molla rejimi olmasını isteyenler, Türkiye Cumhuriyeti'ni, çağdaş çizgiden saptırmak isteyenler, entarisiyle dolaşıp Vahhabi bataklığı özleminde olanlar vardır. Yani, Türkiye Cumhuriyeti'ni Atatürk'ün çizdiği yoldan saptırmak isteyenler olduğu bir gerçektir. Dünyanın hiçbir yerinde 5-6 yaşındaki çocuklara din eğitimi verilen başka bir ülke yok. Din adamlarımızın yetiştirilmesini, mutlaka yüksek öğretim seviyesine çekmeliyiz. Gerektiği sayıda din adamı yetiştirmeliyiz. Türkiye, bunu gerçekleştirmek mecburiyetindedir."
Türkiye'de, "laiklik ilkesinden vazgeçilemeyeceğini" de ifade eden Gürüz şöyle devam etti: "Meclis'i oluşturan komisyonlarda Milli Eğitim camiasında her türden insan mesleki kökenden gelenler olabilir. TBMM'deki Milli Eğitim Komisyonu'nda dini eğitim alan, geçmişte zorunlu 8 yıllık eğitime aleni karşı koyanların ağırlık ve çoğunluk oluşturmasına kimsenin ses çıkarmaması beklenmemelidir."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.