Son zamanlarda yandaş medyada “Türkiye bölgesel güç oldu, küresel güç olma yolunda ilerliyor” propagandası yapılıyor.
Bu lafı duyunca rahmetli Kemal Sunal’ın “Sahte Kabadayı” filmi aklıma geliyor.
Gerçi orada yalandan da olsa racon kesen, istediğini yaptıran bir tipleme vardı.
Bizde o da yok!
Ülkemizin küresel güç olması, yeniden dünyaya adalet dağıtması, huzuru yaşatması elbette her Türk vatandaşı gibi benim de en büyük arzumdur.
Ülkemin, bayrağımın hep en yükseklerde olması elbette benim de rüyalarımı süslemektedir.
Ama bu mevcut kadroların, ülkeyi adeta ABD’nin uydusu haline getirenlerin yapacağı iş değildir.
Bunu ancak milli bir ekonomi modeli olan, ülke sorunlarına milli çözümler getiren, imanını her şeyin üstünde tutan kadrolar yapabilir.
Bu kadro da Prof. Dr. Haydar Baş ve ekibidir.
* * *
Biz yeniden yazı konumuza dönelim.
Küresel güç iddiasındaki hükümete sahte kabadayı benzetmesi yapmıştık.
İşte bunun son örneği.
İflas eden şu Yunanistan var ya, işte o Yunanistan Ege’de bize yine meydan okudu.
Ne yaptı biliyor musunuz?
Statüsü tartışmalı olan bölgede petrol araması yapma kararı aldı.
Şimdi merak ediyorum bizimkiler ne yapacak?
Suriye’ye “bak savaşırız haa” tehditleri savuranlar aynı efelenmeleri Yunanistan’a da yapabilecek mi?
Böyle bir şey elbette mümkün değil.
Esad’a meydan okuma rekoru kıran Dışişleri Bakanımız Davutoğlu’ndan cılız bir açıklama geldi.
Şöyle diyor zat-ı alileri ‘’Böyle bir durumda Türkiye de mukabil adımlar atar. Ama buna ihtiyaç hissedilmeyeceğini ümit ediyorum’’ dedi.
İnanıyorum ki bu açıklama ile Yunanistan’ın dizlerinin bağı çözülmüştür ve petrol arama işinden vazgeçmiştir.
* * *
Zaten Yunanistan’a karşı ne yapacağımızın daha doğrusu ne yapamayacağımızın işareti yavruları Rumlar karşısında takındığımız tavırdan belli değil mi?
Hatırlarsınız!
Rumlar Eylül 2011’de Doğu Akdeniz’de petrol ve doğalgaz araması başlatmış,
hükümetimiz de “bu bir savaş sebebidir” şeklinde açıklamalar yapmıştı.
Hatta Rumlara misilleme olsun diye sismik araştırma gemisi Piri Reis’i Akdeniz’e göndermiştik.
Sonra ne mi oldu?
Kısca özetleyelim.
Stratejik ortağımız ABD, girmek için can attığımız AB ve rest üstüne rest çektiğimiz İsrail bizimkilerin tabir yerinde ise kulağını çekti.
Kibarca uyarılan Ankara biranda suspus oldu.
Şimdi Rumlar Akdeniz’in kaynaklarını talan ediyor.
Ama bunun hiç bir önemi yok.
Nede olsa hükümetimiz bizi bölgesel güç yaptı.
Ne diyelim, durmak yok yola devam!
Bu lafı duyunca rahmetli Kemal Sunal’ın “Sahte Kabadayı” filmi aklıma geliyor.
Gerçi orada yalandan da olsa racon kesen, istediğini yaptıran bir tipleme vardı.
Bizde o da yok!
Ülkemizin küresel güç olması, yeniden dünyaya adalet dağıtması, huzuru yaşatması elbette her Türk vatandaşı gibi benim de en büyük arzumdur.
Ülkemin, bayrağımın hep en yükseklerde olması elbette benim de rüyalarımı süslemektedir.
Ama bu mevcut kadroların, ülkeyi adeta ABD’nin uydusu haline getirenlerin yapacağı iş değildir.
Bunu ancak milli bir ekonomi modeli olan, ülke sorunlarına milli çözümler getiren, imanını her şeyin üstünde tutan kadrolar yapabilir.
Bu kadro da Prof. Dr. Haydar Baş ve ekibidir.
* * *
Biz yeniden yazı konumuza dönelim.
Küresel güç iddiasındaki hükümete sahte kabadayı benzetmesi yapmıştık.
İşte bunun son örneği.
İflas eden şu Yunanistan var ya, işte o Yunanistan Ege’de bize yine meydan okudu.
Ne yaptı biliyor musunuz?
Statüsü tartışmalı olan bölgede petrol araması yapma kararı aldı.
Şimdi merak ediyorum bizimkiler ne yapacak?
Suriye’ye “bak savaşırız haa” tehditleri savuranlar aynı efelenmeleri Yunanistan’a da yapabilecek mi?
Böyle bir şey elbette mümkün değil.
Esad’a meydan okuma rekoru kıran Dışişleri Bakanımız Davutoğlu’ndan cılız bir açıklama geldi.
Şöyle diyor zat-ı alileri ‘’Böyle bir durumda Türkiye de mukabil adımlar atar. Ama buna ihtiyaç hissedilmeyeceğini ümit ediyorum’’ dedi.
İnanıyorum ki bu açıklama ile Yunanistan’ın dizlerinin bağı çözülmüştür ve petrol arama işinden vazgeçmiştir.
* * *
Zaten Yunanistan’a karşı ne yapacağımızın daha doğrusu ne yapamayacağımızın işareti yavruları Rumlar karşısında takındığımız tavırdan belli değil mi?
Hatırlarsınız!
Rumlar Eylül 2011’de Doğu Akdeniz’de petrol ve doğalgaz araması başlatmış,
hükümetimiz de “bu bir savaş sebebidir” şeklinde açıklamalar yapmıştı.
Hatta Rumlara misilleme olsun diye sismik araştırma gemisi Piri Reis’i Akdeniz’e göndermiştik.
Sonra ne mi oldu?
Kısca özetleyelim.
Stratejik ortağımız ABD, girmek için can attığımız AB ve rest üstüne rest çektiğimiz İsrail bizimkilerin tabir yerinde ise kulağını çekti.
Kibarca uyarılan Ankara biranda suspus oldu.
Şimdi Rumlar Akdeniz’in kaynaklarını talan ediyor.
Ama bunun hiç bir önemi yok.
Nede olsa hükümetimiz bizi bölgesel güç yaptı.
Ne diyelim, durmak yok yola devam!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Bayram Çoşgun / diğer yazıları
- Teröriste kravat taktırınca! / 01.03.2025
- Sosyal medyada İslam’a alçak saldırılar / 22.02.2025
- Artık bu işin suyu çıktı! / 13.02.2025
- CHP, Erdoğan ne isterse veriyor! / 05.02.2025
- Futbol üzerine / 30.01.2025
- SMA hastası çocuklar ve aileleri / 24.01.2025
- Haklı çıkmaya devam ediyor / 16.01.2025
- Ne günlere kaldık! / 06.01.2025
- BOP ve Türkiye / 01.01.2025
- Suriye’de mezhep çatışması çıkarmak istiyorlar / 28.12.2024
- Sosyal medyada İslam’a alçak saldırılar / 22.02.2025
- Artık bu işin suyu çıktı! / 13.02.2025
- CHP, Erdoğan ne isterse veriyor! / 05.02.2025
- Futbol üzerine / 30.01.2025
- SMA hastası çocuklar ve aileleri / 24.01.2025
- Haklı çıkmaya devam ediyor / 16.01.2025
- Ne günlere kaldık! / 06.01.2025
- BOP ve Türkiye / 01.01.2025
- Suriye’de mezhep çatışması çıkarmak istiyorlar / 28.12.2024