Ülkemizin içinde bulunduğu, daha doğrusu sorumsuzca düşürüldüğü ekonomik bunalım, ve gelecek adına somut adımların atılmaması gerçeği, işçimizin, çiftçimizin, memurumuzun, esnafımızın, müteşebbisimizin...Kısaca bütün vatandaşlarımızın "artık çıkış yok mu ? " sorusunun ümitsizliğine düşmelerine neden olmuştur.
Sürekli piyasanın ve halkın içinde bulunmamız sebebiyle, bizi gören her kesimden vatandaşımız soruyor:
* Ne zaman bu ülke düzelecek ?
* Alış veriş yok bugünde yine siftahsız kapatacağız.
* Mavi Akım Projesi'nde de mi yolsuzluk varmış ?
* Telekom satılıyor, bu ülkenin sırlarını yabancılar şimdi bilecek mi?
* Başkan Bush telefon açmış bir de mektup yazmış böyle olmasıni istemiş öylemi?
* Yani köylü milletin efendisiydi, şimdi efendilerin kölesimi olduk?
* Sigorta primlerini ve vergilerimi ödeyemiyorum, artık işyerimi kapatma kararımı verdim, ne dersiniz?..
Hergün böyle onlarca soru ve yakınmayla karşı karşıya kalıyoruz. Hele bir tanesi; "Arkadaşım yolsuzluk yapmak için para bulunuyor da, yolsuzluğu ortadan kaldırmak için niye para bulunamıyor" deyince, bu vatandaş beni hükümetin bir mensubu zannetti diye kendi kendime düşündüm.
Yukarıda piyasada vatandaşın konuştuğu, paylaştığı konulardan ve sorulardan sadece bir kaçını aktarabildik. Görüldüğü gibi güvensizlik, ve geleceğe dönük umutsuzluk had safhada.
Bazende vatandaşlara soruları biz yönelttiyoruz. Peki ne istiyorsunuz ?
* Abi iş istiyoruz.
* Yolsuzluğun olmamasını, yetimin fakirin hakkının yenmemesini istiyoruz.
* Biz asil bir milletiz. Tarihin en zor dönemlerinde ve günlerinde dahi hiç kimseden istemedik, dilenmedik. Ya istiklal ya ölüm dedik; İstiklalimizi gerçekleştirdik. Vatandaşımızın bu ifadelerinden sonra diğer görüşleri aktarmama gerek kalmadığı kanaatindeyim.
Anlaşılmıştır ki, bu asil milletin iktisadi saha başta olmak üzere, bütün sahalarda lider bir ülke konumunda olabilmesi için bir Kuvayi Milliye ruhuna ihtiyacı vardır.
Hiç kimsenin telefon veya mektuplu emirlerine boyun eğmeden, siyasi ve ekonomik tahribat, yıkım ve saldırıların üstesinden, topyekün çalışarak, üreterek, ihraç ederek kısaca bir ve beraber hareket ederek gelecek olan Milli Ruhu halkımız beklemektedir.
Sürekli piyasanın ve halkın içinde bulunmamız sebebiyle, bizi gören her kesimden vatandaşımız soruyor:
* Ne zaman bu ülke düzelecek ?
* Alış veriş yok bugünde yine siftahsız kapatacağız.
* Mavi Akım Projesi'nde de mi yolsuzluk varmış ?
* Telekom satılıyor, bu ülkenin sırlarını yabancılar şimdi bilecek mi?
* Başkan Bush telefon açmış bir de mektup yazmış böyle olmasıni istemiş öylemi?
* Yani köylü milletin efendisiydi, şimdi efendilerin kölesimi olduk?
* Sigorta primlerini ve vergilerimi ödeyemiyorum, artık işyerimi kapatma kararımı verdim, ne dersiniz?..
Hergün böyle onlarca soru ve yakınmayla karşı karşıya kalıyoruz. Hele bir tanesi; "Arkadaşım yolsuzluk yapmak için para bulunuyor da, yolsuzluğu ortadan kaldırmak için niye para bulunamıyor" deyince, bu vatandaş beni hükümetin bir mensubu zannetti diye kendi kendime düşündüm.
Yukarıda piyasada vatandaşın konuştuğu, paylaştığı konulardan ve sorulardan sadece bir kaçını aktarabildik. Görüldüğü gibi güvensizlik, ve geleceğe dönük umutsuzluk had safhada.
Bazende vatandaşlara soruları biz yönelttiyoruz. Peki ne istiyorsunuz ?
* Abi iş istiyoruz.
* Yolsuzluğun olmamasını, yetimin fakirin hakkının yenmemesini istiyoruz.
* Biz asil bir milletiz. Tarihin en zor dönemlerinde ve günlerinde dahi hiç kimseden istemedik, dilenmedik. Ya istiklal ya ölüm dedik; İstiklalimizi gerçekleştirdik. Vatandaşımızın bu ifadelerinden sonra diğer görüşleri aktarmama gerek kalmadığı kanaatindeyim.
Anlaşılmıştır ki, bu asil milletin iktisadi saha başta olmak üzere, bütün sahalarda lider bir ülke konumunda olabilmesi için bir Kuvayi Milliye ruhuna ihtiyacı vardır.
Hiç kimsenin telefon veya mektuplu emirlerine boyun eğmeden, siyasi ve ekonomik tahribat, yıkım ve saldırıların üstesinden, topyekün çalışarak, üreterek, ihraç ederek kısaca bir ve beraber hareket ederek gelecek olan Milli Ruhu halkımız beklemektedir.
Hakan Bektaş / diğer yazıları
- Başaramayanlar başarısızdır / 29.03.2006
- Yavru vatan / 01.12.2001
- Her geçen gün daha da batıyoruz / 09.10.2001
- Tarihi iflas / 04.09.2001
- Bunları haketmedik / 27.08.2001
- Hükümetin yaz-kış hikayeleri / 14.08.2001
- Yoksulluk ve yardımın böylesi / 07.08.2001
- Dokuya göre program şart / 31.07.2001
- Sıra siyasilerde / 17.07.2001
- İç işlerimize açık müdahale / 10.07.2001
- Yavru vatan / 01.12.2001
- Her geçen gün daha da batıyoruz / 09.10.2001
- Tarihi iflas / 04.09.2001
- Bunları haketmedik / 27.08.2001
- Hükümetin yaz-kış hikayeleri / 14.08.2001
- Yoksulluk ve yardımın böylesi / 07.08.2001
- Dokuya göre program şart / 31.07.2001
- Sıra siyasilerde / 17.07.2001
- İç işlerimize açık müdahale / 10.07.2001