Önümüzdeki dönemde ABD Başkanlığı için adaylık hesapları yapan Hillary Clinton beyninden rahatsızlanınca Aytunç Altındal’ın, “Bu kadın bir suikast kurbanı olabilir” dediğini hatırlayarak, “Acaba Hillary yengenin beynini Neconlar mı felç’e niyetlendi” diye içimden geçmedi desem yalan olur.
Altındal’a göre Barak Obama’nın partisinin üçüncü defa seçimi kazanabilmesi için ABD’nin şok etkisi yaratan bir başkan adayına ihtiyacı vardı ve bu şok da ancak bir “kadın adayla” mümkün olabilirdi…
Bu kısa notu düştükten sonra gelelim Hillary yengenin ABD Başkanı olması halinde Türkiye’nin başına nelerin gelebileceğine?
Öyle ya, Hillary ABD Başkanı olduğunda Türkiye’de, bir ihtimal “Büyük Ortadoğu Projesi’nin Eş Başkanı” yani en sadık yardımcılarından biri iktidar koltuğunda oturuyor olacak. Peki, o zaman Hillary Başkan Türkiye’ye neler yapacak, neler yaptıracak?
Hillary’nin ABD Devlet Başkanı Bill Clinton’ın karısı yani First Lady olarak 1996 yılında Türkiye’ye geldiğinde bu millete ne yaptı, ben size onu söyleyeyim, siz de, Devlet Başkanı olduğunda ve muhatap olarak karşısında “Süpürülmemiş, kullanılmaya hazır” bir yardımcı bulduğunda Türkiye’ye neler yaptırabileceğine artık karar verin.
1996 yılı Bahar mevsiminde Bill Clinton’ın eşi Hillary Clinton Türkiye’ye uyuşturucu madde bağımlılarının tedavisinde kullanılan “Metadon” isimli bir ilâcın tanıtımı için geldi. Gelin görün ki “Metadon” uyuşturucudan beter bir bağımlılık yaptığı için Avrupa’da yasaklanan bir Amerikan ilâcı idi.
Avrupa’nın koyduğu bu yasak, ABD ilâç sanayiine bir hayli darbe vurmuştu. “Amerikalı bir şirket için kârlı olan, ABD için faydalıdır” prensibi gereğince Türkiye’ye ayak basmıştı. Zaten o gelmeden “Metadon” için Sağlık Bakanlığı’ndan bir “Tavsiye Kararı” çıkartılmıştı. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları görevlilerinden Dr. Ü.Y. “Liselerde Uyuşturucu Kullanımını” konu alan tezini ABD İstanbul Başkonsolosu Jerrold Mark Dion’ın katıldığı bir basın toplantısı ile kamuoyuna duyurulması da tam bu anlara rastlamıştı, ne hikmetse.
Ve yine ne büyük tesadüftür ki aynı hastanenin uyuşturucu bağımlılarını tedavi eden bölümün şefi Doç. Dr. M.B. ABD’de Metadon kullanımı ile ilgili araştırmalar yapmış olması gibi.
Özet olarak Avrupa Metadon’u uyuşturucudan beter bağımlılık yapıyor diye yasakladı, o günün Türk yöneticileri First Lady Clinton’un pazarlaması ile Metadon’u Türk hastalarının kullanımına sundu. Şimdi siz aynı Clinton’ın ABD Devlet Başkanı olduğunu düşünün ve Türkiye’ye neler pazarlayabileceğini ve Türkiye’yi kimlere pazarlayabileceğini hesap edin. Edebilirseniz tabi…
“Hayatını kaybetti!”
Son günlerde peş peşe ölen ünlüler sebebiyle gazete ve televizyonlar “Falan kişi hayatını kaybetti!” haberleri ile doldu taştı.
Oysa kaybolan hiçbir şey yok.
Yani hiçbir hayat kaybolmaz!
Kim bu dünyada bir saniye bile olsa bir zaman ve mekân içerisinde bulundu ise o zaman ve mekândaki bütün veçhelerden çevredeki eşyalar tarafından kaydı yapılır, belgeseli hazırlanır…
Bu bir.
Ölen kişi hayatını da beraberinde götürür…
Bu da iki…
Altındal’a göre Barak Obama’nın partisinin üçüncü defa seçimi kazanabilmesi için ABD’nin şok etkisi yaratan bir başkan adayına ihtiyacı vardı ve bu şok da ancak bir “kadın adayla” mümkün olabilirdi…
Bu kısa notu düştükten sonra gelelim Hillary yengenin ABD Başkanı olması halinde Türkiye’nin başına nelerin gelebileceğine?
Öyle ya, Hillary ABD Başkanı olduğunda Türkiye’de, bir ihtimal “Büyük Ortadoğu Projesi’nin Eş Başkanı” yani en sadık yardımcılarından biri iktidar koltuğunda oturuyor olacak. Peki, o zaman Hillary Başkan Türkiye’ye neler yapacak, neler yaptıracak?
Hillary’nin ABD Devlet Başkanı Bill Clinton’ın karısı yani First Lady olarak 1996 yılında Türkiye’ye geldiğinde bu millete ne yaptı, ben size onu söyleyeyim, siz de, Devlet Başkanı olduğunda ve muhatap olarak karşısında “Süpürülmemiş, kullanılmaya hazır” bir yardımcı bulduğunda Türkiye’ye neler yaptırabileceğine artık karar verin.
1996 yılı Bahar mevsiminde Bill Clinton’ın eşi Hillary Clinton Türkiye’ye uyuşturucu madde bağımlılarının tedavisinde kullanılan “Metadon” isimli bir ilâcın tanıtımı için geldi. Gelin görün ki “Metadon” uyuşturucudan beter bir bağımlılık yaptığı için Avrupa’da yasaklanan bir Amerikan ilâcı idi.
Avrupa’nın koyduğu bu yasak, ABD ilâç sanayiine bir hayli darbe vurmuştu. “Amerikalı bir şirket için kârlı olan, ABD için faydalıdır” prensibi gereğince Türkiye’ye ayak basmıştı. Zaten o gelmeden “Metadon” için Sağlık Bakanlığı’ndan bir “Tavsiye Kararı” çıkartılmıştı. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları görevlilerinden Dr. Ü.Y. “Liselerde Uyuşturucu Kullanımını” konu alan tezini ABD İstanbul Başkonsolosu Jerrold Mark Dion’ın katıldığı bir basın toplantısı ile kamuoyuna duyurulması da tam bu anlara rastlamıştı, ne hikmetse.
Ve yine ne büyük tesadüftür ki aynı hastanenin uyuşturucu bağımlılarını tedavi eden bölümün şefi Doç. Dr. M.B. ABD’de Metadon kullanımı ile ilgili araştırmalar yapmış olması gibi.
Özet olarak Avrupa Metadon’u uyuşturucudan beter bağımlılık yapıyor diye yasakladı, o günün Türk yöneticileri First Lady Clinton’un pazarlaması ile Metadon’u Türk hastalarının kullanımına sundu. Şimdi siz aynı Clinton’ın ABD Devlet Başkanı olduğunu düşünün ve Türkiye’ye neler pazarlayabileceğini ve Türkiye’yi kimlere pazarlayabileceğini hesap edin. Edebilirseniz tabi…
“Hayatını kaybetti!”
Son günlerde peş peşe ölen ünlüler sebebiyle gazete ve televizyonlar “Falan kişi hayatını kaybetti!” haberleri ile doldu taştı.
Oysa kaybolan hiçbir şey yok.
Yani hiçbir hayat kaybolmaz!
Kim bu dünyada bir saniye bile olsa bir zaman ve mekân içerisinde bulundu ise o zaman ve mekândaki bütün veçhelerden çevredeki eşyalar tarafından kaydı yapılır, belgeseli hazırlanır…
Bu bir.
Ölen kişi hayatını da beraberinde götürür…
Bu da iki…
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Hasan Demir / diğer yazıları
- Artık yeter! / 02.11.2015
- Artık yeter! / 28.09.2015
- Sandıktan ne çıkacak! / 21.09.2015
- Böyle milliyetçilik olur mu? / 12.09.2015
- AKP başımıza neler getirecek! / 11.09.2015
- Şehit ve gaziden korkanlar! / 07.09.2015
- Kripto Ermeniler! / 29.08.2015
- Atatürk sandıktan çıkmadı! / 24.08.2015
- Bu ne biçim üslup böyle! / 22.08.2015
- Asalet nerede? / 16.08.2015
- Artık yeter! / 28.09.2015
- Sandıktan ne çıkacak! / 21.09.2015
- Böyle milliyetçilik olur mu? / 12.09.2015
- AKP başımıza neler getirecek! / 11.09.2015
- Şehit ve gaziden korkanlar! / 07.09.2015
- Kripto Ermeniler! / 29.08.2015
- Atatürk sandıktan çıkmadı! / 24.08.2015
- Bu ne biçim üslup böyle! / 22.08.2015
- Asalet nerede? / 16.08.2015