logo
29 NİSAN 2024

Hıristiyanlığa özenti ve televizyonlar

06.08.2002 00:00:00
MİSAFİR KALEM / Zeki KENTEL

Geçtiğimiz hafta gruplardan birinde; kültürünün, örfünün, neslinin geleceğine duyarlı bir baba, "Kızımın (12 yaşında) Hıristiyanlığa Merakı" başlığı altında ülkenin karşı karşıya bulunduğu çok acı bir gerçeği ortaya koydu:

"Son bir yıl içinde kızımın (12 yaşında) Hıristiyanlığa karşı sempatisi çok arttı. Etrafımızda Hıristiyan yok. Bu nereden kaynaklanıyor olabilir diye araştırırken, kızımın TRT'de yayınlanmakta olan "Kalabalık ve Mutlu" adlı diziyi çok sevdiğini fark ettim.

Bir kaç bölümünü izledim. Dizi bir papaz ailesinin günlük yaşamı konu ediniyor. Hem gençlik, hem eğitim hem de din konuları işleniyor. Dizideki papaz "evliya gibi" bir adam. Hem eğitimci, hem psikolog, hem felsefeci... Mübarek bir bilge ki sormayın.

Keşke böyle bir dizi bizde de çevrilse ve bir imam ailesi işlense diye düşündüm.

Demek ki kızım İslamı çevremizdeki yobazlardan, Hıristiyanlığı ise bu diziden öğreniyor ve birinden tiksinirken diğerine sempati duyuyor. Ailede de dinsel konular genellikle "gericiliğe lanet" boyutunda kalınca sanırım böyle oluyor.

Bu konu tartışılmaya değer. Ayrıca bana önerileriniz varsa alayım lütfen... Tevfik Fikret'in durumuna düşmek istemiyorum. Kendisi gericilerle boğuşurken, oğlu papaz olmuş ve ABD'ye iltica etmişti."

***

Bir anne anlatıyor: "Küçük kızım evin bahçesinde yerde çırpınıp duran ve ölmek üzere bulunan bir serçeyi alıp eve getirdi. Yem ve su verdik, iyileşmesi için çaba verdikse de sonuç alamadık. Cılız kuş öldü. Kızım üzüldü. Biraz ağladıktan sonra "Bunu gömeyim mi?" diye sordu. Ben de: "Olur" dedim.

Kızım bahçede küçük bir çukur kazdı ve kuşu gömdü. Fakat toprağın üzerine kibrit çöplerinden bir 'haç' işareti yerleştirdi. Ben "Kızım bu ne oluyor?" diye sorunca, "Anne televizyonlarda hep böyle yapıyorlar, ne güzel yaptım değil mi? Ben ölünce de bana da böyle yaparsınız, tamam mı?" diye yanıt verdi.

***

Burada duyarlı bir baba ile bir annenin, kendi çocukları üzerindeki gözlemleriyle geleceklerine ilişkin olarak kendilerine, "Bize ne oluyor?" sorusuna yanıt aradıklarını görüyoruz. Kendilerine ters gelen bir şey vardır ama bu terslik çocuklar için hiç de ters değil, hatta çok olumludur da.

Babanın oğlu, annenin kızı hakkında ayırdına vardıkları ve işaret ettikleri tehlike, hepimizin özellikle okumuş geçinen ve modern şehir hayatı içindeki kesimin karşı karşıya olduğu ciddi bir tehlikedir. Bu babanın Tevfik Fikret'in durumuna düşmeyeceğine inanıyorum. Çünkü geleceğinin kaygısı kendisini rahatsız ediyor. Fikret'in böyle bir endişesi olmamıştı. Yalnız tehlikeye getirdiği yorumları kabul etmiyorum ve doğru bulmuyorum.

Tevfik Fikret kuşku yok büyük bir şairimizdi. Tarih-i Kadim'de ve bu Tarih-i Kadim'e yazdığı Zeyl'de Fikret, geçmişini inkar eder bir kimliğe bürünür, kendini bu toplumdan, Anadolu insanından ve dinden soyutlar, Peygamberleri reddeder ve hiç söylememesi gerekeni "Beşerin böyle dalâletleri var / Putunu kendi yapar, kendi tapar" der.

Fikret'in gericilerle boğuşması inançlı bir kişi olarak değil, fakat bir ate gibi camiden ve dinden soyuttur. Mücadelesi gericilere yönelik değil İslam'a yönelik olmuştur. Haluk'un da babasını bu kimlik içinde tanıdığı kesin. Burada inancımızı paylaşmayanlara herhangi bir önyargımız yok. Çalışmalarını takdir ettiğimiz çok ate arkadaşımız vardır.

Oğlunun Hıristiyan olmasından korkan baba filmden övgü ile söz ederken, İslam'ı çevredeki yobazlardan tanıdıklarına işaret ediyor. İslam'ın üstünlüğünü biliyor ki, oğlunun Hıristiyan olmasından korkuyor. Fakat gözler yobazları görüyor da (her kimse onlar?) İslam'ın zenginliğini, güzelliğini ve de üstünlüğünü göremiyor ve oğluna da gösteremiyor. Bin yıl önce Anadolu'yu Müslüman ve Türk yapan Alperenler, Veliler, Taptuk Emreler neden akla getirilmiyor?

Yakın geçmişimizde Türkiye'de gericilerle gerçekten boğuşan büyük insan Mehmet Akif'tir. Mehmet Akif, bu mücadeleyi caminin içinde Süleymaniye ve Fatih Kürsülerinde vermiştir.

"Doğrudan Kur'an'dan alarak İlhamı /Çağın idrakine söyletmeliyiz İslam'ı".

Görüleceği gibi belki de içinde bulunduğumuz sosyal çalkantıdan çıkışımızı sağlayacak çözüm Safahat'ın sayfaları arasındadır.

***

Metropol'ün bir başka gerçeği: İstanbul'un Kadıköy, Avcılar, Bakırköy, Beşiktaş, Eminönü, Osmanbey, Güngören, Bostancı, Cerrahpaşa, Ortaköy, Üsküdar, Taksim, Beyoğlu, Göztepe ve Zeytinburnu semtlerinde toplam 19 yeni Protestan kilisesi açıldığı biliniyor. Bunların dördü hariç, diğerlerinin internet siteleri var.

Türk Protestanları lideri İhsan Özbek on yıldır Türk Protestanların sayısının arttığını, şimdi 2 bin kişi olduklarını söylüyor. Özbek, Türkiye çapında 1500-2000 civarında genç Müslümanın din değiştirdiğini, bunlardan yarısının üniversite öğrencisi, diğer yarısının ise lise mezunu yetişkinler olduğunu ifade ediyor.

Devam edecek...
Üç AB ülkesi vize başvurusu almayı durdurdu
Vizesizi geçtik vizeyle bile hayal!
CNN International’dan İmamoğlu röportajı
'Muhalefetin en iyi umudu'
Trabzonspor'dan muhteşem geri dönüş
Onuachu attığı gollerle yıldızlaştı
Yapılan o zamma tepki gösterdi
Resmen uçuyoruz!
Göztepe yeniden Süper Lig'de
2 senelik hasret bitti
İsrail 'Gazze'deki katliama devam' dedi
Savaşı sürdürme planı onaylandı!
Minik Edanur'un cenazesi ailesine verilmedi
DNA testinin sonucu bekleniyor
Program seçimi ne anlama geliyor?
Özgür Özel’den ‘Asker’ mesajı
'Kaybede kaybede kazanmayı öğrendik'
Seçim zaferinin sırrını açıkladı
İYİ Parti'de kurultay sonrası sular durulmadı
'İstifa furyası olabilir'
Beşiktaş'ta zincirleme trafik kazası
Çok sayıda araç bir birine girdi!
Baş asacı, kapıcı başı, hancı, çamaşırcı
Anadolu'da 4 bin yıl önceki meslekler
İsrail polisi azgınlara koruma sağladı
Yerleşimciler Mescid-i Aksa'yı bastı
Korhan Berzeg’in ölümünde sır perdesi kalkmadı
Eşi ve kızı soruları yanıtsız bıraktı
Üretimi Konya'da yapıldı
Koca Yusuf, Gabar'da petrol arıyor
Üç AB ülkesi vize başvurusu almayı durdurdu
Vizesizi geçtik vizeyle bile hayal!
CNN International’dan İmamoğlu röportajı
'Muhalefetin en iyi umudu'
Trabzonspor'dan muhteşem geri dönüş
Onuachu attığı gollerle yıldızlaştı
Yapılan o zamma tepki gösterdi
Resmen uçuyoruz!
Göztepe yeniden Süper Lig'de
2 senelik hasret bitti
İsrail 'Gazze'deki katliama devam' dedi
Savaşı sürdürme planı onaylandı!
Minik Edanur'un cenazesi ailesine verilmedi
DNA testinin sonucu bekleniyor
Program seçimi ne anlama geliyor?
Özgür Özel’den ‘Asker’ mesajı
'Kaybede kaybede kazanmayı öğrendik'
Seçim zaferinin sırrını açıkladı
İYİ Parti'de kurultay sonrası sular durulmadı
'İstifa furyası olabilir'
Beşiktaş'ta zincirleme trafik kazası
Çok sayıda araç bir birine girdi!
Baş asacı, kapıcı başı, hancı, çamaşırcı
Anadolu'da 4 bin yıl önceki meslekler
İsrail polisi azgınlara koruma sağladı
Yerleşimciler Mescid-i Aksa'yı bastı
Korhan Berzeg’in ölümünde sır perdesi kalkmadı
Eşi ve kızı soruları yanıtsız bıraktı
Üretimi Konya'da yapıldı
Koca Yusuf, Gabar'da petrol arıyor

Korhan Berzeg'e ait olduğu düşünülen kafatası kemikleri bulundu

Balıkesir'in Gönen ilçesine bağlı Armutlu ve Gelgeç Mahallesi arasındaki dere yatağında kayıp Korhan Berzeg'e ait olduğu tahmin edilen kafatası kemikleri bulundu.
28.04.2024 22:51:00
İhlas Haber Ajansı
Korhan Berzeg'e ait olduğu düşünülen kafatası kemikleri bulundu
Korhan Berzeg'e ait olduğu düşünülen kafatası kemikleri bulundu
Bugün Gönen'in Armutlu ve Gelgeç Mahallesi arasında bulunan dere yatağında arama çalışmalarını yoğunlaştıran 60 kişilik ekip, 3 kadavra arama köpeği eşliğinde dere yatağını çit taraflı olarak arama çalışmalarına devam etti.

Çalışmalar neticesinde ilk bulunan kemik parçaları ve giysi parçalarının 3 kilometre uzağında yeni bulgulara ulaşıldı.

Ekipler, Korhan Berzeg'in kafatasına ait olduğu düşünülen 4 parça daha kemik buldu.

Şehit Başkomiser Kamuran Üçgül Osmaniye'de toprağa verildi

Adıyaman'da bir polis memuru tarafından açılan ateş sonucu şehit olan Başkomiser Kamuran Üçgül, memleketi Osmaniye'nin Kadirli ilçesinde toprağa verildi.
28.04.2024 18:21:00 / Güncelleme: 28.04.2024 18:26:20
İhlas Haber Ajansı
Şehit Başkomiser Kamuran Üçgül Osmaniye'de toprağa verildi
Şehit Başkomiser Kamuran Üçgül Osmaniye'de toprağa verildi
Adıyaman kent merkezindeki Altınşehir Polis Merkezi Amirliği'nde bir polis memuru tarafından açılan ateş sonucu Asayiş Şube Müdürlüğü Ekipler Amiri Komiser Gökhan Özer ve Karakol Amiri Başkomiser Kamuran Üçgül şehit olmuştu.

Karakol Amiri Başkomiser Kamuran Üçgül'ün cenazesi, Osmaniye'nin Kadirli ilçesinde toprağa verildi.



Şehidin cenazesi, babaevinde helallik alınmasının ardından ilçedeki Asri Mezarlığı'na getirildi. İkindi namazını müteakip İl Müftüsü Ali Çakmak'ın kıldırdığı cenaze namazının ardından şehit polis, mezarlık içindeki şehitlikte gözyaşları arasında toprağa verildi.

Cenazede şehit polisin babası Mehmet Akif Üçgül, annesi Gülhan Üçgül, eşi Mutlu Üçgül ve çocukları İremsu ve Metehan Üçgül gözyaşlarına hakim olamadı.



Şehidin kızı İremsu Üçgül, Türk bayrağına sarılarak ağladı.

Cenaze törenine Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Çalışkan, Asayiş Daire Başkanı Tolga Yılmaz, Osmaniye Valisi Erdinç Yılmaz, Osmaniye Belediye Başkanı İbrahim Çenet ve vatandaşlar katıldı.

İBB çukurunda öldü, cenazesi ailesine verilmedi

Küçükçekmece Menekşe'de İBB'nin çalışması sırasında oluşan su dolu çukura düşerek hayatını kaybeden 5 yaşındaki minik Edanur'un cenazesi ailesine verilmedi
28.04.2024 17:28:00 / Güncelleme: 28.04.2024 17:33:49
İHA
İBB çukurunda öldü, cenazesi ailesine verilmedi
İBB çukurunda öldü, cenazesi ailesine verilmedi
Küçükçekmece Menekşe'de İBB'nin çalışması sırasında oluşan su dolu çukura düşerek hayatını kaybeden 5 yaşındaki minik Edanur'un annesi konuştu. Cezaevinden izinli çıkan ve soluğu Adli Tıp Kurumu'nda alan acılı anne Nurcan Gezer, "Çocuğumu Edirne cezaevinde yanıma almak istedim ancak izin vermediler. Cenazeyi alabilmemiz için DNA testi istiyorlar" ifadelerini kullandı.  

Küçükçekmece Menekşe sahilinde dün teyzesi ve akrabaları ile pikniğe giden 5 yaşındaki Edanur Gezer, İBB çalışması sonucu oluşan su dolu çukura düşerek hayatını kaybetmişti. Minik Edanur'un cenazesi otopsi işlemleri için Adli Tıp Kurumu'na getirildi. Edenur'un anne ve babasının cezaevinde olduğu öğrenildi. Kızının ölümü üzerine cezaevinden izinli çıkan Bulgaristan vatandaşı acılı anne Nurcan Gezer, Adli Tıp Kurumu'na geldi.

Edirne cezaevinden izinli çıktığını anlatan Nurcan Gezer, "Ben cezaevinde çocuğumu yanıma almak istedim. 'Bakacak kimsem yok' dedim ama izin vermediler. Şimdi cenazesini almaya geldim. Kızımın babası Türk vatandaşı. Cenazeyi vermek için DNA testi istiyor savcılık. Ben biran önce kızımın cenazesini almak istiyorum" ifadelerini kullandı.

Kızının teyzesi ile birlikte yaşadığını söyleyen Gezer, "Denize piknik alanına gitmişler. Piknik alanında oynarken çukurun içine düşmüş. Çocuğu göremeyince güvenliğe gitmişler. Güvenlik görevlileri direk kuyuya bakmaya gitmiş. Kardeşim direk suya atlamış çocuğu kurtarmaya çalışmış. Güvenlik hiçbir şey yapmamış. Kızımı en son 1.5 ay Silivri cezaevinde görmüştüm. Edirne'ye nakil olduktan sonra hiç göremedim" şeklinde konuştu.

Minik Edanur'u su birikintisinden çıkartan dayı Selçuk Yaşar ise "Böyle bir şey olamaz. Biz adalet istiyorum. Ben atlayıp çıkardım yeğenimi. Güvenlik hiçbir şey yapmadı. Kucağıma aldığımda gitmişti. Beni yutuyordu çukur beni içine çekecekti. Orada bu alanın çevrilmesi gerekliydi. Etrafında hiçbir şey yoktu. Su üstünü kapatmış. Ailesi perişan durumda. Cenazeye kaldıramıyoruz" diye konuştu.

Minik Edanur'un kimlik belgesinin bulunmadığı, cenazesinin aileye teslim edilebilmesi için DNA testi  sonuçlarının bekleneceği öğrenildi.

Kelime-i Tevhid yazılı bayrakla yürüyen şahsa müdahale ettiği için tutuklanan kişinin ifadesi ortaya çıktı

Eskişehir'de yapılan Gazze'ye destek yürüyüşünün ardından elindeki 'Kelime-i Tevhid' yazılı bayrakla yürüyen kişiye müdahale ettiği gerekçesiyle tutuklanan şahsın ifadesinde 'Sosyal medyada benim üzerinde bir linç kampanyası var' dediği öğrenildi.
28.04.2024 13:54:00
İhlas Haber Ajansı
Kelime-i Tevhid yazılı bayrakla yürüyen şahsa müdahale ettiği için tutuklanan kişinin ifadesi ortaya çıktı
Kelime-i Tevhid yazılı bayrakla yürüyen şahsa müdahale ettiği için tutuklanan kişinin ifadesi ortaya çıktı
23 Nisan Cumartesi günü Eskişehir Gazze Platformu tarafından İsrail'in saldırısı altındaki Filistin'e destek amacıyla yürüyüş gerçekleştirildi. Yürüyüşün ardından 'Kelime-i Tevhid' bayrağıyla yürüyen Y.U. isimli şahsa çevredeki vatandaşlar tarafından tepki gösterildi. Oluşan kargaşa esnasında Y.U.'ya yönelik tehdit ve küfür içerikli saldırı gerçekleştirdiği belirlenen H.K.T. adlı kişi, olaya ait görüntülerin sosyal medyada yer almasının ardından Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma ile gözaltına alındı.

Emniyetteki işlemleri tamamlanan H.K.T., 'Halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılama' ve 'Nitelikli yağmaya teşebbüs' suçları çerçevesinde adliyeye sevk edildi.

Savcılık ifadesinin ardından Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk edilen H.K.T., 'Nitelikli yağmaya teşebbüs' suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi.

'Bayrağın ne olduğunu bilmiyordum'

Sulh Ceza Hakimliği'nde verdiği ifadede müdahale ettiği olaydaki bayrağın üzerinde Kelime-i Tevhid yazdığını bilmediğini belirten H.K.T., suçlamaları kabul etmedi.

Sosyal medyada kendisi üzerinden bir linç kampanyası yürütüldüğünü de belirten H.K.T., ifadesinde şunları söyledi:

'Kamera görüntülerindeki kişi benim, ben olayın sonunda oradaydım. Olay yeri çok kalabalıktı, bende buradan git burası karışacak şeklinde uyarmak için gittim. Ona, 'Burada problem çıkar linç ederler' dedim. Görüntülerde bu kısım kesilmiş ne bayrağı olduğu konusunda bir fikrim yoktu. Benim olayından haberim yoktu. Ben dükkanda müşterimle ilgileniyordum. Kalabalığı gördüm, arkadaşım da kalabalığın içerisindeydi, ben de arkadaşımı kalabalığın arasından çıkarmak için gittim. Şu an sosyal medyada benim üzerinde bir linç kampanyası var. Olay saptırılıyor. O gün Filistin yürüyüşü olduğunu dün akşam öğrendim. Arkadaşın elinde tuttuğu bayrak Tevhid bayrağıymış, bayrağın ne olduğunu bilmiyordum. Tehditvari hiçbir eylemde bulunmadım, orada ortalığı karıştıran başkasıdır. Ben oradaki kimseyi tanımıyorum, 14 yıldır o sokaktayım, şu ana kadar hiçbir problem olmamıştır. Suçlamaları kabul etmiyorum.'
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.