Bir şehre, bir eve, bir mekâna, onun kapısından girmek lazımdır. İşin yolu ve edebi budur.
Yüce Allah’ın varlığının kudretini, vasıflarını; Kur’an-ı Kerimindeki ayetlerinin mesajlarını, mana ve sırlarını; İslam dininin şanlı Peygamberi Hazreti Muhammed’i (sav), Onun söz ve fiillerini içeren hadislerini tanımak için de mutlaka bir yol vardır ve bu yol da kimsenin keyfi tutum ve anlayışına bırakılmamış; Peygamberimiz tarafından da bu yol tarif edilmiştir.
Âlemlere Rahmet Hz. Muhammed (sav) Efendimiz bir hadisi şeriflerinde ilmin şehrine açılan kapıyı şöylece tarif etmiştir; “Ben ilmin şehriyim Ali ise kapısıdır. İlmi isteyen kimse kapıdan girmelidir” (Tirmizi)
Bu hadisi şeriften anlaşılan; İslam’ın, Kur’an’ın ve yaşayan Kur’an olan Hz. Muhammed’in ilim şehrine girmenin ancak ve ancak İmam Ali kapısından girmekle mümkün olacağıdır.
Prof. Dr. Haydar Baş yazdığı Ehli Beyt külliyatının Hz. İmam Ali eserinde buna çok güzel bir şekilde temas etmiştir; “Yüce Allah, âlemlerin Rabbi; Resulüllah ise âlemlere rahmet peygamberdir. Resulullah (sav) ilmin ve hikmetin şehri; Hz. Ali ise kapısıdır. Allah’ın koruması ve ismeti altındaki Resullulah’ın ilim şehrine giden yolların hepsi Ali kapsından geçer. Hak yollar Ali kapısına çıkar. Ali kapısı ise Resullulah şehrine açılır… Resulullah’ın şehrinde ise Yüce Allah bulunur, orası tevhit şehridir.” (Hz. İmam Ali / Prof. Dr. Haydar Baş / önsözden)
Resulullah (sav) bir hadisi şeriflerinde Hz. Ali efendimizin önemini işaret etmek maksadıyla şu ifadeleri kullanmıştır:
“Ali’yi seven beni sevmiş olur, beni seven de Allah’ı sevmiş olur, Ali’ye buğz eden bana buğz etmiş olur, bana buğz eden de Allah’a buğz etmiş olur” ( et-Tabarani “Mucem el-Kebir” c.23, s.380, Hadis No: 901)
Resulullah ashabına hitaben; “Size sarıldığınız müddetçe Benden sonra asla delalete düşmeyeceğiniz kimseyi tanıtayım mı?” “Evet, ya Resulallah” dediklerinde; “O, Ali’dir” buyurdu. (İmam Ali/sayfa 95/ Prof. Dr. Haydar Baş)
İslam’ı anlamakta ve yaşamakta gerçek ilme, gerçek zarafete ve nezakete erişemeyenlerin neden bu yüceliklere ulaşamadıklarını anlamak isteyenlere bir hatırlatma yapmak için bu satırları kaleme almak lüzumu hissettik. Rabbim, kendi katında muteber olan Muhammed Mustafa’nın (sav) tevhit şehrine açılan kapısı olan İmam Ali’yi tanımayı, anlamayı, sevmeyi ve O kapıdan girmeyi cümlemize nasip eylesin… Âmin.
Yüce Allah’ın varlığının kudretini, vasıflarını; Kur’an-ı Kerimindeki ayetlerinin mesajlarını, mana ve sırlarını; İslam dininin şanlı Peygamberi Hazreti Muhammed’i (sav), Onun söz ve fiillerini içeren hadislerini tanımak için de mutlaka bir yol vardır ve bu yol da kimsenin keyfi tutum ve anlayışına bırakılmamış; Peygamberimiz tarafından da bu yol tarif edilmiştir.
Âlemlere Rahmet Hz. Muhammed (sav) Efendimiz bir hadisi şeriflerinde ilmin şehrine açılan kapıyı şöylece tarif etmiştir; “Ben ilmin şehriyim Ali ise kapısıdır. İlmi isteyen kimse kapıdan girmelidir” (Tirmizi)
Bu hadisi şeriften anlaşılan; İslam’ın, Kur’an’ın ve yaşayan Kur’an olan Hz. Muhammed’in ilim şehrine girmenin ancak ve ancak İmam Ali kapısından girmekle mümkün olacağıdır.
Prof. Dr. Haydar Baş yazdığı Ehli Beyt külliyatının Hz. İmam Ali eserinde buna çok güzel bir şekilde temas etmiştir; “Yüce Allah, âlemlerin Rabbi; Resulüllah ise âlemlere rahmet peygamberdir. Resulullah (sav) ilmin ve hikmetin şehri; Hz. Ali ise kapısıdır. Allah’ın koruması ve ismeti altındaki Resullulah’ın ilim şehrine giden yolların hepsi Ali kapsından geçer. Hak yollar Ali kapısına çıkar. Ali kapısı ise Resullulah şehrine açılır… Resulullah’ın şehrinde ise Yüce Allah bulunur, orası tevhit şehridir.” (Hz. İmam Ali / Prof. Dr. Haydar Baş / önsözden)
Resulullah (sav) bir hadisi şeriflerinde Hz. Ali efendimizin önemini işaret etmek maksadıyla şu ifadeleri kullanmıştır:
“Ali’yi seven beni sevmiş olur, beni seven de Allah’ı sevmiş olur, Ali’ye buğz eden bana buğz etmiş olur, bana buğz eden de Allah’a buğz etmiş olur” ( et-Tabarani “Mucem el-Kebir” c.23, s.380, Hadis No: 901)
Resulullah ashabına hitaben; “Size sarıldığınız müddetçe Benden sonra asla delalete düşmeyeceğiniz kimseyi tanıtayım mı?” “Evet, ya Resulallah” dediklerinde; “O, Ali’dir” buyurdu. (İmam Ali/sayfa 95/ Prof. Dr. Haydar Baş)
İslam’ı anlamakta ve yaşamakta gerçek ilme, gerçek zarafete ve nezakete erişemeyenlerin neden bu yüceliklere ulaşamadıklarını anlamak isteyenlere bir hatırlatma yapmak için bu satırları kaleme almak lüzumu hissettik. Rabbim, kendi katında muteber olan Muhammed Mustafa’nın (sav) tevhit şehrine açılan kapısı olan İmam Ali’yi tanımayı, anlamayı, sevmeyi ve O kapıdan girmeyi cümlemize nasip eylesin… Âmin.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Hüseyin Baş’tan gençlere mesaj / 29.03.2024
- ‘Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz!’ / 28.03.2024
- İkiyüzlü siyaset kaldığı yerden / 27.03.2024
- Siyaset deccalları / 26.03.2024
- Oyları bölün! / 25.03.2024
- Atatürk’ün her ilkesi önemlidir / 23.03.2024
- Yerelden genele değişimi başlatalım / 22.03.2024
- Sayılı gün çabuk geçer / 21.03.2024
- Atatürk diyor ki! / 20.03.2024
- Haydi, artık karar verin! / 19.03.2024
- ‘Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz!’ / 28.03.2024
- İkiyüzlü siyaset kaldığı yerden / 27.03.2024
- Siyaset deccalları / 26.03.2024
- Oyları bölün! / 25.03.2024
- Atatürk’ün her ilkesi önemlidir / 23.03.2024
- Yerelden genele değişimi başlatalım / 22.03.2024
- Sayılı gün çabuk geçer / 21.03.2024
- Atatürk diyor ki! / 20.03.2024
- Haydi, artık karar verin! / 19.03.2024