İmam Cevad ve bazı hastalıkların tedavisi
Hasan b. Şazan rivâyet etmiştir: “Ebû Ca’fer (a.s.) babası Ebû’l-Hasan’dan (a.s.) rivâyet etmiştir: Ona günaşırı nöbetleri tutan humma hastalığı soruldu
12.05.2024 18:07:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





Hasan b. Şazan rivâyet etmiştir: "Ebû Ca'fer (a.s.) babası Ebû'l-Hasan'dan (a.s.) rivâyet etmiştir: Ona günaşırı nöbetleri tutan humma hastalığı soruldu.
Buyurdu ki: 'Bal ve şuniz karışımı getirilip hastaya üç ölçek yalatılır (yedirilir). Bu, ateşi söküp atar. Bunların ikisi de mübarektirler. Yüce Allah bal hakkında şöyle buyurmuştur: Onların karınlarından renkleri çeşitli bir şerbet (bal) çıkar ki, onda insanlar için şifâ vardır.
Resûlullah (s.a.a.) da şöyle buyurmuştur: Siyah tane, sam hariç her derde devâdır.
Dinleyenler dediler ki: Ya Resûlallah! Sam nedir?
Ölümdür, dedi.'
İmam devamla şöyle buyurdu: 'Bu ikisi sıcağa ve soğuğa veya tabiatlara (mizaçlara) göre etki göstermezler. Nereye ulaşırlarsa (her kim yerse) şifâdırlar.'"
Hasan b. Şazan rivâyet etmiştir: "Ebû Ca'fer (a.s.) bize Ebû'l-Hasan'dan (a.s.) şöyle rivâyet etti:
Nöbetleri dört günde bir tutan humma için en faydalı ilaç, nöbet gününde bal karışımlı faluzeçin (un su ve bay karışımlı tatlı) bol safranlı olarak yenilmesidir. O gün başka bir şey yememek gerekir."
SARILIK TEDAVİSİ
Muhammed b. Yahya, Muhammed b. İsâ'dan, o da Ali b. Mehziyar'dan rivâyet etmiştir:
"Bir gün Ebû Ca'fer'le (a.s.) birlikte öğle yemeği yedim. Sofraya bağırtlak kuşu etini getirdiler. Buyurdu ki: Bu hayvan bereketlidir. Babam onun etini çok severdi ve sarılık hastalığına yakalananların onun etini kızartarak yemeleri durumunda onlara faydalı olacağını söylerdi."
KISMÎ FELCİN TEDAVİSİ
Ahmed b. İbrahim b. Riyah anlatmıştır: "Bize Sabah b. Muharib şöyle rivâyet etti: İmam Rızâ'nın (a.s.) oğlu Ebû Ca'fer'in yanındaydım. O sırada Şebib b. Câbir'in kısmî felç geçirdiği, yüzünün ve gözünün eğrildiği söylendi.
Bunun üzerine İmam şöyle buyurdu: 'Beş miskal ağırlığında karanfil alsın ve kuru olarak bir şişeye koysun. Şişenin ağzını da sıkıca kapatsın. Sonra (şişeyi) çamura bulaştırarak güneşte bekletsin.
Yazın bir gün, kışın ise iki gün bekletsin güneşte. Sonra karanfili şişeden çıkarsın, güzelce ufalasın. Sonra macun kıvamına gelinceye kadar yağmur suyuyla karıştırsın.
Sonra sırt üstü uzansın ve macun hâline getirilene kadar ufaltılmış karanfili yüzünün üzerine sürsün. Karanfil kuruyuncaya kadar sırt üstü uzanmaya devam etsin. Karanfil kuruyunca Allah o hastalığını giderir. Yüce Allah'ın izniyle en güzel şekline döner.'
Bizim arkadaşlar hemen ona haber gönderdiler ve bu ilacı ona müjdelediler. O da İmam'ın (a.s.) emrettiği şekilde tedavi oldu ve Allah'ın yardımıyla eskisinden daha güzel bir şekilde iyileşti."
KESİLMEYEN HAYIZ KANAMASININ TEDAVİSİ
Muhammed b. Yahya, Muhammed b. İsâ'dan, o Ali b. Mehziyar'dan şöyle rivâyet etmiştir:
"Bir câriyemiz vardı ve hayız kanaması bir türlü durmuyordu. Neredeyse ölecekti. Ebû Ca'fer (a.s.) mercimek kavutundan yapılmış çorbanın içirilmesini emretti. Gerçekten câriyeye bundan içirildi, kanaması durdu ve iyileşti."
MİDE SOĞUKLUĞUNU VE KALP ÇARPINTISINI TEDAVİ ETMESİ
Hekimlik yapan Muhammed b. Ali Zenceveyh rivâyet etmiştir: "Bize Abdullah b. Osman şöyle anlattı:
Ebû Ca'fer Muhammed b. Ali b. Mûsâ'ya (a.s.) mide soğukluğundan ve kalp çarpıntısından şikâyet ettim. Dedi ki: 'Babamın ilacından haberin yok mu? O her derde devâdır.'
Dedim ki: 'Ey Resûlullah'ın oğlu! Bu ilaç hangisidir?'
Dedi ki: 'Ehl-i Beyt dostlarının yanında bilinmektedir.'
Dedim ki: 'Efendim, mevlâm! Ben de onlardan biri gibiyim. Bana bu ilacı tanıt; hem kendim tedavi olayım, hem de insanlara ilaç olarak vereyim.'
Dedi ki: 'Safran, tarhun otu, sümbül, kakule, bene (ban otu), akçöpleme otu, beyaz Hint biberinden eşit miktarda al, onlara iki parça ferbiyon kat, sonra bunların tümünü iyice öğüt, ipek bir kumaşta ele ve onların iki kat ağırlığında bal katarak macun hâline getir.
Köpüğünü de al. Bundan kalp çarpıntısı olan adama ve mide soğukluğuna yakalanan kimseye bir parçasını pişirilmiş kimyon suyuyla içir. Allah'ın izniyle iyileşir.'"
MESANE HASTALIĞININ TEDAVİSİ
Muhammed b. Hakkam anlatıyor: "Bize, Ebû Ca'fer Muhammed b. Ali b. Mûsâ'nın (a.s.) oğlunun bakıcısı Muhammed b. Nadr anlattı: İmam'a (a.s.) mesane ağrılarından şikâyet ettim.
Dedi ki: 'Yazıklar olsun sana! Her derde devâ olan babamın ilacını bilmiyor musun?'
'Efendim, melvâm! Bana bu ilacı tarif et' dedi.
Buyurdu ki: 'O ilaç yanımızda var. Ey câriye, yeşil sandığı getir.'
Câriye sandığı getirdi. Ondan bir habbe kadar çıkardı ve şöyle dedi: 'Bunu sedef veya pişirilmiş turp suyuyla iç. Bu hastalıktan kurtulursun.'
Verdiği ilacı sedef suyuyla içtim. Allah'a yemin ederim ki bugüne kadar bir daha mesane ağrısı görmedim." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Muhammed Taki eserinden)
Buyurdu ki: 'Bal ve şuniz karışımı getirilip hastaya üç ölçek yalatılır (yedirilir). Bu, ateşi söküp atar. Bunların ikisi de mübarektirler. Yüce Allah bal hakkında şöyle buyurmuştur: Onların karınlarından renkleri çeşitli bir şerbet (bal) çıkar ki, onda insanlar için şifâ vardır.
Resûlullah (s.a.a.) da şöyle buyurmuştur: Siyah tane, sam hariç her derde devâdır.
Dinleyenler dediler ki: Ya Resûlallah! Sam nedir?
Ölümdür, dedi.'
İmam devamla şöyle buyurdu: 'Bu ikisi sıcağa ve soğuğa veya tabiatlara (mizaçlara) göre etki göstermezler. Nereye ulaşırlarsa (her kim yerse) şifâdırlar.'"
Hasan b. Şazan rivâyet etmiştir: "Ebû Ca'fer (a.s.) bize Ebû'l-Hasan'dan (a.s.) şöyle rivâyet etti:
Nöbetleri dört günde bir tutan humma için en faydalı ilaç, nöbet gününde bal karışımlı faluzeçin (un su ve bay karışımlı tatlı) bol safranlı olarak yenilmesidir. O gün başka bir şey yememek gerekir."
SARILIK TEDAVİSİ
Muhammed b. Yahya, Muhammed b. İsâ'dan, o da Ali b. Mehziyar'dan rivâyet etmiştir:
"Bir gün Ebû Ca'fer'le (a.s.) birlikte öğle yemeği yedim. Sofraya bağırtlak kuşu etini getirdiler. Buyurdu ki: Bu hayvan bereketlidir. Babam onun etini çok severdi ve sarılık hastalığına yakalananların onun etini kızartarak yemeleri durumunda onlara faydalı olacağını söylerdi."
KISMÎ FELCİN TEDAVİSİ
Ahmed b. İbrahim b. Riyah anlatmıştır: "Bize Sabah b. Muharib şöyle rivâyet etti: İmam Rızâ'nın (a.s.) oğlu Ebû Ca'fer'in yanındaydım. O sırada Şebib b. Câbir'in kısmî felç geçirdiği, yüzünün ve gözünün eğrildiği söylendi.
Bunun üzerine İmam şöyle buyurdu: 'Beş miskal ağırlığında karanfil alsın ve kuru olarak bir şişeye koysun. Şişenin ağzını da sıkıca kapatsın. Sonra (şişeyi) çamura bulaştırarak güneşte bekletsin.
Yazın bir gün, kışın ise iki gün bekletsin güneşte. Sonra karanfili şişeden çıkarsın, güzelce ufalasın. Sonra macun kıvamına gelinceye kadar yağmur suyuyla karıştırsın.
Sonra sırt üstü uzansın ve macun hâline getirilene kadar ufaltılmış karanfili yüzünün üzerine sürsün. Karanfil kuruyuncaya kadar sırt üstü uzanmaya devam etsin. Karanfil kuruyunca Allah o hastalığını giderir. Yüce Allah'ın izniyle en güzel şekline döner.'
Bizim arkadaşlar hemen ona haber gönderdiler ve bu ilacı ona müjdelediler. O da İmam'ın (a.s.) emrettiği şekilde tedavi oldu ve Allah'ın yardımıyla eskisinden daha güzel bir şekilde iyileşti."
KESİLMEYEN HAYIZ KANAMASININ TEDAVİSİ
Muhammed b. Yahya, Muhammed b. İsâ'dan, o Ali b. Mehziyar'dan şöyle rivâyet etmiştir:
"Bir câriyemiz vardı ve hayız kanaması bir türlü durmuyordu. Neredeyse ölecekti. Ebû Ca'fer (a.s.) mercimek kavutundan yapılmış çorbanın içirilmesini emretti. Gerçekten câriyeye bundan içirildi, kanaması durdu ve iyileşti."
MİDE SOĞUKLUĞUNU VE KALP ÇARPINTISINI TEDAVİ ETMESİ
Hekimlik yapan Muhammed b. Ali Zenceveyh rivâyet etmiştir: "Bize Abdullah b. Osman şöyle anlattı:
Ebû Ca'fer Muhammed b. Ali b. Mûsâ'ya (a.s.) mide soğukluğundan ve kalp çarpıntısından şikâyet ettim. Dedi ki: 'Babamın ilacından haberin yok mu? O her derde devâdır.'
Dedim ki: 'Ey Resûlullah'ın oğlu! Bu ilaç hangisidir?'
Dedi ki: 'Ehl-i Beyt dostlarının yanında bilinmektedir.'
Dedim ki: 'Efendim, mevlâm! Ben de onlardan biri gibiyim. Bana bu ilacı tanıt; hem kendim tedavi olayım, hem de insanlara ilaç olarak vereyim.'
Dedi ki: 'Safran, tarhun otu, sümbül, kakule, bene (ban otu), akçöpleme otu, beyaz Hint biberinden eşit miktarda al, onlara iki parça ferbiyon kat, sonra bunların tümünü iyice öğüt, ipek bir kumaşta ele ve onların iki kat ağırlığında bal katarak macun hâline getir.
Köpüğünü de al. Bundan kalp çarpıntısı olan adama ve mide soğukluğuna yakalanan kimseye bir parçasını pişirilmiş kimyon suyuyla içir. Allah'ın izniyle iyileşir.'"
MESANE HASTALIĞININ TEDAVİSİ
Muhammed b. Hakkam anlatıyor: "Bize, Ebû Ca'fer Muhammed b. Ali b. Mûsâ'nın (a.s.) oğlunun bakıcısı Muhammed b. Nadr anlattı: İmam'a (a.s.) mesane ağrılarından şikâyet ettim.
Dedi ki: 'Yazıklar olsun sana! Her derde devâ olan babamın ilacını bilmiyor musun?'
'Efendim, melvâm! Bana bu ilacı tarif et' dedi.
Buyurdu ki: 'O ilaç yanımızda var. Ey câriye, yeşil sandığı getir.'
Câriye sandığı getirdi. Ondan bir habbe kadar çıkardı ve şöyle dedi: 'Bunu sedef veya pişirilmiş turp suyuyla iç. Bu hastalıktan kurtulursun.'
Verdiği ilacı sedef suyuyla içtim. Allah'a yemin ederim ki bugüne kadar bir daha mesane ağrısı görmedim." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Muhammed Taki eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.