İmamlar iki 'Kemal'e haklı savaş açtı

Sendikalar kanuna dayanarak kurulmuş sivil toplum örgütleridir. Sendika yöneticileri, temsil ettikleri kesimlerin sesi olmak için sürekli olarak medya organlarıyla iletişim halindedir. Bu nedenle Türkiye'de sendikaların sesi gür çıkar. Medya da birçok sendikanın biraraya gelerek oluşturdukları konfederasyonların başkanlarını (Mesela HAK-İŞ, Türk-İŞ, DİSK, KESK başkanları gibi) "bakan" gibi takip eder.

kibriti Türk Diyanet Vakıf-Sen Konya Şube Başkanı Hüseyin Demirci çaktı. Demirci'nin, YÖK Başkanı Kemal Gürüz ve İstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Aeldaroğlu'nun cenaze namazının kılınmayacağına ilişkin açıklamasının yankıları sürüyor.

Türk Diyanet Vakıf-Sen İstanbul Şube Başkanı Yakup Sözen de, Alemdaroğlu'nun cenazesini yıkamayacaklarını ve cenaze namazını kılmayacaklarını vurguladı. Yakup Sözen, tüm sendika üyelerinin buna uyacaklarını dile getirdi.

Öte yandan, Gaziantep'te Diyanet-Sen Gaziantep Şube Başkanı Ahmet Tahiroğlu başkanlığındaki imam heyeti, ''Allah'ı inkar ediyor'' gerekçesiyle YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundular. Tahiroğlu dilekçede, Prof. Gürüz'ün Hürriyet Gazetesi'nde 20 Eylül'de yayınlanan röportajında, ''Hem vahiy, hem de imam hatip liselerini küçük düşürücü açıklamalarda bulunduğunu'' dile getirdi.

Evet, imamların iki Kemal ile ilgili peşpeşe aldıkları kararlar ve attıkları adımlar böyle. Diyanet ise başka telden çalıyor. Diyanet'e göre, imamların iki Kemal'i protesto etme hakları yok. Diyanet'ten doğal tavır bu... Diyanet bu ülkede Türkiye Komünist Partisi eski Genel Başkanı 'ateist' Behice Boran'ın cenazesini yıkattı, cenaze namazını kıldırdı. Boran'ın tabutu da Türk bayrağına sarıldı.

Son tahlilde, iki Kemal'i yıkayan biri bulunur. Ancak bu vesile ile imamların "bizde varız" demeleri anlamlı. Böylece, kamuoyuna ses duyurmak için sendikalaşmanın güzelliği bu vesile ile ortaya bir kez daha çıktı.