logo
23 KASIM 2025


İstanbul'u ve Kıbrıs'ı sevmek imandandır

04.11.2003 00:00:00
Bana göre Hz. Muhammet'in (as) en büyük iki mucizesi, en büyük en kalıcı mucizesi demek daha doğru, İstanbul ve Kıbrıs hakkında ifade buyurduğu "fethi teşvik" muhtevalı hadis-i şeriflerdir.

Bizim inancımızda ne Yahudilik ne de Hıristiyanlık gibi bir "arz-i mev'ut/Tanrının vaadettiği toprak parçası" yoktur ama, Rahmet ve şefaat peygamberi alehisselatü vesselam efendimizin arz-ı matlubu/İslam coğrafyasına katılmasını arzı ettiği yerler vardır. İşte bunlardan ikisi İstanbul ve Kıbrıs'tır.

Bu konuda birkaç makale yazmayı niyet ederek, İcmal Dergisi'nin 20. sayısından değerli dostum A. Faik Nabi imzasıyla çıkan Kıbrıs'ın fethiyle ilgili yazıyı sunarak başlamak istedim.

Ola ki, "Kavanozda kurbağa/gel beri Şaban ağa" türü çok önemli konular yüzünden İcmal'de çıkan bu yazıyı okumamış olabilirsiniz diye düşündüm de...

"Kıbrıs'ın manevi sahibi ilk deniz şehidi sahabiyye...

Hala Sultan ya da Ümmü Haram binti Milhân. Ümmü Haram Binti Milhân (radıyallahu anhâ), Hz. Enes'in muhterem annesi Ümmü Süleym'in kızkardeşidir. Ashâb'ın büyüklerinden olan Ubâde bin Sâmit'in (ra) zevcesidir.

Alemlerin Efendisi (as), savaş zamanları dışında hemen her Cumartesi günü, Kuba Mescidi'ne gider; Medine'ye hicretinin o ilk günlerini ve ilk heyecanını hatırlayarak İslam'ın bu ilk mescidini adeta hafızalarda yaşatırdı.

Cumartesi günleri bu tarihi mescide giderken yolunun üzerinde bulunan Ümmü Haram'ın evine uğrar, Allah ve Resulü'ne gönülden bağlı bulunan bu mü'mine ananın hazırladığı yemeği yer, ona dua edip öylece ayrılırdı. Ümmü Haram için bundan daha üstün bir şeref yoktu. Cumartesi günlerini iple çeker; günün aydınlığıyla kapısının önüne çıkar, yüzünü Medine tarafına çevirerek Rahmet Peygamberinin gelmesini beklerdi. Resulüllah'ın gelemediği haftalarda Ümmü Haram'ın canı sıkılır, kalbi daralır ve sanki her şeyini kaybetmiş gibi olurdu. Muhterem kocası Ubade bin Samit (ra), O'nun çok üzüldüğünü görünce teselli etmeye çalışır, hiç olmasa onun selamını Resulüllah'a ulaştırmakla bir rahmet ve ferahlık havası meydana getirirdi.

Bir Cumartesi, yine Resulüllah (as) Kuba Mescidi'ne gitmek üzere Ümmü Haram'ın evine uğramıştı. O, Resulüllah'ın geleceğini düşünerek evinde ne varsa onu hazırlamıştı. Gereken ikramını yaptıktan sonra Efendimize bir şekerleme hali geldi. Bir kaç dakikalık bu şekerlemeden sonra başını tebessümle kaldırdı. Onun bir şeye çok memnun kaldığını fark eden Ümmü Haram sordu:

- Ey Allah'ın resulü, tebessüm ederek uyandınız, bunun bir sebebi olsa gerek?

Resulüllah (as) Efendimiz şu cevabı verdi:

- Ey Ümmü Haram! Ümmetimden Allah yolunda gaza eden bir cemaat bana arz edildi, gemilere binip deniz üzerinde muhteşem sultanlar gibi hareket ettiklerini gördüm.

Bunun üzerine gazi ve şehidlik mertebelerine gönül veren, bu olgun ana, fırsatı ganimet bilerek dedi ki:

- Ey Allah'ın Peygamberi! Dua buyurun da Allah beni de onların arasında bulundursun. Kendisine çok saygı beslediği bu ananın isteğini reddetmedi ve ellerini kaldırarak: "Ya Rab! O deniz gazasına katılanlar arasında Ümmü Haram da bulunsun!..." diyerek dua etti ve sonra tekrar uyukladı ve aynı tebessümle gözlerini açtı. Ümmü Haram yine sordu:

- Ya Resulüllah! Uyukladıktan sonra gülerek uyandınız, sebebi ne olsa acep?

Buyurdu ki:

- Ümmetimden bir topluluk Allah yolunda gaza ederken bana arz olundu. Gemilere binip deniz üzerinde sultanlar gibi yol alıyorlardı.

- Dua buyurun, Allah beni de onlardan biri eylesin, diyerek içten gelen arzusunu tekrarlayınca; Resulüllah (as) Efendimiz ona:

- Hayır, ey Ümmü Haram! Sen ilk gördüğüm toplulukla birlikte bulunacaksın.

Deniz savaşının ilkine katılma isteğinin kabul olunduğunu böylece öğrenen Ümmü Haram'ın sevincine diyecek yoktu. Cenab-ı Hakk'ın ona bir çok lütufları olmuştu; küfürden kurtulup İslam saadetine erişmişti. Resulüllah Efendimizin iltifatına mazhar olmuştu.

Ubade bin Samit gibi kadri yüce bir sahabiyle evlenmişti. Ayrıca Resulüllah'ın gelip konakladığı ve yemeğini yediği uğurlu bir ev sahibesi payesine nail olmuştu. Kala kala bir şehidlik mertebesi vardı; ona da Resulüllah'ın duası sayesinde kapı açmıştı. Artık O'ndan daha bahtiyarı kim vardı?

Yıllar birbirini kovaladı, derken Hz. Osman devrinde Kıbrıs üzerine bir fetih ordusu gönderildi. Ümmü Haram da bu ordunun arasında Resulüllah Efendimizin bir hatırası olarak bulunuyor, askere moral veriyor, ilahi nusratın mü'minlere yönelmesine vesile olarak bulunuyordu.

İslam ordusu, Peygamber sohbetinde bulunan bahtiyarlarla birlikte Kıbrıs'ı kuşattı. Çetin bir mücadeleden sonra çıkarma yapıldı, bu arada Ümmü Haram da karaya çıkan İslam mücahidleriyle birlikte ilerlemek isterken katırının ayağının sürçmesi sonucu düşüp şehidlik mertebesine erişti. Böylece Müslümanlar, Kıbrıs'a önce manevi alanda sahip oldular. Ümmü Haram gibi Peygamber arkadaşı bir hanımın mübarek cesedini oraya gömmekle ilk fethi yapmış sayıldılar. Bugün hâlâ bu mübarek sahabiyye, Kıbrıs'ın ilk manevi sahibesi olarak Kıbrıs'ın bağrında tapu gibi durmaktadır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Müslim Karabacak / diğer yazıları
Bir müthiş geri dönüş daha
Fenerbahçe Rize'yi 5 golle geçti
Beşiktaş'ta işler kötü gidiyor
Samsunspor ile 1-1 berabere kaldı
İran'dan ABD çıkışı geldi
"ABD, müzakere konusunda ciddi değil"
COP31'de Türkiye kararı
2026'da ev sahibi Türkiye olacak
İstanbul'da fabrika yangını
Güngören'deki yangına müdahale ediliyor
Türkiye'nin en büyük toplu can kayıplarından biri
97 kişinin öldüğü o ev aradan geçen 45 yıla rağmen olayın izlerini taşıyor
Kazandı ama ağır yaralı!
Galatasaray derbi öncesi hata yapmadı
Özel'den 'Mansur Yavaş' tepkisi
'İmamoğlu'na yapılanın aynısı...'
'Hukuk bir gün herkese lazım olacaktır'
Mansur Yavaş'tan soruşturma tepkisi
‘İktidarın görevi halkın refahıdır’
‘İlla birini görmek istiyorsanız Türk Milletini görün’
Amerikalı Osmanlı tarihçisinden farklı bir bakış
Osmanlı ordusu neden zayıfladı?
Ticaret Bakanlığı'nın kararı bekleniyor!
Paslanmaz çeliğe ek vergi 300 bin kişiyi işinden edecek
Dezenflasyon süreci yavaş seyrediyor
IMF: Türkiye'de ekonomik riskler hala daha yüksek
Maduro'dan ABD'li öğrencilere mesaj:
"Savaşı durdurun, savaşa hayır"
Trump, Mamdani ile görüşmeyi değerlendirdi
"Çok üretken bir toplantı"
Bir müthiş geri dönüş daha
Fenerbahçe Rize'yi 5 golle geçti
Beşiktaş'ta işler kötü gidiyor
Samsunspor ile 1-1 berabere kaldı
İran'dan ABD çıkışı geldi
"ABD, müzakere konusunda ciddi değil"
COP31'de Türkiye kararı
2026'da ev sahibi Türkiye olacak
İstanbul'da fabrika yangını
Güngören'deki yangına müdahale ediliyor
Türkiye'nin en büyük toplu can kayıplarından biri
97 kişinin öldüğü o ev aradan geçen 45 yıla rağmen olayın izlerini taşıyor
Kazandı ama ağır yaralı!
Galatasaray derbi öncesi hata yapmadı
Özel'den 'Mansur Yavaş' tepkisi
'İmamoğlu'na yapılanın aynısı...'
'Hukuk bir gün herkese lazım olacaktır'
Mansur Yavaş'tan soruşturma tepkisi
‘İktidarın görevi halkın refahıdır’
‘İlla birini görmek istiyorsanız Türk Milletini görün’
Amerikalı Osmanlı tarihçisinden farklı bir bakış
Osmanlı ordusu neden zayıfladı?
Ticaret Bakanlığı'nın kararı bekleniyor!
Paslanmaz çeliğe ek vergi 300 bin kişiyi işinden edecek
Dezenflasyon süreci yavaş seyrediyor
IMF: Türkiye'de ekonomik riskler hala daha yüksek
Maduro'dan ABD'li öğrencilere mesaj:
"Savaşı durdurun, savaşa hayır"
Trump, Mamdani ile görüşmeyi değerlendirdi
"Çok üretken bir toplantı"
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.