SON HABER Ege Denizi'nde saat 00.40'da 5.9 büyüklüğünde bir deprem daha meydana geldi. Halk panik içinde...
Ege Denizi'nde 17 Ekim'de meydana gelen 3 büyük depremin ardından gece 00.40'ta 5.9 büyüklüğünde bir deprem daha meydana geldi. Halk geceyi sokakta geçirdi, okullar 1 gün tatil edildi. Deprem sonrası panik ve yaralanmadan 37 kişi hastanelere kaldırılırken, 3 kişi kalp krizi geçirdi. Uzmanlar uyarıyor: Hasarlı evlere girmeyin...
Çevre illerden hissedildiYaklaşık 15 saniye sürdüğü belirtilen deprem İzmir'in yanı sıra Manisa, Aydın, Denizli, Balıkesir ve Çanakkale ile ilçelerinde de hissedildi. Sarsıntının İstanbul'da da hissedildiği öne sürüldü. Seferihisar açıklarında meydana gelen depreme yataklarında yakalanan vatandaşlar korku içinde sokaklara fırladı. Sarsıntı sırasında pencere ve balkonlardan atlayan 19 kişi yaralandı. Yeşilyurt'ta bir kişi ise kalp krizi geçirerek yaşamını yitirdi. Okullar tatilİzmir Valisi Oğuz Kağan Köksal, depremin önemli bir yıkıma neden olmadığını açıklayarak, "Sadece korku içinde yüksekten atlayan ve panik atak yaşayan bazı vatandaşlar hastanelere kaldırıldı. Hastanelerimiz teyakkuz halinde. Kriz merkezi faal durumda" dedi. Urla Kaymakamı Ahmet Mailoğlu da oturulmayan 4 metruk binada hasar meydana geldiğini belirterek, "Mal zararımız yok, can zararımız yok" dedi. İzmir Valiliği'nden yapılan açıklamada, ilköğretim okulları ve liselerin 1 gün süreyle eğitime ara verdiği kaydedildi. 75'ten fazla artçıBoğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Gülay Barbarosoğlu, 5.9 büyüklüğündeki depremin bağımsız bir deprem olduğunu açıkladı. Depremin pazartesi meydana gelen sismik faaliyetlerin uzantısı olduğunu belirten Barbarosoğlu, "Çanakkale, Balıkesir'e kadar hissedilmesi normal. Sismik faaliyet devam ettiğinden dikkat edilmeli, çatlak, hasar görmüş binalara girilmemelidir. Bundan sonra daha büyük bir deprem olmaz diyemeyiz. Normal süreç devam edecek" dedi. Kandilli Rasathanesi yetkilileri ile birlikte 02.50'de toplantı düzenleyen Barbarosoğlu, pazartesiden bu yana 1300'den fazla artçı sarsıntı meydana geldiğini, son depremin ardından da 75 artçı sarsıntı olduğunu kaydetti. Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü Prof. Dr. Zafer Akçığ da "Allah'tan fay tek parçada kırılmadı, 4 ayrı depremle kırılma meydana geldi" dedi.Ege Denizi'nde pazartesi 08.45'te 5.7, 12.46'da 5.9 ve 12.55'te 5.6 büyüklüğünde sarsıntılar meydana gelmişti.
37 yaralı var, 3 kişi kalp krizi geçirdiİzmir'in Seferihisar İlçesi açıklarında meydana gelen deprem sonrası toplam 37 kişinin yaralanma ve paniğe kapılarak rahatsızlanmaları nedeniyle hastanelere başvurdukları bildirildi. Deprem sırasında kalp krizi geçiren 3 kişiden biri öldü, ikisi ise yoğun bakım altına alındı. İzmir Emniyet Müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgiye göre, deprem sırasında, panik yaparak balkondan atlayan, düşerek yaralanan ve panik atak rahatsızlığı yaşayan 37 kişi, hastane acil servislerine başvurdu.
Güzelbahçe'den Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi'ne balkondan atlayarak başından yaralandığı için getirilen Mahmut Bütün'ün (24) ameliyat edilerek Beyin Cerrahi Servisi'nde gözlem altında tutulduğu öğrenildi.Depremde üç kişi de kalp krizi geçirdi. Hatay Semti İnönü Caddesi'nde oturan Güngör Yaylalı (68) apartmandan çıkmak isterken merdivenlerde geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti.Balçova'da öğretmen Çiğdem Güven (32) ile Pınarbaşı Semti'nde ise Hediye Abdan (67) kalp krizi geçirdikleri için Dokuz Eylül ve Ege Üniversitesi Hastaneleri'nde tedavi altına alındı.Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde ise deprem sırasında çatlaklar meydana geldi.Panik yaşayan hastalar, görevlilerce hastane bahçesine çıkartıldı. Hastane yetkilileri, ciddi bir hasarın bulunmadığını belirtti.
Yunan adalarında da depremİzmir'in Seferihisar ilçesinde saat 00.40'ta meydana gelen depremin hemen ardından, Yunanistan'da Sakız ve Samos adası açıklarında, 6 büyüklüğünde bir deprem oldu. Saat 01.00'de meydana gelen depremde can ve mal kaybı olmadı. Yunanistan'da üç gün önce de en büyüğü 6 büyüklüğünde olan orta şiddetli üç deprem meydana gelmişti. 'HASARLI BİNALARA GİRMEYİN'Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Gülay Barbarosoğlu, Ege Bölgesi'nde devam eden sismik faaliyetin binaları her geçen gün biraz daha yorduğunu belirterek, "Dolayısıyla hasar görebilecek binalara girilmemesi konusunda uyarımızı kuvvetle tekrarlıyoruz" dedi.
Prof. Dr. Barbarosoğlu, Enstitü yönetim binasında düzenlenen basın toplantısında, hem istatistiksel açıdan, hem de yer bilimlerinin jeolojik değerlendirmeleri sonucunda, yaşanan deprem faaliyetinin yörenin özellikleriyle uyumlu ve normal olduğunu değerlendirdiklerini bildirdi.Ancak doğanın kendi kuralları içinde özel bir kurgusu bulunduğunu vurgulayan Prof. Dr. Barbarosoğlu, şöyle konuştu: "Dolayısıyla İzmirliler'in özellikle dikkatli olmalarını ben şahsen öneriyorum. Özellikle binalarında hasar meydana gelmiş, evlerinde çatlak oluşmuş, hasar görebileceği ihtimali olan, kullanılmayan binalara bundan sonra özellikle girilmemesi gerekmekte.Çünkü sismik faaliyet binaları her geçen gün biraz daha yormaktadır. Dolayısıyla hasar görebilecek binalara girilmemesi konusunda uyarımızı kuvvetle tekrarlıyoruz." Ulusal Deprem Konseyi Başkanı Prof. Dr. Haluk Eyidoğan ise, 17 Ekim sabahından itibaren başlayan sismik hareketliliği izlediklerini belirterek, bölgede çok sayıda aktif fay bulunduğunu ve bunların birbiriyle ilişkileri nedeniyle çok sayıda küçük ve orta büyüklükte deprem ürettiklerini söyledi. "Aktivite bir müddet daha devam edecek"
Son depremin de bölgenin kendine özgü jeolojik ve sismolojik yapısından kaynaklandığını vurgulayan Prof. Dr. Eyidoğan "Buna benzer aktivitenin bir müddet daha süreceği kanısındayız" dedi.Prof. Dr. Eyidoğan, "bölgede beklenebilecek en kötü senaryonun ne olabileceği" yönündeki bir soru üzerine de şu yanıtı verdi: "Bölgenin birbirine paralel çok sayıda deprem yaratacak faylarla donandığını görüyoruz. Bu 5 virgüllü depremlerin mekanizmasına, çözümlerine baktığımız zaman aynı rejimin sürekli deprem ürettiğini fark ettik. Bölgede mevcut yapıyı incelediğimizde, umarım yanılmayız, 6.0'dan daha büyük deprem olma olasılığı (bu 6.5'a kadar çıkabilir.Tarihsel süreç içinde 6.6 büyüklüğünde depremler var) 6.0-6.5 arasında deprem olma olasılığı var. Ama bunun zamanını söylemek mümkün değil.Bölgenin şu andaki yapısı, başlayan aktivite ve gelişen duruma göre, bölgede halkımızın zayıf, problemli yapılardan, çatlağı ve sorunları olan yapılardan uzak durması, kullanmamasını özellikle tavsiye ediyoruz." Prof. Dr. Eyidoğan, 5.9 büyüklüğündeki depremin olası İstanbul depremi ile bir ilişkisi bulunup bulunmadığı yönündeki soruyu da, "Hayır, sistem kendi içerisinde çalışmaktadır. Türkiye'nin başka yerlerindeki depremlerle ilişkili değildir. Bunu çok açık ifade etmek isterim" yanıtını verdi. "Daha büyük ölçekli deprem beklenmiyor"Ulusal Deprem Konseyi üyesi Prof. Dr. Ömer Alptekin ise bölgede meydana gelen en büyük depremin 1970 yılında Gediz'de kaydedilen 7 büyüklüğündeki deprem olduğunu hatırlatarak, şöyle konuştu:"Fakat bu grabenler üzerinde ve düşey atımlı hareketlerle olmuştur. Bu karşılaştığımız depremler ise hemen sahilde bu grabenlerin uçlarını keserek kuzeybatı-güneydoğu ve kuzeydoğu-güneybatı yönlerinde uzanan doğrultu atımlı faylar üzerinde meydana gelmektedir. Buradaki faylar çok büyük ölçekli faylar değil ve dolayısıyla bunların üretebilecekleri deprem büyüklükleri genellikle 6.0'ın altındadır. Ender olarak 6.0'ın biraz üzerinde depremler olabilir. Fakat çok daha büyük ölçekli deprem burada beklenmiyor.Çünkü bu faylar bu kadar büyük enerjiyi biriktirecek kadar büyük faylar değil." Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Jeofizik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Niyazi Türkelli de 5.9 büyüklüğündeki depremin, İstanbul'un bazı ilçelerinde de hissedildiğini, bunun zemin özelliklerine bağlı olarak normal olduğunu söyledi.Ulusal Deprem İzleme Merkezi (UDİM) Müdürü Dr. Doğan Kalafat da, bölgede çok sık olmasa da yaklaşık 4-5 veya 6 yıllık periyotlarda 5.8'lik depremler olabildiğini belirterek, bunu bölgenin olağan aktivitesi şeklinde değerlendirmek gerektiğini kaydetti.
İstanbul'dan bile hissedildi
İzmir halkının dün gece sokaklarnda sabahlamasına neden olan 5.9'luk deprem komşu illeri de sarstı. Sarsıntı İzmir'in yanı sıra Manisa, Aydın, Denizli, Balıkesir ve Çanakkale'de hissedildi. Merkez üssü Seferhisar olan depremi İstanbul'un Avcılar ve Büyükçekmece semtlerinde yaşayanlar da hissetti.
"TEK DEPREM OLSA BÜYÜKLÜ?Ü 6.2 OLURDU"İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Maden Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Ercan, merkez üssü Ege Denizi'nin Seferihisar açıkları olan 5.9 büyüklüğündeki depremle ilgili olarak, "İzmir'de meydana gelen küme depremler, sonrası artçı ve öncülerle değil de, tek bir depremle boşalsaydı, depremin büyüklüğü 6.2, şiddeti de 8 olacaktı" dedi.Prof. Dr. Ahmet Ercan, yaptığı açıklamada, Seferihisar-Urla kırığının sönüme geçtiği izlenimi verirken, Sığacık Körfezi'nin Seferihisar açıklarında meydana gelen 5.9'luk depremle yeniden boşalma yaptığını söyledi.
İzmir'deki depremlerin pliyosen yaşlı kuzey-güney doğrultulu kırık kuşağı boyunca, Urla-Seferihisar-Sığacık Körfezi arasında gidip geldiğini ve inip çıktığını belirten Ercan, kümesel görünümdeki bu boşalmanın alışılmışın dışında bir davranış olduğunu bildirdi."Umarım, orta büyüklükteki bu deprem davranışı, İzmir Körfezi'ni geçip Körfez girişine uzanmaz" diyen Ercan, şöyle devam etti: "Bu olasılık gerçekleşirse deprem büyür, diğer türlü bundan sonraki beklentiler 6'yı geçmez. İzmir'deki 5.7, 5.9, 5.6, 5.9'luk küme depremler, sonrası artçı ve öncülerle değil de, tek bir depremle boşalsaydı, depremin büyüklüğü 6.2, şiddeti de 8 olacaktı. Depremin süresi de 14 saniye olacak, uzun sarsıntının yıkıntısı daha yaygın olacak, önemli yıkımla karşı karşıya kalacaktık. 6.2'lik depremin 4'e paylaştırılarak aralıklarla oluşması İzmir'in şansıdır. Toplam 4 depremle çıkan enerji 5 atom bombasına denktir." İzmir'in en devingen kırığı olan Seferihisar-Urla kırığının 2003'ten beri etkin olduğunu, bu yaşlı fayın üretebileceği en büyük depremin de 6.2 büyüklüğünde olacağını ifade eden Ahmet Ercan, "Dolayısıyla oluşan bu 4 deprem ve artçı depremlerle bu enerji bugüne kadar boşaldığı için daha büyük bir deprem beklentisi yoktur. Yer kükremesi 6.2'den daha küçük depremlerle sürebilir" dedi. İzmir'de ikinci bir "Diri kırık" dizisinin daha olduğuna işaret eden Ercan, göçüntü kırıkları şeklinde doğu-batı doğrultulu uzanan bu faylarda etkinlik gözlenmediğini anlattı. Ercan, bu kırıkların, Küçük Menderes çukurunda Ödemiş-Pamucak arasında, Büyük Menderes çukurunda Denizli-Nazilli-Aydın-Kuşadası arasında, Gediz göçüntüsü içinde Alaşehir-Salihli-Manisa-İzmir Körfezi ile Foça Yarımadası'nda bulunduğunu vurguladı. Bu göçüntü kırıkları altındaki yer kabuğunun kalınlığının 26-28 kilometre olduğuna dikkati çeken Ercan, şöyle konuştu: "Bunlar 7-7.2 gibi daha büyük deprem üretebilmektedir. Ancak bu kırıklar, bugün için devinime geçmedi. Asıl büyük İzmir depreminin, Foça- Salihli doğu-batı kırığı ile Seferhisar-Urla kırıklarının kesim yerinde oluşması beklenmektedir. Ancak depremler bu kesişme kavşağına ulaşmadı. Bu ulaşmanın sonucu ürkütücü olabilir. Ancak, bugün için bu eğilim görülmüyor. Bunun olacağı kavşak İzmir Körfezi'nin girişidir. Asıl İzmir depreminin de yaklaşık 10 kilometre derinde Foça-Karaburun-Midilli üçgeni içinde olması beklenmektedir. Körfez girişindeki depremcik yoğunluğundaki artış asıl depremin körfez girişinde olacağını göstermektedir. Ancak 4 gündür olan depremlerin bu Karaburun üçgeniyle ilgisi yoktur. İzmir'in yeni depremlere karşı uyanık olmasında yarar var." Seferihisar-Urla depremlerinin bazı yararlarının da olduğunu dile getiren Prof. Dr. Ahmet Ercan, kırıklar boyunca yeni jeotermal alanların ortaya çıktığını, bu alanların İzmir'in kaplıca turizminde ve ısınmasında etkili olacağını sözlerine ekledi.
Ege Denizi'nde 17 Ekim'de meydana gelen 3 büyük depremin ardından gece 00.40'ta 5.9 büyüklüğünde bir deprem daha meydana geldi. Halk geceyi sokakta geçirdi, okullar 1 gün tatil edildi. Deprem sonrası panik ve yaralanmadan 37 kişi hastanelere kaldırılırken, 3 kişi kalp krizi geçirdi. Uzmanlar uyarıyor: Hasarlı evlere girmeyin...
Çevre illerden hissedildiYaklaşık 15 saniye sürdüğü belirtilen deprem İzmir'in yanı sıra Manisa, Aydın, Denizli, Balıkesir ve Çanakkale ile ilçelerinde de hissedildi. Sarsıntının İstanbul'da da hissedildiği öne sürüldü. Seferihisar açıklarında meydana gelen depreme yataklarında yakalanan vatandaşlar korku içinde sokaklara fırladı. Sarsıntı sırasında pencere ve balkonlardan atlayan 19 kişi yaralandı. Yeşilyurt'ta bir kişi ise kalp krizi geçirerek yaşamını yitirdi. Okullar tatilİzmir Valisi Oğuz Kağan Köksal, depremin önemli bir yıkıma neden olmadığını açıklayarak, "Sadece korku içinde yüksekten atlayan ve panik atak yaşayan bazı vatandaşlar hastanelere kaldırıldı. Hastanelerimiz teyakkuz halinde. Kriz merkezi faal durumda" dedi. Urla Kaymakamı Ahmet Mailoğlu da oturulmayan 4 metruk binada hasar meydana geldiğini belirterek, "Mal zararımız yok, can zararımız yok" dedi. İzmir Valiliği'nden yapılan açıklamada, ilköğretim okulları ve liselerin 1 gün süreyle eğitime ara verdiği kaydedildi. 75'ten fazla artçıBoğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Gülay Barbarosoğlu, 5.9 büyüklüğündeki depremin bağımsız bir deprem olduğunu açıkladı. Depremin pazartesi meydana gelen sismik faaliyetlerin uzantısı olduğunu belirten Barbarosoğlu, "Çanakkale, Balıkesir'e kadar hissedilmesi normal. Sismik faaliyet devam ettiğinden dikkat edilmeli, çatlak, hasar görmüş binalara girilmemelidir. Bundan sonra daha büyük bir deprem olmaz diyemeyiz. Normal süreç devam edecek" dedi. Kandilli Rasathanesi yetkilileri ile birlikte 02.50'de toplantı düzenleyen Barbarosoğlu, pazartesiden bu yana 1300'den fazla artçı sarsıntı meydana geldiğini, son depremin ardından da 75 artçı sarsıntı olduğunu kaydetti. Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü Prof. Dr. Zafer Akçığ da "Allah'tan fay tek parçada kırılmadı, 4 ayrı depremle kırılma meydana geldi" dedi.Ege Denizi'nde pazartesi 08.45'te 5.7, 12.46'da 5.9 ve 12.55'te 5.6 büyüklüğünde sarsıntılar meydana gelmişti.
37 yaralı var, 3 kişi kalp krizi geçirdiİzmir'in Seferihisar İlçesi açıklarında meydana gelen deprem sonrası toplam 37 kişinin yaralanma ve paniğe kapılarak rahatsızlanmaları nedeniyle hastanelere başvurdukları bildirildi. Deprem sırasında kalp krizi geçiren 3 kişiden biri öldü, ikisi ise yoğun bakım altına alındı. İzmir Emniyet Müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgiye göre, deprem sırasında, panik yaparak balkondan atlayan, düşerek yaralanan ve panik atak rahatsızlığı yaşayan 37 kişi, hastane acil servislerine başvurdu.
Güzelbahçe'den Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi'ne balkondan atlayarak başından yaralandığı için getirilen Mahmut Bütün'ün (24) ameliyat edilerek Beyin Cerrahi Servisi'nde gözlem altında tutulduğu öğrenildi.Depremde üç kişi de kalp krizi geçirdi. Hatay Semti İnönü Caddesi'nde oturan Güngör Yaylalı (68) apartmandan çıkmak isterken merdivenlerde geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti.Balçova'da öğretmen Çiğdem Güven (32) ile Pınarbaşı Semti'nde ise Hediye Abdan (67) kalp krizi geçirdikleri için Dokuz Eylül ve Ege Üniversitesi Hastaneleri'nde tedavi altına alındı.Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde ise deprem sırasında çatlaklar meydana geldi.Panik yaşayan hastalar, görevlilerce hastane bahçesine çıkartıldı. Hastane yetkilileri, ciddi bir hasarın bulunmadığını belirtti.
Yunan adalarında da depremİzmir'in Seferihisar ilçesinde saat 00.40'ta meydana gelen depremin hemen ardından, Yunanistan'da Sakız ve Samos adası açıklarında, 6 büyüklüğünde bir deprem oldu. Saat 01.00'de meydana gelen depremde can ve mal kaybı olmadı. Yunanistan'da üç gün önce de en büyüğü 6 büyüklüğünde olan orta şiddetli üç deprem meydana gelmişti. 'HASARLI BİNALARA GİRMEYİN'Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Gülay Barbarosoğlu, Ege Bölgesi'nde devam eden sismik faaliyetin binaları her geçen gün biraz daha yorduğunu belirterek, "Dolayısıyla hasar görebilecek binalara girilmemesi konusunda uyarımızı kuvvetle tekrarlıyoruz" dedi.
Prof. Dr. Barbarosoğlu, Enstitü yönetim binasında düzenlenen basın toplantısında, hem istatistiksel açıdan, hem de yer bilimlerinin jeolojik değerlendirmeleri sonucunda, yaşanan deprem faaliyetinin yörenin özellikleriyle uyumlu ve normal olduğunu değerlendirdiklerini bildirdi.Ancak doğanın kendi kuralları içinde özel bir kurgusu bulunduğunu vurgulayan Prof. Dr. Barbarosoğlu, şöyle konuştu: "Dolayısıyla İzmirliler'in özellikle dikkatli olmalarını ben şahsen öneriyorum. Özellikle binalarında hasar meydana gelmiş, evlerinde çatlak oluşmuş, hasar görebileceği ihtimali olan, kullanılmayan binalara bundan sonra özellikle girilmemesi gerekmekte.Çünkü sismik faaliyet binaları her geçen gün biraz daha yormaktadır. Dolayısıyla hasar görebilecek binalara girilmemesi konusunda uyarımızı kuvvetle tekrarlıyoruz." Ulusal Deprem Konseyi Başkanı Prof. Dr. Haluk Eyidoğan ise, 17 Ekim sabahından itibaren başlayan sismik hareketliliği izlediklerini belirterek, bölgede çok sayıda aktif fay bulunduğunu ve bunların birbiriyle ilişkileri nedeniyle çok sayıda küçük ve orta büyüklükte deprem ürettiklerini söyledi. "Aktivite bir müddet daha devam edecek"
Son depremin de bölgenin kendine özgü jeolojik ve sismolojik yapısından kaynaklandığını vurgulayan Prof. Dr. Eyidoğan "Buna benzer aktivitenin bir müddet daha süreceği kanısındayız" dedi.Prof. Dr. Eyidoğan, "bölgede beklenebilecek en kötü senaryonun ne olabileceği" yönündeki bir soru üzerine de şu yanıtı verdi: "Bölgenin birbirine paralel çok sayıda deprem yaratacak faylarla donandığını görüyoruz. Bu 5 virgüllü depremlerin mekanizmasına, çözümlerine baktığımız zaman aynı rejimin sürekli deprem ürettiğini fark ettik. Bölgede mevcut yapıyı incelediğimizde, umarım yanılmayız, 6.0'dan daha büyük deprem olma olasılığı (bu 6.5'a kadar çıkabilir.Tarihsel süreç içinde 6.6 büyüklüğünde depremler var) 6.0-6.5 arasında deprem olma olasılığı var. Ama bunun zamanını söylemek mümkün değil.Bölgenin şu andaki yapısı, başlayan aktivite ve gelişen duruma göre, bölgede halkımızın zayıf, problemli yapılardan, çatlağı ve sorunları olan yapılardan uzak durması, kullanmamasını özellikle tavsiye ediyoruz." Prof. Dr. Eyidoğan, 5.9 büyüklüğündeki depremin olası İstanbul depremi ile bir ilişkisi bulunup bulunmadığı yönündeki soruyu da, "Hayır, sistem kendi içerisinde çalışmaktadır. Türkiye'nin başka yerlerindeki depremlerle ilişkili değildir. Bunu çok açık ifade etmek isterim" yanıtını verdi. "Daha büyük ölçekli deprem beklenmiyor"Ulusal Deprem Konseyi üyesi Prof. Dr. Ömer Alptekin ise bölgede meydana gelen en büyük depremin 1970 yılında Gediz'de kaydedilen 7 büyüklüğündeki deprem olduğunu hatırlatarak, şöyle konuştu:"Fakat bu grabenler üzerinde ve düşey atımlı hareketlerle olmuştur. Bu karşılaştığımız depremler ise hemen sahilde bu grabenlerin uçlarını keserek kuzeybatı-güneydoğu ve kuzeydoğu-güneybatı yönlerinde uzanan doğrultu atımlı faylar üzerinde meydana gelmektedir. Buradaki faylar çok büyük ölçekli faylar değil ve dolayısıyla bunların üretebilecekleri deprem büyüklükleri genellikle 6.0'ın altındadır. Ender olarak 6.0'ın biraz üzerinde depremler olabilir. Fakat çok daha büyük ölçekli deprem burada beklenmiyor.Çünkü bu faylar bu kadar büyük enerjiyi biriktirecek kadar büyük faylar değil." Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Jeofizik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Niyazi Türkelli de 5.9 büyüklüğündeki depremin, İstanbul'un bazı ilçelerinde de hissedildiğini, bunun zemin özelliklerine bağlı olarak normal olduğunu söyledi.Ulusal Deprem İzleme Merkezi (UDİM) Müdürü Dr. Doğan Kalafat da, bölgede çok sık olmasa da yaklaşık 4-5 veya 6 yıllık periyotlarda 5.8'lik depremler olabildiğini belirterek, bunu bölgenin olağan aktivitesi şeklinde değerlendirmek gerektiğini kaydetti.
İstanbul'dan bile hissedildi
İzmir halkının dün gece sokaklarnda sabahlamasına neden olan 5.9'luk deprem komşu illeri de sarstı. Sarsıntı İzmir'in yanı sıra Manisa, Aydın, Denizli, Balıkesir ve Çanakkale'de hissedildi. Merkez üssü Seferhisar olan depremi İstanbul'un Avcılar ve Büyükçekmece semtlerinde yaşayanlar da hissetti.
"TEK DEPREM OLSA BÜYÜKLÜ?Ü 6.2 OLURDU"İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Maden Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Ercan, merkez üssü Ege Denizi'nin Seferihisar açıkları olan 5.9 büyüklüğündeki depremle ilgili olarak, "İzmir'de meydana gelen küme depremler, sonrası artçı ve öncülerle değil de, tek bir depremle boşalsaydı, depremin büyüklüğü 6.2, şiddeti de 8 olacaktı" dedi.Prof. Dr. Ahmet Ercan, yaptığı açıklamada, Seferihisar-Urla kırığının sönüme geçtiği izlenimi verirken, Sığacık Körfezi'nin Seferihisar açıklarında meydana gelen 5.9'luk depremle yeniden boşalma yaptığını söyledi.
İzmir'deki depremlerin pliyosen yaşlı kuzey-güney doğrultulu kırık kuşağı boyunca, Urla-Seferihisar-Sığacık Körfezi arasında gidip geldiğini ve inip çıktığını belirten Ercan, kümesel görünümdeki bu boşalmanın alışılmışın dışında bir davranış olduğunu bildirdi."Umarım, orta büyüklükteki bu deprem davranışı, İzmir Körfezi'ni geçip Körfez girişine uzanmaz" diyen Ercan, şöyle devam etti: "Bu olasılık gerçekleşirse deprem büyür, diğer türlü bundan sonraki beklentiler 6'yı geçmez. İzmir'deki 5.7, 5.9, 5.6, 5.9'luk küme depremler, sonrası artçı ve öncülerle değil de, tek bir depremle boşalsaydı, depremin büyüklüğü 6.2, şiddeti de 8 olacaktı. Depremin süresi de 14 saniye olacak, uzun sarsıntının yıkıntısı daha yaygın olacak, önemli yıkımla karşı karşıya kalacaktık. 6.2'lik depremin 4'e paylaştırılarak aralıklarla oluşması İzmir'in şansıdır. Toplam 4 depremle çıkan enerji 5 atom bombasına denktir." İzmir'in en devingen kırığı olan Seferihisar-Urla kırığının 2003'ten beri etkin olduğunu, bu yaşlı fayın üretebileceği en büyük depremin de 6.2 büyüklüğünde olacağını ifade eden Ahmet Ercan, "Dolayısıyla oluşan bu 4 deprem ve artçı depremlerle bu enerji bugüne kadar boşaldığı için daha büyük bir deprem beklentisi yoktur. Yer kükremesi 6.2'den daha küçük depremlerle sürebilir" dedi. İzmir'de ikinci bir "Diri kırık" dizisinin daha olduğuna işaret eden Ercan, göçüntü kırıkları şeklinde doğu-batı doğrultulu uzanan bu faylarda etkinlik gözlenmediğini anlattı. Ercan, bu kırıkların, Küçük Menderes çukurunda Ödemiş-Pamucak arasında, Büyük Menderes çukurunda Denizli-Nazilli-Aydın-Kuşadası arasında, Gediz göçüntüsü içinde Alaşehir-Salihli-Manisa-İzmir Körfezi ile Foça Yarımadası'nda bulunduğunu vurguladı. Bu göçüntü kırıkları altındaki yer kabuğunun kalınlığının 26-28 kilometre olduğuna dikkati çeken Ercan, şöyle konuştu: "Bunlar 7-7.2 gibi daha büyük deprem üretebilmektedir. Ancak bu kırıklar, bugün için devinime geçmedi. Asıl büyük İzmir depreminin, Foça- Salihli doğu-batı kırığı ile Seferhisar-Urla kırıklarının kesim yerinde oluşması beklenmektedir. Ancak depremler bu kesişme kavşağına ulaşmadı. Bu ulaşmanın sonucu ürkütücü olabilir. Ancak, bugün için bu eğilim görülmüyor. Bunun olacağı kavşak İzmir Körfezi'nin girişidir. Asıl İzmir depreminin de yaklaşık 10 kilometre derinde Foça-Karaburun-Midilli üçgeni içinde olması beklenmektedir. Körfez girişindeki depremcik yoğunluğundaki artış asıl depremin körfez girişinde olacağını göstermektedir. Ancak 4 gündür olan depremlerin bu Karaburun üçgeniyle ilgisi yoktur. İzmir'in yeni depremlere karşı uyanık olmasında yarar var." Seferihisar-Urla depremlerinin bazı yararlarının da olduğunu dile getiren Prof. Dr. Ahmet Ercan, kırıklar boyunca yeni jeotermal alanların ortaya çıktığını, bu alanların İzmir'in kaplıca turizminde ve ısınmasında etkili olacağını sözlerine ekledi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.