Kentsel dönüşümde sınıfta kaldık
Türkiye'de 17 Ağustos 1999'da meydana gelen 7.4 büyüklüğündeki Marmara Depremi, ülkemiz açısından kentsel dönüşümün ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Ancak kentsel dönüşüm yasasının yürürlüğe girdiği tarihin üzerinden 8 yıl geçmesine rağmen riskli binaların yüzde 10’u yenilenebildi!
16.08.2020 18:25:00





İBRAHİM ETHEM YIĞ / DETAH HABER
Merkez üssü Gölcük olan 7.4 büyüklüğündeki 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nin üzerinden 21 yıl geçti. Deprem sonrasında 2012 yılında yürürlüğe giren 'Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun' ile kentsel dönüşümle tanıştık. Kentsel Dönüşüm Uzmanı Nihat Şen, yasanın yürürlüğe girdiği tarihten bu yana riskli binaların sadece yüzde 10'unun yenilendiğinin altını çizerek, şunları söyledi: "Türkiye'deki yapı stokunu incelediğimizde binaların yaklaşık yüzde 60'ının ruhsatsız ve denetimsiz olduğunu, çoğunun mühendislik hizmeti almamış bulunduğunu görüyoruz. Bu binaların depreme dayanıklı olduğunu söylemek çok zor… Yaklaşık 6.5-7 milyon konutun acilen yenilenmesi veya güçlendirilmesi gerekiyor. Bir gerçek var ki, Türkiye deprem kuşağında bulunuyor ve ülkemiz coğrafyasının yüzde 66'sı, halkımızın yüzde 72'si deprem riskiyle karşı karşıya. 1999 Marmara depreminden sonra defalarca yönetmelik değişti ve en son 1 Ocak 2019 yılında yeni deprem haritası yürürlüğe girdi. Türkiye'de nervürlü demir ve hazır beton uygulaması 2000'de, yapı denetim uygulaması ise 2001'de başladı. Bu tarihten önce yapılan binalar risk taşıyor."
İstanbul tehlike altında
Türkiye'nin yaklaşık 24 bin 500 kilometre uzunluğunda fay hattı üzerinde bulunduğuna işaret eden Şen, "Kentsel dönüşüm 57 milyon insanımızı yakından ilgilendiriyor. Yapı stokumuzun kalitesizliğini deprem olmadan çöken, yıkılan, çatlayan binalardan anlayabiliriz. Üzücü olaylarla karşılamamak için kentsel dönüşümü hızlandırmalıyız. Önlemler alınmadığı takdirde Türkiye'de ekonominin, istihdamın, turizmin, tarihi değerlerin, finansın merkezi olan İstanbul ve Marmara Bölgesi, muhtemel bir depremde ciddi hasar görecektir. Bu nedenle hızlı bir şekilde İstanbul'a öncelik vermek mecburiyetindeyiz. Kentsel dönüşümü siyasi bir polemik haline getirmeden iktidarı ve muhalefetiyle, sivil toplum örgütleriyle, meslek odalarıyla, muhtarlarla ve vatandaşlarımızla hep beraber milli seferberlik ruhu ile hareket etmek durumundayız" diye konuştu.
Ekonomiye katkısı büyük
Kentsel dönüşümün ekonomiye katkısının 300 milyar dolar olacağını kaydeden Şen, vatandaşların da Kendin Yık-Kendin Yap modeliyle binalarını yenileyebildiklerini ve böylece en büyük problemlerden biri olan metrekare kaybının önüne geçilebildiğini belirtti. Şen, kamunun kentsel dönüşümde sağladığı olanakları da şu şekilde sıraladı:
• Veraset, intikal, damga vergisi muafiyeti.
• Belediye ve noter harçlarının bir bölümünden muafiyet.
• Çoklu mülkiyetli olan binalarda 3/2 hisse çoğunluğu ile süreci yürütme.
• 18 ay boyunca kira yardımı.
• Kendi binasını yenilemek isteyen vatandaşlara 2 yıl ana para ödemesiz, 10 yıl vadeli kentsel dönüşüm kredisi kullanma imkânı. Ancak kredi kullananlar kira yardımı alamaz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.