Rıza Seyfullah Keskinkılıç'tan gelen e-mail çok ilginç.
Birlikte okuyalım!
"Yahudiler, Tanrı'nın oğlu, Hıristiyanlar Tanrı'nın ailesi, ya Müslümanlar!?
Yahudi inanışına göre İsrailoğulları, Tanrı'nın oğullarıdır. Hıristiyanların inanışına göre Hıristiyanlar, Tanrı'nın ailesini oluşturur. Her iki inanış da kendilerini insanlık piramidinin tepesine yerleştirir. Yahudi ve Hıristiyan olmayanları insan değil de, insancık kabul ederler.
İlginçtir, dindışı bir temele dayanan sosyo-politik Darvinizm de beyazları evrim piramidinin tepesine yerleştirir, sarı ve siyah ırkın evrimin alt basamaklarında kaldığını ileri sürer. Seküler yeni dünya ideolojisi bu bağlamda radikal Hıristiyan inanışı ile birebir örtüşür.
Bu yüzden insan hakları yalnızca Yahudi ve Hıristiyanlar için vardır. Müslümanlar katledilirken sadece "endişe verici bir durum" söz konusu olabilir. Yahudi ve Hıristiyanlar, savaş koşullarında bile ölse soykırım olur.
Bunun en çarpıcı örnekleri Ermeni, Rum ve Süryanilerle ilgili olarak kilise çevrelerinin ve misyoner örgütlerin ısrarla işledikleri sözde soykırım iddialarıdır.
Müslüman Türk'ün Anadolu'daki ulusal kurtuluş savaşı, söz konusu çevrelere göre bir soykırımlar dizisidir.
İşte son bir örnek: "Yunanlıları denize dökmek soykırımmış."
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, 82 yıl önce işgalci Yunan askerinin Anadolu'dan kovulmasını "soykırım günü" olarak anacak. Rumlar, "Küçük Asya" diye niteledikleri Anadolu'dan Yunanların kovulması nedeniyle her 14 Eylül'de resmi törenler düzenlenmesini öngören bir yasa çıkardı.
Rum yönetimince hazırlanan ve 14 Eylül'ü "Küçük Asya Yunanlığı ve Küçük Asya Yıkımı Günü" olarak kabul eden yasa, 5 Aralık 2003 tarihinde yürürlüğe girdi. Yasanın giriş cümlesinde, "Kıbrıs, Yunanlığın bir parçası olarak Türk boyunduruğunu hissetmekte ve Yunanlarla aynı acıyı paylaşmaktadır" denildi. Resmi gazetede, "Türk devletinin ulusal hedefinin Yunan topraklarının azaltılması olduğu" da öne sürüldü."
Rum Resmi Gazetesi'ne göre, söz konusu yasa şu ifadeleri içeriyor:
"1- Mevcut yasa, 14 Eylül tarihinin resmi olarak 'Küçük Asya Yıkımı Anı ve Şeref Günü' olarak kabulünü 2003 yasası olarak kabul eder.
2- Bu gerçekliği kabul eden 'Kıbrıs' (Rum) halkı, 14 Eylül 1922'de yerlerinden edilen ve haksız yere soykırıma maruz kalan Küçük Asya Yunanlarının bu gününü resmen anı ve şeref günü olarak kabul eder.
3- 14 Eylül günü her yıl 'Kıbrıs' halkı tarafından Bakanlar Kurulu'nun kararı ve resmi gazetede yayımlanmasından sonraki bir ay içerisinde, 14 Eylül 1922 tarihinde Türkler tarafından Küçük Asya'da yerlerinden edilen Yunanlar için konuşmalar, etkinlikler, anma törenleri ve başka tür etkinlikler yapmayı onaylar."
Belli ki Güney Kıbrıs Rum Kesimi, Yunanistan'ın izini sürüyor. Yunanistan daha önce;
19 Mayıs'ı Pontus Soykırımı günü,
24 Nisan'ı Ermeni Soykırımı günü,
ve 14 Eylül'ü Küçük Asya Soykırımı günü ilan etmişti.
Tam da yumuşama sürecinde bu tür kararların alınması dikkate değer. Yunanistan, 17 Ağustos'la birlikte Türk medyasında depremzedelere yardım şovu yaparken, 25 Ağustos 1999'da, 14 Eylül'ü Küçük Asya Soykırımı günü olarak ilan etmişti. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi de Annan Planı çerçevesinde belirli bir uzlaşma ümidinin doğduğu anda, soykırım kararı çıkarmış bulunmakta.
Bu durum, yumuşama sürecinin Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi tarafından yeni saldırılar için bir fırsat olarak değerlendirildiğini göstermektedir.
Kararda "Kıbrıs, Yunanlığın bir parçası olarak Türk boyunduruğunu hissetmekte" olduğunun vurgulanması da işin cabası.
Öyleyse, Allah korusun, Annan Planı çerçevesinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin eline geçerse, Kıbrıs Türkü, Kıbrıs Barış Harekâtı'nın başladığı 20 Temmuz'u da Kıbrıs Soykırımı olarak anmak zorunda kalmayacak mı?"
Umarım Gül-Parpi dostluğunu, Türk-Yunan aşkını ve geçmiş-gelecek şaşkını olanları olumsuz yönde etkilemez.
Etkilerse, işte yandık o zaman...
Birlikte okuyalım!
"Yahudiler, Tanrı'nın oğlu, Hıristiyanlar Tanrı'nın ailesi, ya Müslümanlar!?
Yahudi inanışına göre İsrailoğulları, Tanrı'nın oğullarıdır. Hıristiyanların inanışına göre Hıristiyanlar, Tanrı'nın ailesini oluşturur. Her iki inanış da kendilerini insanlık piramidinin tepesine yerleştirir. Yahudi ve Hıristiyan olmayanları insan değil de, insancık kabul ederler.
İlginçtir, dindışı bir temele dayanan sosyo-politik Darvinizm de beyazları evrim piramidinin tepesine yerleştirir, sarı ve siyah ırkın evrimin alt basamaklarında kaldığını ileri sürer. Seküler yeni dünya ideolojisi bu bağlamda radikal Hıristiyan inanışı ile birebir örtüşür.
Bu yüzden insan hakları yalnızca Yahudi ve Hıristiyanlar için vardır. Müslümanlar katledilirken sadece "endişe verici bir durum" söz konusu olabilir. Yahudi ve Hıristiyanlar, savaş koşullarında bile ölse soykırım olur.
Bunun en çarpıcı örnekleri Ermeni, Rum ve Süryanilerle ilgili olarak kilise çevrelerinin ve misyoner örgütlerin ısrarla işledikleri sözde soykırım iddialarıdır.
Müslüman Türk'ün Anadolu'daki ulusal kurtuluş savaşı, söz konusu çevrelere göre bir soykırımlar dizisidir.
İşte son bir örnek: "Yunanlıları denize dökmek soykırımmış."
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, 82 yıl önce işgalci Yunan askerinin Anadolu'dan kovulmasını "soykırım günü" olarak anacak. Rumlar, "Küçük Asya" diye niteledikleri Anadolu'dan Yunanların kovulması nedeniyle her 14 Eylül'de resmi törenler düzenlenmesini öngören bir yasa çıkardı.
Rum yönetimince hazırlanan ve 14 Eylül'ü "Küçük Asya Yunanlığı ve Küçük Asya Yıkımı Günü" olarak kabul eden yasa, 5 Aralık 2003 tarihinde yürürlüğe girdi. Yasanın giriş cümlesinde, "Kıbrıs, Yunanlığın bir parçası olarak Türk boyunduruğunu hissetmekte ve Yunanlarla aynı acıyı paylaşmaktadır" denildi. Resmi gazetede, "Türk devletinin ulusal hedefinin Yunan topraklarının azaltılması olduğu" da öne sürüldü."
Rum Resmi Gazetesi'ne göre, söz konusu yasa şu ifadeleri içeriyor:
"1- Mevcut yasa, 14 Eylül tarihinin resmi olarak 'Küçük Asya Yıkımı Anı ve Şeref Günü' olarak kabulünü 2003 yasası olarak kabul eder.
2- Bu gerçekliği kabul eden 'Kıbrıs' (Rum) halkı, 14 Eylül 1922'de yerlerinden edilen ve haksız yere soykırıma maruz kalan Küçük Asya Yunanlarının bu gününü resmen anı ve şeref günü olarak kabul eder.
3- 14 Eylül günü her yıl 'Kıbrıs' halkı tarafından Bakanlar Kurulu'nun kararı ve resmi gazetede yayımlanmasından sonraki bir ay içerisinde, 14 Eylül 1922 tarihinde Türkler tarafından Küçük Asya'da yerlerinden edilen Yunanlar için konuşmalar, etkinlikler, anma törenleri ve başka tür etkinlikler yapmayı onaylar."
Belli ki Güney Kıbrıs Rum Kesimi, Yunanistan'ın izini sürüyor. Yunanistan daha önce;
19 Mayıs'ı Pontus Soykırımı günü,
24 Nisan'ı Ermeni Soykırımı günü,
ve 14 Eylül'ü Küçük Asya Soykırımı günü ilan etmişti.
Tam da yumuşama sürecinde bu tür kararların alınması dikkate değer. Yunanistan, 17 Ağustos'la birlikte Türk medyasında depremzedelere yardım şovu yaparken, 25 Ağustos 1999'da, 14 Eylül'ü Küçük Asya Soykırımı günü olarak ilan etmişti. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi de Annan Planı çerçevesinde belirli bir uzlaşma ümidinin doğduğu anda, soykırım kararı çıkarmış bulunmakta.
Bu durum, yumuşama sürecinin Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi tarafından yeni saldırılar için bir fırsat olarak değerlendirildiğini göstermektedir.
Kararda "Kıbrıs, Yunanlığın bir parçası olarak Türk boyunduruğunu hissetmekte" olduğunun vurgulanması da işin cabası.
Öyleyse, Allah korusun, Annan Planı çerçevesinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin eline geçerse, Kıbrıs Türkü, Kıbrıs Barış Harekâtı'nın başladığı 20 Temmuz'u da Kıbrıs Soykırımı olarak anmak zorunda kalmayacak mı?"
Umarım Gül-Parpi dostluğunu, Türk-Yunan aşkını ve geçmiş-gelecek şaşkını olanları olumsuz yönde etkilemez.
Etkilerse, işte yandık o zaman...
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Hz. Muhammed'den (saa) kim niye rahatsız olur? / 17.03.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024
- Bir Kerbela mersiyesi... (Ahmed Edib Harâbî) / 23.02.2024
- Bohem hayat Necip Fazıl / 20.02.2024
- Kelimelerin ahenkle dansı / 17.02.2024
- Çok şeye tercüman, hayatımıza dair... / 16.02.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024
- Bir Kerbela mersiyesi... (Ahmed Edib Harâbî) / 23.02.2024
- Bohem hayat Necip Fazıl / 20.02.2024
- Kelimelerin ahenkle dansı / 17.02.2024
- Çok şeye tercüman, hayatımıza dair... / 16.02.2024