Kulların çok azı şükredicidir
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Sizlere Allah’tan sakınmanızı tavsiye ederim. Takvayı kabullenmiş ve onu gereği gibi yüklenmiş kimseler ne kadar da azdır! İşte bunlar sayıca azdırlar ve Allah’ın şöyle buyurarak (azlıkla) vasıflandırdığı kimselerdir: Kullarımdan çok azı şükredicidir”





Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Şükreden tokun da Allah için oruç tutan oruçlunun açlığına benzer bir mükafatı vardır. Şükreden sıhhatlinin de sabreden hasta gibi mükafatı vardır. Şükreden bağışlayıcının mükafatı da kanaatkâr mahrumun sevabı gibidir." (el-Kafi, 2/94/1).
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz sen insanlardan birine yaptığın ikram ile, kendi haysiyetine değer vermiş olursun. O halde kendi nefsine yaptığın iyilik sebebiyle başkasından teşekkür bekleme." (Gurer'ul Hikem, 3542).
İmam Askeri (a.s) şöyle buyurmuştur: "Nimetin değerini sadece şükreden kimse bilir. Nimetin şükrünü ise sadece nimetin değerini bilen kimse yerine getirir." (A'lam'ud Din, 313).
İmam Hâdi (a.s) şöyle buyurmuştur: "Şükreden kimse için şükretmenin mutluluğu, şükre sebep olan nimetin mutluluğundan daha çoktur. Zira nimet bir metadır ama şükür nimetler ve akıbettir. (İyi sona sahiptir.)" (Tuhef'ul Ukul, 483).
İmam Sâdık (a.s) şöyle buyurdu: "Eğer Allah nezdinde, halis kulların kendisine ibadet ettikleri bir ibadet, her haliyle Allah'a şükretmekten daha iyi bir ibadet olsaydı, şüphesiz o kelimeyi bütün yaratıkları hakkında kullanırdı. Ama ondan daha iyi bir ibadet olmadığı için ibadetler arasında onu özgü kıldı. Sahiplerini seçti ve şöyle buyurdu: Kullarımdan çok azı şükredicidir." (Misbah'uş Şeria, 55).
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Sizlere Allah'tan sakınmanızı tavsiye ederim. Takvayı kabullenmiş ve onu gereği gibi yüklenmiş kimseler ne kadar da azdır! İşte bunlar sayıca azdırlar ve Allah'ın şöyle buyurarak (azlıkla) vasıflandırdığı kimselerdir: Kullarımdan çok azı şükredicidir." (Nehc'ul Belağa, 191. Hutbe).
bak. el-İman, 295. Bölüm
Kur'an'da buyurulur ki: "Rabbiniz, 'Eğer şükrederseniz and olsun ki size karşılığını artıracağım; nankörlük ederseniz bilin ki azabım pek çetindir' diye bildirmişti." (İbrahim, 7).
İmam Sâdık'a (a.s), bu ayetin zahiri nimetlere şükretmeyi de kapsayıp kapsamadığı sorulunca şöyle buyurmuştur: "Evet, her kim Allah'a nimetleri sebebiyle hamd eder, şükreder ve nimetlerin başkasından değil, sadece Allah'tan olduğunu bilirse, Allah nimetlerini artırır." (Tefsir i Ayyaşi, 2/222/5).
İmam Sâdık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Allah bir kuluna nimet verirse, o da kalbiyle o nimetin kadrini bilir ve diliyle Allah'ı överse henüz sözleri sona ermeden nimetlerinin artırılması emredilir." (el-Kafi, 2/95/9).