Bakü Devlet Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Haydar Baş, 20 Mayıs Pazar günü İstanbul Çağlayan Meydanı'nda yüzbinlere hitaben yaptığı 'tarihi' konuşmasında, önümüzü aydınlatan ve milli birliğimizi perçinleştiren tespitlerde bulundu.
Prof.Dr. Haydar Baş, abidevi nitelikteki bu 'görkemli' konuşmasında, küresselleşme ideolojisinin Türkiye üzerindeki hesaplarına; misyonerlik tehlikesinden, Ermeni meselesinin temelinde yatan sebelere ve içinden kıvrandığımız ekonomik krizden kurtulma reçetelerine kadar birçok konuda 'veciz' ifadelerde bulundu. Prof.Dr. Haydar Baş'ın her cümlesi anlam yüklü 'muazzam konuşmasında' öne çıkan kavramlar, konular ve meselelerden bir demeti dün ilginize sunmuştuk. Bugün tespit demetinin, aslında Batının sömürgecilik ideolojisini kamufle ederek, dünyayı dev bir köye çevirme sloganıyla ortaya çıkan küreselleşme akımı, Ermeni meselesi ve misyonerlik faaliyetleri ile ilgili ikinci bölümünü aktarıyoruz.
Küreselleşme
ne anlama gelmektedir?
* Eskiden olduğu gibi milletlerin toprakları artık askerler tarafından, toplar, tüfeklerle işgal edilmiyor, ele geçirilmiyor. Siyasi görüşler, iktisadi, hukuki, ahlaki görüşler ile işgal ediliyor. Bugün dünya kültürel işgaller altındadır. Şayet insanımız kendine değerlerini değil de başka milletlerin değerlerini müdafaaya kalkıyor ve ifade etmeye çalışıyorsa bilelim ki insanımız gönlünü başka insanların, başka milletlerin medeniyetinin odağı haline getirmiştir. Bence kaçılacak, utanılacak en büyük manzara da budur.
Küreselleşmenin
yöntemleri nelerdir?
* Küreselleşme iddiasında bulunan dünya şimdi diyor ki; "Dünyada tek siyasi iradenin olması lazım gelir. Bu kadar siyasi iradeye gerek yok. Benim dediğim olsun. Benim dediklerimi yapın. Siz hem madden, hem de manen kalkınırsınız." Bu anlayışı dünyada hakim kılabilmek için her türlü desiseye başvuruyorlar. Gerekirse iktisadi yardım da yapıyorlar. Mesela Kuzey Irak bölgesinde harcanmak için CIA, her yıl 100 milyon dolar para tahsis etmektedir. Arapİslam aleminin kapısı Mısır'dır. Aynı kurum her yıl Mısır'a 1 milyar dolar yardım etmektedir. Körfez çıkarması zamanı, ABD, Mısır'ın 20 milyar dolar borcunu silmiştir.
Küreselleşmenin
hedefleri nelerdir?
* Dünyada global iradenin devam ettirilebilmesi için asker çıkarmadan milletleri kendi buyruğu altına alma çalışmaları gece ve gündüz yapılmaktadır. Zannetmeyelim ki Türkiye Cumhuriyeti Devletini bu çalışmanın dışında bırakacaklardır. O bakımdan millet olarak ciddi bir şekilde tedbirlerimizi almamız, kimin emrinde, kimin hizmetinde olduğumuzu her gün düşünmemiz lazımdır. Benim kardeşim şu veya bu ülkeye gidip şu veya bu lobilerle konuşarak icazet almak suretiyle, memleketine geri gelemez. Ve bunu televizyon ekranlarında bir maharetmiş gibi de takdim edemez. Sen bana söyler misin? Kimin adamısın? Eğer icazet almak istiyorsan bu büyük milletten alacaksın. Sanki bu bir maharetmiş gibi hepsi birbiriyle yarışıyor. "Ben ABD'de filan lobiyle görüştüm. Yok, yok, ben seninkinden daha iyisi ile görüştüm" deniliyor. Şu hale bakınız. Bunlar, bu milleti temsilde müddei sahipleridir. Allah, onların da akıbetini hayreylesin, ayıktırsın.
Küresel ekonominin zararları nedir?
* Global ekonomide üretim diye bir dert yoktur. Milli ekonomide üretim vardır. Onun için Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir an evvel üretime geçmesi lazımdır. Emisyon hacmini genişleterek, mutlak surette herkese iş, aş temin etmesi lazımdır. Gözünüzü boyayıp sizi kandırmasınlar. Bunlar çok basit şeylerdir.
Türk lirasının değerini
neden yüceltmeliyiz?
* Uzakdoğu'ya, mesela Japonya'ya gidin, bir tek kuruş Türk parasını ne otelde, ne bakkalda, ne manavda kullanabilirsiniz. Singapur dünyanın açık pazarıdır. Burada dolar, mark geçmez. Paranı Singapur Doları haline getirirsin ve öyle kullanırsın. Ama nasıl bir politikadır ki bu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, kendi parasının dışındaki paraları tedavülde dolaştırıyor, kendi parasını mahkum ediyor, refüze ediyor, değerini kaldırıyor. Bu nasıl bir anlayıştır? Bakkala gidiyorsun, dolar; manava gidiyorsun Mark veriyorsun. Peki Türk parası nerede? Ondan sonra da Türk parasının değeri yok diyorsun. Amerika da kağıdı boyayıp, matbaasında, darphanesinde basıyor; doğru dünyaya, Türkiye'ye gönderiyor. Kağıdı senin üretiminin, emeğinin karşılığı oluyor. Türk parasının değeri düştüğü için de işçinin emeği, çiftçinin üretimi, hülasa herşeyin bedavaya malolmuş oluyor. İnsanını Batı dünyasının kölesi haline getiriyorsun. Kimi kandırıyorsun? Onun için 24 saat içinde bir tek kuruş dövizin kalmaması şarttır.
Ermenileri Türk milletinini üzerine kimler saldı?
* Malazgirt Savaşı'nda Ermeni vatandaşlarımız Romalıların safından ayrılarak Türk milletinin safına geçti. Onlardan hariciye bakanı, milletvekilleri, müsteşarlar, müşavirler, uzmanlar devletin kademelerinde yer aldılar. Taltif edildiler. Taa ki 1789 Fransız İhtilaline kadar. O tarihten itibaren Batı dünyası bu kardeşlerimizin beyinlerini yıkamaya başladılar. İsviçre'de örgütlenmeye başladılar. Hınçak ve Taşnak teşkilatlarını kurdurdular. Bu teşkilatlar bilhassa Ermeni kardeşlerimizin olduğu Doğu Anadolu bölgesinde birçok cinayetler işlediler.
Doğu komşumuz
Ermenistan'ın niyeti nedir?
* Şimdi ABD ve AB'nin desteklerini arkasına alarak bu kardeşlerimiz hadlerini aşmaya başladılar. Askeri hazırlıklar içerisine girdiler. S 300 füzelerini ülkelerine yerleştirdiler. Yunanistan'la, Rusya ile işbirliği yaptılar. Kıbrıs Rum kesimi ile işbirliği halindeler. Güya bize harp ilan edecekler havasını veriyorlar. Bizde bir söz vardır. Gelecekleri varsa görecekleri de vardır.