Hükümetin kontrolüne geçen anayasal kurumların siyasi amaçlar için kullanılacağını söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, "yasama, yürütmeden sonra yargı da hükümetin eline geçerse Türkiye krallığa dönüşür" dedi
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş 12 Eylül'de yapılacak Anayasa referandumu konusunda çarpıcı açıklamalar yaptı. Yasamanın, yürütmenin hükümetin elinde olduğunu söyleyen Prof. Dr. Baş, yargının da hükümetin eline geçmesi durumunda bunun Türkiye'nin demokratik krallığa dönüşmesi anlamına geldiğini dile getirdi. Türkiye'nin bir kurumlar ülkesi olduğuna işaret eden BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş "siyaset bu kurumların içerisine girerse her şey karman çorman olur" dedi.
Hükümet yargıyı da ele geçirmek istiyor
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, "AKP hükümeti yasama ve yürütmeden sonra yargıyı da kontrol altına almak istiyor" dedi. Prof. Dr. Haydar Baş şunları söyledi: "Bugünkü iktidar için konuşuyorum yasama elinde, yürütme de elinde... Sen şimdi yargıyı da eline aldığında melek değilsin ya sende de nefis var. Bak şimdi Başbakan ne diyor? 'Onlar yaptılar biz de yapacağız.' Yani adaletin olması gerektiği, haklının hakkını, haksızın haddini bilmesi gerektiği bir dünyada hisler, duygular işin içine giriyor ve intikam duygusuyla beraber devletin yürütmesinin başında olan Başbakan 'hesap soracağım' diyor. Biz de bunu demek istiyoruz. Yasama elinde yürütme elinde yargı da eline geçtiği zaman otomatikman bu demokratik krallığa dönüşüyor."
Türkiye kurumlar ülkesidir
AKP iktidarının tüm kurumlarda büyük bir kadrolaşma gerçekleştirdiğini söyleyen BTP Genel Başkanı "bu durum kurumları iş yapamaz hale getirir" dedi ve şöyle konuştu: "Türkiye kurumlar ülkesidir. Kurumların kendilerine ait bir hiyerarşisi, bir düzenlemesi vardır. Sen şimdi bunun esasını aslını bilmeden bu düzene müdahale ediyorsun. Misal vermek gerekirse diyanet, ordu, adalet ve milli eğitim vs? Yani şimdi Milli Eğitim kendi müfettişini, öğretmenini ve müdürünü tayin etmezse işin içerisine siyaset bil fiil girer ve o zaman bütün okulların müdürlerini -ki bugün maalesef böyle oluyor- siyaset belirler. Onun için eğitimden netice alabiliyor muyuz? Alamıyoruz, karman çorman olmuş durumda. Şimdi bu zihniyeti sen orduya uygula? Terfi etmenin içerisine siyaset girdiği takdirde ordunun hiyerarşisi, ordunun düzenlenmesi diye bir esas kalmaz. O zaman ordu da siyasetin elinde bir kukla olur. Bizim anlatmaya çalıştığımız bu."
Kurumlar siyasilerin amacına hizmet ediyor
Hükümet kontrolüne geçen Türkiye'nin anayasal kurumlarının siyasi amaçlar için kullanılacağını söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş şöyle konuştu: "RTÜK şimdi bu arkadaşların elinde istedikleri adamı başkan ve başkan yardımcısı atıyorlar. Meclis'te seçiliyor ama işin garip tarafı orada beni çekemeyen adamlar olduğu için kalkıyorlar, Haydar Hoca'nın konuşmalarını hangi televizyon yayınlıyorsa onun üzerine baskı kuruyorlar. Tuttukları raporu da Yüksek Seçim Kurulu'na (YSK) gönderiyorlar. YSK da bunları bilirkişi kabul ettiği için benim konuşmalarımı yayınlayan kanallara ceza veriyor."
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş 12 Eylül'de yapılacak Anayasa referandumu konusunda çarpıcı açıklamalar yaptı. Yasamanın, yürütmenin hükümetin elinde olduğunu söyleyen Prof. Dr. Baş, yargının da hükümetin eline geçmesi durumunda bunun Türkiye'nin demokratik krallığa dönüşmesi anlamına geldiğini dile getirdi. Türkiye'nin bir kurumlar ülkesi olduğuna işaret eden BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş "siyaset bu kurumların içerisine girerse her şey karman çorman olur" dedi.
Hükümet yargıyı da ele geçirmek istiyor
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, "AKP hükümeti yasama ve yürütmeden sonra yargıyı da kontrol altına almak istiyor" dedi. Prof. Dr. Haydar Baş şunları söyledi: "Bugünkü iktidar için konuşuyorum yasama elinde, yürütme de elinde... Sen şimdi yargıyı da eline aldığında melek değilsin ya sende de nefis var. Bak şimdi Başbakan ne diyor? 'Onlar yaptılar biz de yapacağız.' Yani adaletin olması gerektiği, haklının hakkını, haksızın haddini bilmesi gerektiği bir dünyada hisler, duygular işin içine giriyor ve intikam duygusuyla beraber devletin yürütmesinin başında olan Başbakan 'hesap soracağım' diyor. Biz de bunu demek istiyoruz. Yasama elinde yürütme elinde yargı da eline geçtiği zaman otomatikman bu demokratik krallığa dönüşüyor."
Türkiye kurumlar ülkesidir
AKP iktidarının tüm kurumlarda büyük bir kadrolaşma gerçekleştirdiğini söyleyen BTP Genel Başkanı "bu durum kurumları iş yapamaz hale getirir" dedi ve şöyle konuştu: "Türkiye kurumlar ülkesidir. Kurumların kendilerine ait bir hiyerarşisi, bir düzenlemesi vardır. Sen şimdi bunun esasını aslını bilmeden bu düzene müdahale ediyorsun. Misal vermek gerekirse diyanet, ordu, adalet ve milli eğitim vs? Yani şimdi Milli Eğitim kendi müfettişini, öğretmenini ve müdürünü tayin etmezse işin içerisine siyaset bil fiil girer ve o zaman bütün okulların müdürlerini -ki bugün maalesef böyle oluyor- siyaset belirler. Onun için eğitimden netice alabiliyor muyuz? Alamıyoruz, karman çorman olmuş durumda. Şimdi bu zihniyeti sen orduya uygula? Terfi etmenin içerisine siyaset girdiği takdirde ordunun hiyerarşisi, ordunun düzenlenmesi diye bir esas kalmaz. O zaman ordu da siyasetin elinde bir kukla olur. Bizim anlatmaya çalıştığımız bu."
Kurumlar siyasilerin amacına hizmet ediyor
Hükümet kontrolüne geçen Türkiye'nin anayasal kurumlarının siyasi amaçlar için kullanılacağını söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş şöyle konuştu: "RTÜK şimdi bu arkadaşların elinde istedikleri adamı başkan ve başkan yardımcısı atıyorlar. Meclis'te seçiliyor ama işin garip tarafı orada beni çekemeyen adamlar olduğu için kalkıyorlar, Haydar Hoca'nın konuşmalarını hangi televizyon yayınlıyorsa onun üzerine baskı kuruyorlar. Tuttukları raporu da Yüksek Seçim Kurulu'na (YSK) gönderiyorlar. YSK da bunları bilirkişi kabul ettiği için benim konuşmalarımı yayınlayan kanallara ceza veriyor."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.