Kuvvacı başka cıvvacı başka

Allah kimseyi art niyetli yapmasın. En kötü huy art niyetli olmak ve en kötü insan da art niyetli insandır. Her zaman tenkit eder ve her olaya eksik gözüyle bakar. Ülkemizde böyleleri istenmeyecek kadar var. Bu karakterde olanların en fazla konuştukları şey, ülkemizde hayat şartlarının çok zor olduğu, yani hayat pahalılığı meselesi.Geçinemiyoruz, açız, nâciz, haciz, zangoç ya da Haç'iz.İşleri güçleri bu.Sevgili okurlarım bu iddia tamamen hayal mahsulüdür.Dünyayı dolaşın,Bizim kadar hayatın kolay,Mematın/ölümün alay,Bakırın kalay,Her derdin halay olduğu bir başka millet bulamazsınız. Mesela bir gömlek hem de en iyisinden mi almak istiyorsunuz? Vereceğiniz ücret yirmi dolar. Evet yanlış anlamadınız, yirmi dolar. Para mı? Değil.Mesela orta lükste bir araba almak isterseniz on bin dolar verdiniz mi yeter. Biraz daha iyisini alacaksanız,Yirmi bin dolar kâfi. Daralı yahut safi.Bizde ise mafi.Hayırsızın kurusun insafı.Öyle değil mi Nafi?Başkasının dörtyüz elli milyona tuttuğu yeri sen üç yüz dolara tutabilirsin. Dörtyüz elli milyon nere, üç yüz dolar nere? Mesela uçak biletini yüz Euro ile alabilirsiniz. Tanrı aşkına neresi pahalı bunun? Altı üstü sağı solu yüz Euro, ya.İyisinden bir çift ayakkabı elli Euro'ya alınır. Bütün bu hakikatlere rağmen hala pahalılık var demek fevkelate abesle iştigaldir, ayıptır.Neymiş efendim, doğalgaza 150 milyon fatura gelmiş.Çok mu?Niye 150 milyon deyip, insanların masum duygularını istismar ediyorsunuz?Şuna 110 dolar deseniz de işi yumoşlasanız olmaz mı?Alerjiniz mi nükseder?Hep art niyet.İşte böyle sevgili Şam Kabağı Şam'da Yenir Diyenler Derneği üyeleri.Durum bundan ibaret,İster onay ver istersen ret.İster sen çal sen oyna istersen yap meşveret.Yabancılar bu ucuzluğu gördüğünden olsa gerek bir türlü ülkemizi terkedip gitmiyorlar.Kapıdan kovuyoruz bacadan,Bodrum'dan kovuyoruz Foça'dan geri geliyorlar. Bizi bi seviyiler, bi seviyiler, bi seviyiler...Her ay başı gidip gelip bizi öpiyiler.Bu ne sevgi ah, bu ne işkence,İhalelerle şişiyor işkembe.Bütün bunları memleket topraklarını "aslanlar gibi" satanlara borçlu değil de ya neyiz?İşin tuhaflığı "aslanlar gibi satıyoruz", sırtlanlar gibi açlıktan kırılıyoruz.Elin oğlu pek yaman.Cümlesinden el aman.Savaşıp alabileceğini o şekilde alıyor.Geride kalanı da boyalı kağıt dolarla alıyor.Dolar mı veriyor?Yooo.Kapattığı yerin hurdalarını yine bize satıyor, onun parasıyla da bize olan borcunu ödüyor.Bizimkiler de şaşkın horoz, ha bire ötüyor.Biz sattık mı böyle satarız.Yarın ne diyecekler?Biz battık mı böyle batarız.Peki millet ne yapar?Alkış tutar.Neye? Vatanın satılmasına.İyi de dedelerimiz niye gitti Çanakkale'ye?Pikniğe mi?Tabii bir de bu puslu havayı menfaate dönüştürenler var.Sokak kedisi gibi ekran ekran dolaşan bir delikanlı var.Programcı.Yıllarca çalıştığı televizyonlarda, nerde bir din ve milliyet düşmanı varsa onları bulup konuşturdu.Milletin milli ve dini duyarlılığını yıllarca törpüledi durdu.Ya da törpületti durdu.Orada bir "şey" bulamaz hale gelince şimdi de "dip dalgacı" oldu.Yaşarından yaşamazına, şaşarından çapraz bakışlısına kadar ne kadar problem küpü var idiyse hep onun konuğu olmuyor muydu yıllarca?Öyle değil mi kokarca?Peki nasıl oldu da şimdi "kuvvacı" oldu? Sakın "havvacı and cıvvacı" olmasın.Kuvvacı olmanın bir ayağı milli duyarlılık sahibi olmak ise, diğer ayağı da "dindar" olmaktır.Ne demek dindar?Dini, yani İslam'ı sahibi olan Allah nasıl ve ne niyetle yaşamamızı istiyorsa o şekilde yaşamak.Şahsi çıkar ve nüfuz için onu istismar etmemektir.Çanakkale'yi destanlaştıranlar bu evsafta birer kuvvacı idi.Şahadet sevdalısı olacak kadar dindar ve bayrağa renk olacak kanı verecek kadar vatanperver. Ülke için bir ünite kan veremeyenlere. Allah kuvvacı görünümlü havvacı ve cıvvacılardan bizi korusun.