logo
29 MART 2024

La Fontaine'den bir mankurtluk hikayesi

08.09.2012 00:00:00
La Fontaine (1621-1695), Fransız edebiyatının önemli bir fabl yazarıdır. İnsanla, toplumla ilgili bazı durumları, zaafları, kusurları hayvanlar arasında geçen olaylarla simgesel olarak açıklamaya, dersler vermeye, insanları uyarmaya çalışır. Bu bağlamda milletlerin mankurtlaşma durumlarını açıklamada kendisinden faydalanabileceğimiz "Kırlangıç ve Küçük Kuşlar" adında çok güzel bir fablı var. Hikâye özetle şöyle: Bilge bir kırlangıç varmış. Bir gün bu kırlangıç, köylünün birinin tarlasına kenevir tohumu ektiğini görmüş. Kırlangıç, küçük kuşları çağırıp "bakın bu adam sizin kuyunuzu kazıyor, size tuzak hazırlıyor" demiş. "Bu adamın ektiği tohumlar başınıza çorap örecek. Bunlardan yapışkan macun yapılacak, ip, sicim, kafes yapılacak ve bununla sizi birer birer avlayacak. Kiminiz kafese, kiminiz tencereye girecek. Sizin sonunuzu hazırlayacak olan şu kenevir tohumlarını bitmeden, büyümeden yeyin" demiş.  
Ama küçük kuşlar, bilge kırlangıcı dinlememişler. Kenevirler büyümeye başlamış. Kırlangıç küçük kuşları gene uyarmış. "İş işten geçmeden, başınıza belâ gelmeden şu körpe kenevir yapraklarını yeyin bitirin, tehlikenin önünü alın" demiş. Bilge kırlangıcın sözünü tutacaklarına ona kızmışlar. "Ne şom ağızlısın" demişler. Bu arada kenevirler büyümüş.  Kırlangıç, kuşları bir kez daha uyarmış. Demiş ki "kötü tohum yurdunuzda aldı yürüdü. Bugüne kadar bana inanmadınız. Fakat insanlar sizi avlamak için dağda bayırda ağlarını kurmuş. Ya yuvanızdan hiç çıkmayın, ya da başka yere göç edin. Ama siz küçüksünüz, çölleri denizleri geçemezsiniz. Yeni dünyalar aramak size göre değil. Yapabileceğiniz tek şey, duvar deliklerine saklanmak."
Kuşlar kırlangıcı dinlemekten yorulmuş, cıvıl cıvıl ötüşüp durmaya başlamışlar. Sonunda kafesler kuşlarla dolmuş.  La Fontaine'in hikâyesi böyle. Şimdi bunu günümüz Türk toplumuna, ülkemize, hâlimize uyarlayalım:
Bilge kırlangıcın karşılığı, sahih münevver gerçek Türk aydınlarıdır. Gerçek aydın, milletini tehlikelere karşı uyaran, olumsuz, kötü gidişatı haber verip tedbir alınmasını isteyen millet vicdanıdır, milletin önderidir, kılavuzudur, uyarıcısıdır, yol ve yön gösterenidir. Tarihin her döneminde böyle gerçek Türk aydınları var olagelmiştir. Bugün de çok şükür bol miktarda Türk aydını vardır. Vatanına, bayrağına, Türkçesine, Türk kültürüne, İslam dinine, tarihine, atalarına, topraklarına, madenlerine, bankalarına, limanlarına, madenlerine, ordusuna, örfüne âdetine sahip çıkan, bu millî ve dinî değerlerimizi yabancılara peşkeş çekmeyen, emperyalizmin yağmalamasına izin vermeyen, vatanımızda yabancı hâkimiyetine karşı çıkan adam, gerçek Türk aydınıdır.  
Köylünün tarlasına kenevir tohumu ekmesinin karşılığı da özellikle Tanzimat'tan beri Türk tarlasına yani Türk vatanına, Türk milletini avlayacak fitne fesat, kötülük, ayrılıkçılık, dinsizlik, gâvura taparlık, gâvurun aklıyla hareket etme, misyonerlik tohumlarının atılmasıdır. Tanzimat'tan beri ülkemizin tarlasına, milletimizin içine Türk'ü avlayıp kıskıvrak yakalayıp yok edecek tuzak tohumları atılıp durmaktadır. Dışardan batılı Haçlılar, içerden onların sözcüleri, işbirlikçileri, Türk milletini tasfiye taşeronları yoğun propagandalarla Türk'ün millî ve dinî kimliğini yok edecek kenevir tuzakları kurup duruyorlar.  Alafrangalılık, garplılaşma, komünizm, liberalizm, kapitalizm, materyalizm, globalizm, dinsizlik, Sorosçuluk, Amerikancılık, Avrupa Birlikçiliği, Türk düşmanlığına dayalı etnik siyaset, Kürtçülük, Ermencilik gibi daha bir sürü tuzakların kenevir tohumları ekildi. Bunlar büyüdü, sicim oldu, kafes oldu ve Türk milleti bu kafeslere hapsedildi. Milyonlarca vatan evladı gâvurun kurduğu tuzaklarla avlandı.  Bu tuzaklarla avlanıp mankurtlaştırılan Türk, Türklüğünü ve Müslümanlığını unuttu; hatta bunlara düşman oldu, kendi kimliğine düşman edildi. Kendini "Müslüman Türk" olarak tanımlamak varken ruh kökümüze tamamen yabancı, ithal malı "dünya vatandaşı", "liberal", "Komünist", "global", "enternasyonalist", "halklara özgürlükçü demokrat" falan gibi ucube kavramlarla tanımlamaya başladı.   
Küçük kuşların kırlangıcı dinlememesi: Mankurtlaştırılmış bir kısım insanımız, dışarıdan ve içerden bize tuzak kuran hain karanlık aydınların, Türk düşmanı etnik siyasetçilerin, Sorosçuların, Amerikancıların, liberal faşistlerin, şunların bunların Türk'e kurdukları tuzakları hatırlatan Türk aydınlarını dinlememekte ısrar ediyorlar.  Atatürk'ün kurduğu millî Türk Devleti bütün kurumları ve değerleriyle tasfiye ediliyor, Türkiye'de, Türk vatanında, Türk devletinde, Türk'ün devleti, siyasî iradesi, malı mülkü, tarlası, bankası, madeni, işletmesi, kültürü, dini, dili, ruhu her şeyi elinden alınıyor dikkat edin, uyanık olun, tedbir alın diye uyaran gerçek milliyetçi Türk aydınlarını dinlemiyorlar. Dinlemedikleri gibi dönüp bir de küçük kuşların kırlangıca "ne şom ağızlı adamsın!" dedikleri gibi, bu mankurtlaşmış bir kısım ahali, Türk aydınlarına "sen paranoyaksın, korkular üretiyorsun" diye alay etmeye kalkıyorlar.
Kendilerini avlayacak tuzak kenevirlerin büyümeye devam etmesi sırasında cıvıl cıvıl ötüşen kuşlar gibi bir kısım mankurt Türk ahali "oh her şey ne güzel, her şey çok iyiye gidiyor, Türkiye gittikçe gelişiyor, ilerliyor, ekonomi artıyor, şu oluyor bu oluyor" diye vur patlasın çal oynasın, ye iç eğlen, gez toz havasında gidiyor.
Kötü tohumlar vatanımızın her tarafını sardı, büyüdü, tuzak oldu. Emperyalizmin örümcek ağları vatanımızı kıskıvrak sardı. Emperyalizm;  - Sıcak parayla, özelleştirmelerle, satın almalarla, ipoteklerle büyük ekonomik kaynaklarımız ve paramız, - Avrupa Birliği ve Amerika baskıları kanalıyla siyasetimiz,  - Misyonerlik faaliyetleriyle dinimiz,  - Basın yayın, sinema, müzik yoluyla millî kültürümüz,  - Hazırlattıkları, dayattıkları eğitim programları ve gelecek kırk bin İngilizce öğretmeni adı altındaki ajanlar ve misyonerlerle eğitimimiz,  - Türkçenin dışında değişik eğitim ve resmî diller dayatmasıyla dilimiz üzerinde kafesler örmüştür.  Emperyalizm, Türk'ü avlamak için dağda bayırda; her yerde tuzak avlarını kurmuştur.  
Emperyalistlerin hesabına göre kapana sıkıştırılmış, tuzağa hapsedilmiş Türk, bu durumda ya evinden hiç çıkmayacak, mağarasına gömülecek, ya da başka yere göç edecektir. Ama hiçbir yere gidemez. Hiçbir yere gidemeyecek kadar güçsüz, bilgisiz, dayanaksız, parasız, donanımsız bırakılmıştır. Yeni dünyalar arayacak takatte ve donanımda değildir. Dış ve iç emperyalist odaklar Türk'ü böyle çaresizlik tuzağı içine hapsettiklerini zannedebilirler.
 Ama gerçek öyle değildir. Türk, iki temel değerine; Müslümanlığına ve Türklüğüne sımsıkı sarıldıkça, dinî ve millî kimliğini yeniden kazandıkça, kendisi için örülen emperyalist oyunların farkına vardıkça bütün bu tuzakları paramparça edebilecektir. Bütün örümcek ağlarını söküp atacak, kendisini hapseden bütün demirden sarp Ergenekon dağlarını ateşte eriterek kendisine özgürlük yolu bulabilecek ve tekrar özgür vatanında kendi millî toplumunu ve kurumlarını inşa edebilecek potansiyele sahiptir. Yeter ki bizim için çalışan, fikir üreten, siyaset yapan gerçek Türk aydınlarını ve Türk beylerini yani bilge kırlangıçlarımızı dinleyelim, onların uyarılarına kulak asalım. Aymaz, vurdumduymaz, gafil küçük kuşlar gibi olmayalım. 
 
Prof. Dr. Nurullah Çetin / diğer yazıları
İsrail, Gazze'de önüne geleni öldürdü
171 BM çalışanı hayatını kaybetti
Mehmetçikin yolunu açma çalışması
Kar kalınlığı 7 metreyi buldu
Mansur Yavaş, Haymana'da vatandaşlarla buluştu
"Bir oy çok önemli"
Vatandaş geçim için karta yüklendi
Yüzde 122 artış!
Moskova'daki terör saldırısı
Can kaybı 144'e yükseldi
Patlamanın ardından yangın çıktı
Villanın bodrumunda ceset bulundu
AKP'li başkan 2 bin lira için halkı sıraya dizdi
Paralar seçimden sonra yatacak!
İsrail bu kez Suriye'ye saldırdı
38 kişi hayatını kaybetti
Seçil Erzan davasında önemli gelişme
Belgedeki imza sahte çıktı
Otomobilini park edip dilenmeye gitti
Yaşı daha da şaşırttı
Seçim zoruyla çevreci oldu
'Gündemimizde yok'
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler
Namazın hikmeti
2 suç örgütü lideri daha İstanbul'da yakalandı
Kırmızı bültenle aranıyorlardı
Müzakereler katliama zaman kazandırmak için
Takas önerisini Netanyahu reddetti
İsrail, Gazze'de önüne geleni öldürdü
171 BM çalışanı hayatını kaybetti
Mehmetçikin yolunu açma çalışması
Kar kalınlığı 7 metreyi buldu
Mansur Yavaş, Haymana'da vatandaşlarla buluştu
"Bir oy çok önemli"
Vatandaş geçim için karta yüklendi
Yüzde 122 artış!
Moskova'daki terör saldırısı
Can kaybı 144'e yükseldi
Patlamanın ardından yangın çıktı
Villanın bodrumunda ceset bulundu
AKP'li başkan 2 bin lira için halkı sıraya dizdi
Paralar seçimden sonra yatacak!
İsrail bu kez Suriye'ye saldırdı
38 kişi hayatını kaybetti
Seçil Erzan davasında önemli gelişme
Belgedeki imza sahte çıktı
Otomobilini park edip dilenmeye gitti
Yaşı daha da şaşırttı
Seçim zoruyla çevreci oldu
'Gündemimizde yok'
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler
Namazın hikmeti
2 suç örgütü lideri daha İstanbul'da yakalandı
Kırmızı bültenle aranıyorlardı
Müzakereler katliama zaman kazandırmak için
Takas önerisini Netanyahu reddetti
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.