Lütfun da hoş, kahrın da...
21.10.2009 00:00:00
Cenab-ı Hak, Al-i İmram Sûresi'nin 145. ayetinde "Biz şükredenleri mükâfatlandıracağız" buyurmaktadır. Yine: "Andolsun ki, şükrederseniz elbette sizin nimetinizi artırırım. Andolsun, nankörlük ederseniz hiç şüphesiz benim azabım çetindir" (İbrahim: 7)
Kula düşen genişlik ve darlıkta, sağlık ve hastalıkta, varlıkta ve yoklukta, her halde ve her zaman Rabbine şükretmek, isyan yoluna girmemektir.Şükürde Allah'a itaat, O'nun kaza ve kaderine rıza göstermek nüktesi gizlidir. Başlangıçta bu hali nefsini zorlayarak yaşayan insan, daha sonra"Hoştur bana senden gelenYa gonca gül, yahut dikenYa hil'atu yahut kefenLûtfun da hoş, kahrında hoş" diyebilecek bir makama gelir. O hali yakalar. Yeter ki, sabrı, şükrü ve Allah'a itaati elden bırakmasın.Peygamberimiz her halde ve her zaman şükrederdi. Hz. Ayşe'nin anlattığına göre, ağlayarak Rabb'ine yalvardığı ve kıyamda durmaktan ayaklarının şiştiği bir gece Hz. Aişe kendisine, "Allah senin geçmiş ve gelecek günahlarını affettiği halde neden bu kadar üzülüyorsun?" dediğinde, Resulûllah, "Şükreden bir kul olmayayım mı?" buyurmuştur. (Müslim, İbn-i Hibban)İşte kulluk, insanın bu aşk, muhabbet ve şükür halini ruh dünyasında yaşamasıdır. Peygamberimiz bu hali doruk noktada yaşamıştır. Bir Hadis-i Şerif'inde, "Kıyamet günü 'hamdedenler kalksın' diye bir münadi seslenir. Bunun üzerine bir zümre kalkar. Onlar için bir bayrak dikilir ve o bayrak altında Cennet'e girerler" buyurmuştur."Hamdedenler kimlerdir?" diye sorulduğunda "Darlık ve genişlikte şükredenlerdir" cevabını vermiştir. (Taberani)Yine bir Hadis-i Şerif'te de şükürle ilgili olarak, "Yemek yediren ve şükreden, oruç tutan ve sabreden gibidir" buyurulmaktadır. (Buharî-Tırmızî)Allah katında şükür ve zikir, sözlerin en güzelidir. Zira Peygamberimiz, "Siz, zikreden bir dil ve şükreden bir kalbe sahip olunuz" (Taberanî) buyurmuştur.Şükür, kulun Allah'a yaklaşmasına vesile olduğu gibi, nimetlerin artması için de bir sebeptir. Allah bu hali yaşayanlardan eylesin.
RAHMETEN Lİ'L-ÂLEMÎN HZ. MUHAMMED (SAV) / Prof. Dr. Haydar BAŞ'ın kaleminden Gönül Sohbetleri
Kula düşen genişlik ve darlıkta, sağlık ve hastalıkta, varlıkta ve yoklukta, her halde ve her zaman Rabbine şükretmek, isyan yoluna girmemektir.Şükürde Allah'a itaat, O'nun kaza ve kaderine rıza göstermek nüktesi gizlidir. Başlangıçta bu hali nefsini zorlayarak yaşayan insan, daha sonra"Hoştur bana senden gelenYa gonca gül, yahut dikenYa hil'atu yahut kefenLûtfun da hoş, kahrında hoş" diyebilecek bir makama gelir. O hali yakalar. Yeter ki, sabrı, şükrü ve Allah'a itaati elden bırakmasın.Peygamberimiz her halde ve her zaman şükrederdi. Hz. Ayşe'nin anlattığına göre, ağlayarak Rabb'ine yalvardığı ve kıyamda durmaktan ayaklarının şiştiği bir gece Hz. Aişe kendisine, "Allah senin geçmiş ve gelecek günahlarını affettiği halde neden bu kadar üzülüyorsun?" dediğinde, Resulûllah, "Şükreden bir kul olmayayım mı?" buyurmuştur. (Müslim, İbn-i Hibban)İşte kulluk, insanın bu aşk, muhabbet ve şükür halini ruh dünyasında yaşamasıdır. Peygamberimiz bu hali doruk noktada yaşamıştır. Bir Hadis-i Şerif'inde, "Kıyamet günü 'hamdedenler kalksın' diye bir münadi seslenir. Bunun üzerine bir zümre kalkar. Onlar için bir bayrak dikilir ve o bayrak altında Cennet'e girerler" buyurmuştur."Hamdedenler kimlerdir?" diye sorulduğunda "Darlık ve genişlikte şükredenlerdir" cevabını vermiştir. (Taberani)Yine bir Hadis-i Şerif'te de şükürle ilgili olarak, "Yemek yediren ve şükreden, oruç tutan ve sabreden gibidir" buyurulmaktadır. (Buharî-Tırmızî)Allah katında şükür ve zikir, sözlerin en güzelidir. Zira Peygamberimiz, "Siz, zikreden bir dil ve şükreden bir kalbe sahip olunuz" (Taberanî) buyurmuştur.Şükür, kulun Allah'a yaklaşmasına vesile olduğu gibi, nimetlerin artması için de bir sebeptir. Allah bu hali yaşayanlardan eylesin.
RAHMETEN Lİ'L-ÂLEMÎN HZ. MUHAMMED (SAV) / Prof. Dr. Haydar BAŞ'ın kaleminden Gönül Sohbetleri
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
