Merkez Bankası, "2007 Yılı Para ve Kur Politikası''nı açıkladı
Mevcut verilere göre, 2007 yılında, piyasadaki likiditeyi asıl olarak para tabanı artışı, Hazinenin Merkez Bankasına olan kupon ve anapara itfaları, Hazinenin YTL cinsi borçlanarak net döviz cinsi borç ödeyicisi olması azaltıcı yönde etkilerken, Merkez Bankasının net döviz alımları, Merkez Bankasının zorunlu karşılıklar ve fazla likiditeyi çekmek için yapacağı faiz ödemeleri, Hazinenin Merkez Bankası nezdindeki hesaplarındaki azalış artırıcı yönde etkileyecek.Buna göre Hazine'nin döviz ödemelerinin döviz girişlerinden fazla olacağı varsayımı ve Merkez Bankasının mevcut döviz alım ihale programı temel alındığında, zaman zaman geçici likidite sıkışıkları yaşansa da, piyasadaki likidite fazlasının 2007 yılında makul ölçülerde devam edeceği öngörüldü.Ancak, önceki yıllarda olduğu gibi, özellikle Hazinenin net döviz cinsi ödemeleri, Merkez Bankasının döviz alım tutarları ile Hazinenin Merkez Bankası nezdindeki hesap bakiyesine ilişkin olarak şimdiden net bir öngörüde bulunmak mümkün olmadığından, bu kalemlerdeki oynamalara bağlı olarak piyasadaki likidite durumu önemli ölçüde değişebilecek.Piyasadaki fazla likidite, temel senaryoda öngörüldüğü üzere makul düzeylerde olduğu sürece, Merkez Bankası piyasadaki fazla likiditeyi bünyesinde faaliyet gösteren Bankalararası Para Piyasasındaki YTL depo işlemleri ve İMKB Repo-Ters Repo Pazarındaki repo işlemleri ile gecelik vadede çekmeye devam edecek.Böylece gecelik piyasa faiz oranları, Merkez Bankasının borçlanma faiz oranı düzeyinde oluşacak, dolayısıyla Merkez Bankası gecelik borçlanma faizi para politikası açısından temel faiz oranı olma niteliğini sürdürecek. Piyasada kalıcı likidite açığının ortaya çıkması halinde ise piyasalarda referans alınan kısa vadeli faizler, Merkez Bankasının borçlanma faizi değil, temel fonlama aracı olan repo ihale faizleri olacak.Dolayısıyla, likiditenin sıkışmaya başlaması halinde, piyasalarca referans alınan faiz oranı, sadece likiditenin azalması nedeniyle yükselmiş olacak. Böyle bir durumun yaratabileceği olumsuzlukların önüne geçilebilmesi için, enflasyondaki görünümün değişmemesi halinde, Merkez Bankası, borçlanma ve borç verme faizlerini likidite sıkışıklığın gecelik faizler üzerinde yarattığı baskıyı giderecek şekilde düşürecek. Ancak, bu faiz indirimi tamamen likidite koşullarındaki değişimden kaynaklanan teknik bir düzenleme olacak, para politikasının gevşetilmesi ya da sıkılaştırılması anlamına gelmeyecek.
Mevcut verilere göre, 2007 yılında, piyasadaki likiditeyi asıl olarak para tabanı artışı, Hazinenin Merkez Bankasına olan kupon ve anapara itfaları, Hazinenin YTL cinsi borçlanarak net döviz cinsi borç ödeyicisi olması azaltıcı yönde etkilerken, Merkez Bankasının net döviz alımları, Merkez Bankasının zorunlu karşılıklar ve fazla likiditeyi çekmek için yapacağı faiz ödemeleri, Hazinenin Merkez Bankası nezdindeki hesaplarındaki azalış artırıcı yönde etkileyecek.Buna göre Hazine'nin döviz ödemelerinin döviz girişlerinden fazla olacağı varsayımı ve Merkez Bankasının mevcut döviz alım ihale programı temel alındığında, zaman zaman geçici likidite sıkışıkları yaşansa da, piyasadaki likidite fazlasının 2007 yılında makul ölçülerde devam edeceği öngörüldü.Ancak, önceki yıllarda olduğu gibi, özellikle Hazinenin net döviz cinsi ödemeleri, Merkez Bankasının döviz alım tutarları ile Hazinenin Merkez Bankası nezdindeki hesap bakiyesine ilişkin olarak şimdiden net bir öngörüde bulunmak mümkün olmadığından, bu kalemlerdeki oynamalara bağlı olarak piyasadaki likidite durumu önemli ölçüde değişebilecek.Piyasadaki fazla likidite, temel senaryoda öngörüldüğü üzere makul düzeylerde olduğu sürece, Merkez Bankası piyasadaki fazla likiditeyi bünyesinde faaliyet gösteren Bankalararası Para Piyasasındaki YTL depo işlemleri ve İMKB Repo-Ters Repo Pazarındaki repo işlemleri ile gecelik vadede çekmeye devam edecek.Böylece gecelik piyasa faiz oranları, Merkez Bankasının borçlanma faiz oranı düzeyinde oluşacak, dolayısıyla Merkez Bankası gecelik borçlanma faizi para politikası açısından temel faiz oranı olma niteliğini sürdürecek. Piyasada kalıcı likidite açığının ortaya çıkması halinde ise piyasalarda referans alınan kısa vadeli faizler, Merkez Bankasının borçlanma faizi değil, temel fonlama aracı olan repo ihale faizleri olacak.Dolayısıyla, likiditenin sıkışmaya başlaması halinde, piyasalarca referans alınan faiz oranı, sadece likiditenin azalması nedeniyle yükselmiş olacak. Böyle bir durumun yaratabileceği olumsuzlukların önüne geçilebilmesi için, enflasyondaki görünümün değişmemesi halinde, Merkez Bankası, borçlanma ve borç verme faizlerini likidite sıkışıklığın gecelik faizler üzerinde yarattığı baskıyı giderecek şekilde düşürecek. Ancak, bu faiz indirimi tamamen likidite koşullarındaki değişimden kaynaklanan teknik bir düzenleme olacak, para politikasının gevşetilmesi ya da sıkılaştırılması anlamına gelmeyecek.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.