Ashabdan bazı ileri gelenler, Hz. Ömer (r.a.)'ın kızı Hz. Hafsa (r.a.)'ya babasının hazîneden geçinecek kadar bir tahsîsat almasını teklif etmesini telkin ettiler. Hz. Peygamber (s.a.)'in zevcesi olan Hz. Hafsa (r.a.) da babasına bu teklifi yapınca, Hz. Ömer (r.a.) kızına: "- Kızım sen Hz. Peygamber (s.a.)'in zevcesiydin. Bana söyler misin, Hz. Rasûlullah (s.a.)'in yemede içmede hali nasıldı?" diye sordu."- Kifayet mikdarı idi." cevabını alınca Hz. Ömer (r.a.) sözüne devam etti:"- İki arkadaşım (Hz.Peygamber ve Hz. Ebûbekir) ve ben, üçümüzün hali, aynı yolda giden üç yolcuya benzer. Biri (Hz. Peygamber) makamına vardı. Diğeri (Hz. Ebûbekîr), aynı yolda giderek birinciye erişti. Üçüncüsü (ben) de arkalarından onlara ulaşmak isterim. Fazla yükle gidersem, onlara erişemem!.." buyurdu.O, fetihlerin çokluğuna, hazînenin zenginliğine bakmayarak; yaşadığı müddetçe, yeter dereceden fazla hiç bir şey kabul etmemişti. Ve hiç bir zaman dünya servetine tenezzül etmedi. Vefat ederken de borçlu idi.Hulefa-i Raşidîn devri buna benzer sayısız örneklerle doludur. Dört halîfe devrini, Emevî ve Abbasî devletleri ta'kip etti. Bu devirler ise muhtelif müsbet ve menfî örneklerle doludur. Bunlar arasında Ömer b. Abdülazîz gibi adalet ve merhamette abideleşen şahsiyetler mevcut olduğu gibi, Allah Rasülü'nün torunu Hz. Hüseyin'i Kerbela'da hunharca Şehid ettiren, İmam-ı A'zam Ebû Hanîfe ve Ahmed b. Hanbel gibi dünya çapındaki İslâm alimlerini zulümlerine alet edemedikleri için kırbaçlattıran pek çok zıtları da vardır.Şeyh Sadî Gülistan'da der ki:Zalim ve fasık biri, bir Allah (c.c.) dostuna:" İbadetlerin hangisi efdaldir?" diye sorar.O da:"- Senin için uykudur. Çünkü, uykuda olduğun zaman kimseyi incetemezsin!.." cevabını verirBir kimsenin nefsini aşağı tutması ve kimseye azamet satmaması, Allah (c.c.)'ın kullarında arzu ettiği üstün bir meziyetdir. Dikkat edilecek bir husus vardır ki, o da; tevazuun, dünya ehline sokulmak, paye almak için değil, rıza-i ilahî için olmasıdır. Aksi halde zillet olur.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.