Kapitalist dünyada aile ortamında ezilen kadın, iş ortamında köleleştirilmiştir. Kadının özgürleşme süreci, yani evden çıkıp üretime katılma süreci, yağmurdan kaçarken doluya tutulmaktan başka bir şey değildir. Bütün taşların yerine oturması için öncelikle bakış açımızı değiştirmemiz gerekmektedir. İnsana, ekonomiye, aileye bakışımızı değiştirmemiz gerekmektedir.
Gerçek özgürlük Milli Devletle mümkündürBu bağlamda "neyin özgürlük" olduğunu yeniden tarif etmemiz gerekmektedir; çalışmak mı özgürlüktür, yoksa bir başka şey mi? Bütün bunların cevabını Sosyal Devlet/Milli Devlet'in kadına bakışı vermekte, kadını toplumun ayaklar altında ezilen konumundan alıp başa taç yapmaktadır.
Fenimistler kadını ve aileyi anlayamamışlardırFeminist hareketin fikir babaları, komünizmin kurucusu Marks ve Engels'dir. Bunlara göre, evlilik, aile ve yuva kurumlarının kadını köleleştiren müesseselerden başka bir şey olmadıklarını ileri sürmektedirler. Bu yüzden kadınlar için ailenin olmadığı bir dünyadan bahsedilir. Marksizm'e göre kadın sorunu, toplumun sınıflara ayrılmasıyla ortaya çıkmıştır. Ve ancak sınıfların yok olmasıyla ortadan kalkabilir. Marksist ideolojide kadın da erkek gibi çalışmak ve üretmek zorundadır. Ancak bu taktirde tüketmeye ve yaşamaya hak kazanabilir.
Maksizm aileyi ortadan kaldırmaya odaklanmıştırMarksizm, aileyi, sömürünün ve sermaye birikiminin kaynağı olarak kabul eder. F. Engels, "Ailenin, Devletin, Özel Mülkiyetin Kökeni" adlı kitabında ailenin ferdî mülkiyetle ortaya çıktığını söyler ve komünal toplumda "aile" diye bir kavram olmadığını iddia eder. Engels'e göre, devlet ve aile özel mülkiyetle doğmuş üstyapı kurumlarıdır ve sınıf farklılıklarının ortadan kalkmasıyla yok olacaklardır. Marksist ideoloji, her şey gibi kadınların da ortak olacağı bir komün toplumundan bahseder. Yani, bu ideolojide kadın çalışan, üreten ve ortak mal sayılan varlıktır.
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET İÇİN NE DEDİLERProf. Dr. Yuri Kadak / tonya, Tallin Üniversitesi Bu eser labirentleri ortadan kaldırıyorÖzelleştirme hareketine en hızlı katılanlar, sosyalist bloktan ayrılan ülkeler oldu. Rusya ve Baltık ülkeleri başta olmak üzere bütün devlet işletmeleri hızla el değiştirdi. Neoliberal ideoloji, bu ülkelerde öyle kök saldı ki, bugün Avrupa Birliği pazar ekonomisini toplumun ihtiyaçlarına daha duyarlı hale getirmeye çalışırken; Estonya ve Letonya buna direniyor. Bu noktada sayın Prof. Dr. Haydar Baş'ın defalarca uluslar arası kongre yapılan Milli Ekonomi Modeli, bilimsel yol gösteriyor, çözüm ve proje sunuyor, labirentleri ortadan kaldırıyor. Nitekim, Estonya ve Letonya'dan birçok bilim adamı ve ekonomi uzman, Prof. Dr. Baş'ın modeli ve kendileriyle bizzat tanışmak için bu kongrelere iştirak ettiler, hayli istifade ettiler. Estonya ve Letonya, bu Milli Ekonomi Modeli kongrelerinden edindiği yol haritalarıyla kendilerini garanti altına aldılar. Yirminci yüzyıl sonlarında, devlet ve vatandaş arasındaki bağın hiçbir mantıki gerekçeye dayanmadan yıpratılması, hatta koparılmaya çalışılarak dengelerin zorlanması çok ciddi problemlerden biri? Eserde benim en önemli bulduğum yön bu problemi telafi eden bir mekanizmayı somutlaştırması ve formülleştirmesi.
Gerçek özgürlük Milli Devletle mümkündürBu bağlamda "neyin özgürlük" olduğunu yeniden tarif etmemiz gerekmektedir; çalışmak mı özgürlüktür, yoksa bir başka şey mi? Bütün bunların cevabını Sosyal Devlet/Milli Devlet'in kadına bakışı vermekte, kadını toplumun ayaklar altında ezilen konumundan alıp başa taç yapmaktadır.
Fenimistler kadını ve aileyi anlayamamışlardırFeminist hareketin fikir babaları, komünizmin kurucusu Marks ve Engels'dir. Bunlara göre, evlilik, aile ve yuva kurumlarının kadını köleleştiren müesseselerden başka bir şey olmadıklarını ileri sürmektedirler. Bu yüzden kadınlar için ailenin olmadığı bir dünyadan bahsedilir. Marksizm'e göre kadın sorunu, toplumun sınıflara ayrılmasıyla ortaya çıkmıştır. Ve ancak sınıfların yok olmasıyla ortadan kalkabilir. Marksist ideolojide kadın da erkek gibi çalışmak ve üretmek zorundadır. Ancak bu taktirde tüketmeye ve yaşamaya hak kazanabilir.
Maksizm aileyi ortadan kaldırmaya odaklanmıştırMarksizm, aileyi, sömürünün ve sermaye birikiminin kaynağı olarak kabul eder. F. Engels, "Ailenin, Devletin, Özel Mülkiyetin Kökeni" adlı kitabında ailenin ferdî mülkiyetle ortaya çıktığını söyler ve komünal toplumda "aile" diye bir kavram olmadığını iddia eder. Engels'e göre, devlet ve aile özel mülkiyetle doğmuş üstyapı kurumlarıdır ve sınıf farklılıklarının ortadan kalkmasıyla yok olacaklardır. Marksist ideoloji, her şey gibi kadınların da ortak olacağı bir komün toplumundan bahseder. Yani, bu ideolojide kadın çalışan, üreten ve ortak mal sayılan varlıktır.
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET İÇİN NE DEDİLERProf. Dr. Yuri Kadak / tonya, Tallin Üniversitesi Bu eser labirentleri ortadan kaldırıyorÖzelleştirme hareketine en hızlı katılanlar, sosyalist bloktan ayrılan ülkeler oldu. Rusya ve Baltık ülkeleri başta olmak üzere bütün devlet işletmeleri hızla el değiştirdi. Neoliberal ideoloji, bu ülkelerde öyle kök saldı ki, bugün Avrupa Birliği pazar ekonomisini toplumun ihtiyaçlarına daha duyarlı hale getirmeye çalışırken; Estonya ve Letonya buna direniyor. Bu noktada sayın Prof. Dr. Haydar Baş'ın defalarca uluslar arası kongre yapılan Milli Ekonomi Modeli, bilimsel yol gösteriyor, çözüm ve proje sunuyor, labirentleri ortadan kaldırıyor. Nitekim, Estonya ve Letonya'dan birçok bilim adamı ve ekonomi uzman, Prof. Dr. Baş'ın modeli ve kendileriyle bizzat tanışmak için bu kongrelere iştirak ettiler, hayli istifade ettiler. Estonya ve Letonya, bu Milli Ekonomi Modeli kongrelerinden edindiği yol haritalarıyla kendilerini garanti altına aldılar. Yirminci yüzyıl sonlarında, devlet ve vatandaş arasındaki bağın hiçbir mantıki gerekçeye dayanmadan yıpratılması, hatta koparılmaya çalışılarak dengelerin zorlanması çok ciddi problemlerden biri? Eserde benim en önemli bulduğum yön bu problemi telafi eden bir mekanizmayı somutlaştırması ve formülleştirmesi.