MİT olayının içyüzü

Dün de yazdık, son olanlar Tayyip Erdoğan’a sivil yargı darbesidir!
Darbeye teşebbüs eden de kamuoyunda Cemaat olarak bilinen malum camianın mensuplarıdır!
Peki bu vuruşmada kimin mi yanında olmalıyız!
Bu soruya ilk bakışta, “Yok aslında farkları ya da al birini vur ötekine” diyebiliriz!
Ancak…
Her şey netice ile ölçülmesi gerektiğinden şu sorular zaruridir!
Cemaatin Erdoğan’a saldırması kendi iradesiyle midir?
Değildir…
Peki Cemaat Tayyip Bey’e kimin buyruğu ile saldırmıştır?
Paxamericana ile İsrail’in!
Niçin saldırmıştır?
Birincisi ve önemlisi Erdoğan’ı Suriye’ye savaş ilan etmeye zorlamak için!
Evet Tayyip Erdoğan son süreçte Suriye’ye müdahale noktasında Türkiye’ye çıkacak faturaları görüp patinaj yapınca, Washington ile İsrail düğmeye bastı ve güdümündeki Cemaate hücum emrini verdi!
Diğer gerekçeler ise Tayyip Bey sonrasında AKP’yi ele geçirmek ve MİT’e sızmak!
Gerekçeler bu olduğuna göre bu saldırı ya da ayrışmada Tayyip Bey’den yana saf tutmak zerre abartmıyorum vatanperverliğin gereğidir!
Tamam Tayyip Erdoğan’ın bugüne kadar yaptıkları yanlışın bile ötesidir!
BOP Eş Başkanlığı onun en büyük sabıkasıdır!
Ama bugün tablo en azından görüntü itibarı ile farklıdır!
Bir tarafta Emperyalizmin maşası ya da Truva atı olduğu tartışılamaz olan Cemaat, diğer tarafta onun hedef aldığı Erdoğan!
Ehven-i şer tabiri hiçbir yere bu kadar yakışamaz!
Evet Erdoğan’ı tercih kötünün iyisidir!
Dileriz bu olay hayırlara vesile olsun!
Dileriz Tayyip Bey Emperyalizm için önemli olanın şahıslar değil çıkarları olduğunu görür!
Dileriz Erdoğan kendine yol arkadaşı diye verilenlerin (Cemaat) sütre gerisindeki gerçek patronlarını tanır ve bundan sonra ona göre davranır!
Bu hadise aslında Tayyip Erdoğan’a Cemaatin gerçek misyonunu görme bağlamında ilahi bir ikazdır!
Erdoğan bu ikazı alır ve CIA ile MOSSAD’ın kuklası olan Cemaat ile arasına mesafe koyup milli bir çizgiye çark ederse onu yaptıklarına rağmen zerre kin tutmayıp kucaklamaya bile hazırız!
Peki Tayyip Bey bunu yapabilir mi?
Yapsın dileğimizdir ama zor, çok zor!
Niye mi?
Hem Cemaat hem küresel patronları Tayyip Bey ile yakınlarını zora sokacak arşivler hazırlamıştır, dolayısı ile Erdoğan’ın manevra imkanının olduğu kanaatinde değiliz!
Dileriz yanılırız! 

AKP’nin tarumar ettiği kurumlar 
1) TBMM
2) Türk Silahlı Kuvvetleri.
3) Milli İstihbarat Teşkilatı.
4) Emniyet Genel Müdürlüğü
5) Adalet Bakanlığı ve HSYK
6) Anayasa Mahkemesi
7) Yargıtay
8) Türkiye Futbol Federasyonu ve futbol sektörü ile bazı kulüpler.
9) Bakanlıklar.
10) TRT
11) Medya sektörü.
12) Sayıştay
13) Sendikalar
14) TOBB gibi Sivil Toplum Kuruluşları.

Fethullah Gülen’den AKP’ye yolsuzluk salvoları!
İzlemesem inanmazdım.
Fethullah Gülen AKP’yi zerre abartısız topa tutuyor!
Konusu yolsuzluk ve vurgun!
Havuzların doldurulması diyor ve para ile elde edilmeye çalışılan güce dikkat çekiyor!
Ülkenin sömürülmesine odaklanıyor!
Temizliğe özlem duyan herkesin katılacağı o ifadelerde hedef isim zikredilmese de AKP zira iktidarda olan onlar!
Yok o sözler ortam dinlemesi falan değil, direkt ifadeler!
Sadece yeni söylenen o sözler bile Cemaat ile AKP’nin ilişkisini gözler önüne seriyor!
Ne yalan söyleyeyim bendeniz Fethullah Gülen’i dinledikten sonra önümüzdeki günlerde bazı yolsuzluk deşifrelerinin olacağına inanmaya başladım!
Artık kesin emin oldum Cemaat ile AKP’nin ayrışması kayıkçı kavgası değil!

Cemaat – Kılıçdaroğlu aşkına dikkat!
Emperyalizm demokratik bir ülkeyi yönlendirmek için sadece iktidarı değil, alternatif konumunda olan muhalefeti de kontrol altına alır zira ikisini kontrol içeriden teslim almanın olmazsa olmazıdır!
Buradan hareketle Türkiye’de AKP’nin önünü açan Paxamerica’nın CHP ile MHP’yi de yönlendirdiği vakıadır!
Hiç kuşkunuz olmasın CHP’nin başına Kılıçdaroğlu’nun esrarengiz bir kaset operasyonu ile monte edilmesi ve MHP’de başarısızlığı tescilli Bahçeli’nin ısrarla muhafaza edilmesi emperyalizmin arzusudur zira ümit vadeden bir muhalefet iktidarı tehdit edeceğinden emperyalizmin hesaplarını alt-üst eder!
Bu tezimize sıcak bir örnek:
5 gün önceydi.
CNN-Türk’te Hande Fırat Kemal Kılıçoğlu’na soruyor: “Yargı ve Emniyeti Cemaat ele geçirdi deniliyor, siz buna katılıyor musunuz?”
Kılaçdaroğlu: “Hayır katılmıyorum.”
Bu diyalogun iki gün sonrasında Cemaatten bir gurup Kılıçdaroğlu’na teşekkür ziyareti yaptı!
Cemaat Emperyalizmin acentesi ise herhalde Kılıçdaroğlu’nun bu sözünün bir anlamı olsa gerektir!