logo
19 NİSAN 2024

Modernizmin etkisindeki İslam dünyasında reform çalışmaları

16.10.2003 00:00:00
"Kuzey Amerika ve Rusya ovaları bizim ekim tarlalarımızdandır, Şikago ve Odessa bizim ambarlarımızdır; Kanada ve Baltık bizim kereste ormanımızdır; Avusturalya, Malezya, Yeni Zelanda'da bizim koyun çiftliklerimiz vardır, Arjantin'de ve Kuzey Amerika'nın batısındaki kırlarda bizim öküz sürülerimiz yayılır. Peru altınını gönderir, Güney Amerika ve Avusturalya altını Londra'ya akar; Hindular ve Çinliler çayı bizim için yetiştirirler ve bizim kahve, şeker ve baharat çiftliklerimiz tüm Hint adaları üzerindedir. İspanya ve Fransa bizim bağlarımız, Akdeniz meyve bahçemizdir ve uzun süre Güney Birleşik Devletlerini kaplayan bizim pamuk alanlarımız artık dünyadaki sıcak bölgelerin her yanına yayılmaktadır (Büyük Güçlerin Yükseliş ve Çöküşleri, Paul Kennedy, İş Bank. Yay., sy. 178).

17. yy'da bilim devrimini 18. yy'da sanayi devrimini gerçekleştirmiş Avrupa'nın (İngiliz) dünyaya bakışı bu şekildedir.

"Beyaz Adam"ın etkisi 19. yy'da dünya gücü dinamiğinin en göze çarpan yönlerinden birini oluşturuyordu. Bu etki kendisini yalnızca çeşitli ekonomik ilişkilerle değil, buralara giren gezginler, serüvenciler, misyonerler aracılığıyla, batılılara özgü hastalıkların gelişiyle ve kişileri batılı inançlara döndürmeleriyle duyuruyordu.

Katliama kapı açan

bilim devrimi

Bu etki sonuçta yollar, demiryolu şebekeleri, telgraf sistemleri, limanlar ve sözgelimi İngilizlerin Hindistan kentlerinde yaptıkları binalar gibi eserler yaratmışsa da daha korkunç olan yanı aynı dönemin çoğu sömürge savaşlarında akıtılan kanlar, yapılan soygunculuk ve yağmacılıktı. 1800'de dünyadaki karaların yüzde 35'i Avrupalıların işgali ya da denetimi altında bulunuyordu. Bu oran 1875'de yüzde 67'ye, 1914'de yüzde 84'ün üzerine çıktı (a.g.e., sy. 176).

İslam Dünyası açısından ise 1800 lü yıllar bir "tarvma" dönemini çağrıştırır. Bu zaman diliminde müslümanlar ile ilk defa modernizmle tanıştılar. Modern Batı Medeniyetinin İslam dünyası üzerindeki şoku öylesine güçlü oldu ki, Batı ile karşılaştırıldığında bir "geri kalmışlık" durumunda olduğunu fark eden İslam alemi aradaki mesafe farkını bir türlü istenen ve beklenen ölçüde gerçekleştiremedi. "Eski" ile "yeni" yahut "geleneksel" ile modern" arasındaki hayati bir diyalektik ikileme sürüklendi (İslam Dünyasında Gelenek, Değişme, Modernleşme ve Fudamentalist Eğilimler, Prof. Dr. Ünver Günay).

Bu ikilemin ilk defa yaşandığı coğrafyalardan birisi de Hindistan oldu. 1803'de Delhi'nin İngilizler tarafından işgaliyle "Beyaz Adam"ın emperyalist ve kolonileşme çabaları yerleşik düzene geçti.

Hint Yarımadasını yönettikleri iki yüzyıl boyunca İngilizler maddi kültürlerinin hemen hemen bütün özelliklerini buraya taşıdılar. Ürünlerin çoğu, Hindistan'da yaşayan İngiliz askeri, sivil personel ve bunların aileleri için getirilmişti ama bu ürünler arasında bulunan buharlı gemi, demiryolu ve elektrikli telgraf halkın hayatında kalıcı ve geniş bir etkiye sahip oldu.

Öyle ki milyonlarca Hinti yelken ve kürek kullanmaksızın nehir üzerinde yol alan buharlı gemileri hayretler içerisinde izlemişlerdi. İngiliz egemenliğinin ve teknik kaynaklarının çok daha etkili bir kanıtı olan demiryolu, üstün teknolojilerin bir sembolü olarak çok kısa bir süre sonra buharlı geminin yerini alacaktı. (Teknolojinin Evrimi, George Basalla, Tübitak yay., sy. 105).

Hindistan'daki

İngiliz misyonerler

İngilizler Hindistan'da sadece askeri, siyasi, teknolojik ve ekonomik yönleriyle değil misyonerleriyle de varoldular. Kuzey Hindistan'daki Müslüman ve Hindular arasında misyoner varlığı hızla yayıldı. 1813'den itibaren Doğu Hindistan şirketi misyonerlerin ülke topraklarına serbestçe girmelerine izin verdi ve bunu kısa bir süre sonra Amerikalıların desteklediği İngiliz misyoner ağının kurulması izledi.

Çalışmalar Anglikan Kilisesi Misyonerlik Cemiyetinin hizmetinde görevlendirilen Alman Evangelisch Cemiyeti üyesi Carl Gottlieb Pfander ile yakın arkadaşı William Muir tarafından yürütülüyordu. Oldukça yüksek fikri seviyedeki münakaşalardan, pazarlarda vazetmeye ve yerli dillerde basılmış binlerce İncil fotokopisi dağıtmaya kadar giden durum sonunda en çok konuşulan ve önde gelen Müslümanların zihnini meşgul eden bir hal aldı. Eski kutsal metinlerin tahrifi, ulema arasında tartışmaların özü oldu.

Bu tartışmalarda William Muir, 1840 ve 1850'lerde kutsal metinlerin sahihliği ve bütünlüğü konularında yazılar yazdı. 1855'lerde Kur'an'da sık sık dile getirilen Yahudi ve Hristiyan metinlerin değeri ve vahiy ürünü olduklarına dair söylemleri Müslümanların avantaj olarak kullanmalarını istedi. Ve bir Müslüman'ın İncil ve Tevrat'ın şer'i yorumlarını dikkatle alması gerektiğini ifade ederek bu hususta Hristiyanlar'ı Müslümanlara baskı yapmaya teşvik etti. (www.ulumel-hikmeokulu.com).

Hadisler eleştiriliyor

Aynı yazar 1861'de Hz. Peygamber (s.a.v)'in hayatını konu alan bir kitap yayınladı. Bu çalışmasında Kur'an'ı değil de özellikle hadisleri eleştirel tarihi inceleme yöntemiyle ele aldı. William Muir bu metodu ilk uygulayan kişi olarak Goldziher ve Schacht gibi oryantalistlere öncülük etti. O'na göre "Ravinin karakterinin ve senetteki halkaların tetkikine ilişkin salt kurallar hadisin güvenirliğinin kanıtı değildir. Metin de eleştirel tetkike tabi tutulmalıdır (Modernist Müslümanların Hadise Yaklaşımı).

İşte İslam Aleminde ilk modernist, reformist fikirler böyle bir kuşatma altında Hindistan'da cereyan etti. Öncülüğünü ise Moğol sarayına çok yakın olan, köklü bir aileden gelen Sir Seyyid Ahmed Han yaptı.

Modern Bilimler Kuzey Hindistan'da 19.yy'ın ilk yarısında hükümetin ve misyonerlerin eğitim kurumlarında yoğun bir şekilde öğretiliyordu. Batı biliminin bir çok prensibi İslâmi esaslarla çelişiyordu. Sir Seyyid Ahmed Han ve mahiyetindekiler ilk olarak aklın ve vahyin sınırlarını sorgulamaya başladılar (a.g.m). Onlara göre; modern bilimin esaslarının dini hükümlerle çatışmaması gerekiyordu. Ve problemi dinin yanlış yorumlandığı noktasında aradılar. Seyyid'e göre İslam yanlış anlaşılmıştır. Eğer geçmişte dinimiz doğru biçimde algılanmış olsaydı, bugün müslümanlar bu durumda olmazdı. İçinde bulunduğumuz durumun sebebi müslümanların dini algılayışlarındaki yanlışlıklardı.
Depremin izleri gün ağarınca ortaya çıktı
Binalar ve minareler yıkıldı
2 kurşun camlara isabet etti
Holding binasına ateş açıldı
İsrail'den İran'a misilleme
İran'da uçuşlar askıya alındı
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler; Peygamberimizin ahlakı
Fenerbahçe penaltılarda yıkıldı
Umutlu başlangıç kabusa döndü
Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam
Fabrikalarda işler tersine döndü
Ustaysan, zanaatkârsan maaş kıyak
Teknoloji geliştiriyor
Özellikle 5G teknolojilerinde iddialı
Sulusaray'da deprem korkusu sürüyor
Geceyi dışarıda geçiriyorlar
Kaçmaya çalışan 5 kişi yaralandı
Tokat bu kez 5.6 ile sallandı
Tokat beşik gibi sallanıyor
5.6'lık deprem korkuttu
Doç. Dr. Mehtap Aras 'kaçış yok' dedi
'6 ila 7,2 arasında bir deprem kaçınılmaz'
Kayyum başkan toplantıya katılmadı
Seçimi kaybeden başkan toplantıda
Özel'den seçime dair çarpıcı değerlendirme
' 31 Mart bir zafer değildir'
ABD'den İsrail'e Refah saldırısı için yeşil ışık
İran'a saldırmama şartı iddiası
Depremin izleri gün ağarınca ortaya çıktı
Binalar ve minareler yıkıldı
2 kurşun camlara isabet etti
Holding binasına ateş açıldı
İsrail'den İran'a misilleme
İran'da uçuşlar askıya alındı
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler; Peygamberimizin ahlakı
Fenerbahçe penaltılarda yıkıldı
Umutlu başlangıç kabusa döndü
Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam
Fabrikalarda işler tersine döndü
Ustaysan, zanaatkârsan maaş kıyak
Teknoloji geliştiriyor
Özellikle 5G teknolojilerinde iddialı
Sulusaray'da deprem korkusu sürüyor
Geceyi dışarıda geçiriyorlar
Kaçmaya çalışan 5 kişi yaralandı
Tokat bu kez 5.6 ile sallandı
Tokat beşik gibi sallanıyor
5.6'lık deprem korkuttu
Doç. Dr. Mehtap Aras 'kaçış yok' dedi
'6 ila 7,2 arasında bir deprem kaçınılmaz'
Kayyum başkan toplantıya katılmadı
Seçimi kaybeden başkan toplantıda
Özel'den seçime dair çarpıcı değerlendirme
' 31 Mart bir zafer değildir'
ABD'den İsrail'e Refah saldırısı için yeşil ışık
İran'a saldırmama şartı iddiası

Tokat'taki deprem Sivas'ta da hissedildi

Tokat'ın Sulusaray ilçesinde meydana gelen 5,6 büyüklüğündeki deprem Sivas'ta da hissedildi.
19.04.2024 01:27:00
İhlas Haber Ajansı
Tokat'taki deprem Sivas'ta da hissedildi
Tokat'taki deprem Sivas'ta da hissedildi
Akşam saat 18.11'de Tokat'ın Sulusaray ilçesinde meydana gelen 5,6'lık deprem sonrası vatandaşlar soluğu dışarıda aldı.

Depreme evinde ve iş yerinde yakalanan vatandaşlar yeni bir deprem korkusuyla kendilerini dışarıya attı.

Bazı vatandaşlar evlerinin önünde ateş yakarak soğuktan korunurken bazı vatandaşlar ise evlerinin önünde toplanarak çay içerek yemeklerini yedi.

Evlerinin önünde ailecek vakit geçiren vatandaşlar çocukların etkilenmemesi için piknik ortamı oluşturdu.

Depreme evinde yakalanan 70 yaşındaki Osman Erten, korku dolu anları anlattı.

Deprem sonrası heyelan yolu kapattı

Tokat'ın Sulusaray ilçesi ile Buğdaylı köyü yolunda yaşanan deprem sonrası heyelan meydana geldi.
18.04.2024 23:58:00 / Güncelleme: 19.04.2024 00:01:12
İhlas Haber Ajansı
Deprem sonrası heyelan yolu kapattı
Deprem sonrası heyelan yolu kapattı
Heyelan yolu kısmen araç ulaşımına kapattı. İhlas Haber Ajansı muhabirleri gerçekleşen heyelanı kayıt altına alırken artçı bir deprem yaşandı.

Artçı depremle birlikte yeniden yamaçtan kayalar düştü.



Muhabirler bu anları anbean kaydetti.

Tokat'ta 20 saatte 46 sarsıntı oldu

Tokat'ın Sulusaray ilçesinde son 20 saat içerisinde en büyüğü 5.6 büyüklükte 46 sarsıntı meydana geldi.
18.04.2024 23:27:00
İhlas Haber Ajansı
Tokat'ta 20 saatte 46 sarsıntı oldu
Tokat'ta 20 saatte 46 sarsıntı oldu
Tokat'ın Sulusaray ilçesi dün gece saat 01.06'da meydana gelen 4.7 büyüklükteki depremin ardından 46 kez sallandı.

Tokat'ta 20 saat içerisinde meydana gelen en büyük deprem ise 18.11'de gerçekleşen 5.6 büyüklükteki deprem oldu.

Yaşanan 46 sarsıntının 5'i 4 büyüklüğün üzerinde gerçekleşti.

Eylem Tok ile oğlunu havalimanına götürdüğü iddia edilen şüpheli tahliye edildi

Eyüpsultan'da yazar Eylem Tok'un 17 yaşındaki oğlunun karıştığı kaza sonucu Oğuz Murat Aci'nın hayatını kaybetmesine ilişkin soruşturmada anne ile oğlu havalimanına götürdüğü iddia edilen çalışanın tahliyesine karar verildi.
18.04.2024 23:27:00
İhlas Haber Ajansı
Eylem Tok ile oğlunu havalimanına götürdüğü iddia edilen şüpheli tahliye edildi
Eylem Tok ile oğlunu havalimanına götürdüğü iddia edilen şüpheli tahliye edildi
Eyüpsultan'da 1 Mart 2024'de yazar Eylem Tok'un 17 yaşındaki oğlu T.C.'nin karıştığı trafik kazası sonucu 29 yaşındaki Oğuz Murat Aci'nin hayatını kaybetmesine ve anne oğulun ABD'ye kaçmasına ilişkin soruşturma sürüyor.

Anne ile oğulu havalimanına götüren çalışana tahliye

Soruşturma çerçevesinde baba Bülent Cihantimur'un şirketinde reklam-pazarlama bölümünde çalışan ve olay günü şüpheli Eylem Tok ile suça sürüklenen çocuk T.C.'yi havalimanına götürdüğü iddiasıyla tutuklanan şüpheli Ayşe Ceren S., İstanbul 7. Sulh Ceza Hakimliği'nce tahliye edildi.

Olayın geçmişi

Eyüpsultan'da 1 Mart 2024'de iddiaya göre yazar Eylem Tok'un 17 yaşındaki oğlu T.C., saat 23.50 sıralarında 34 EEG 06 plakalı araçla seyir halindeyken yol kenarında arıza nedeniyle park halinde bulunan 3 adet ATV tipi araca çarpmış, kaza sonucu 29 yaşındaki Oğuz Murat Aci hayatını kaybederken orada bulunan diğer kişiler yaralanmıştı. Kazanın ardından polis ekiplerinden önce olay yerine gelen anne Eylem Tok, oğlu T.C.'yi olay yerinden kaçırmış, ekiplerce yapılan incelemeler sonucunda anne ile oğlunun ertesi gün saat 03.50 sıralarında havalimanından Mısır'a çıkış yaptıkları tespit edilmişti.

Olaya ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma çerçevesinde ise aynı gün şüpheli Eylem Tok hakkında 'suçluyu kayırma' suçundan, şüpheli T.C. hakkında 'bir kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmak' suçundan tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılırken, kırmızı bülten çıkarılması da talep edilmişti. Soruşturma çerçevesinde daha sonra şüphelilerin ABD'ye kaçtıkları ortaya çıkmıştı ve iade talebinde bulunulduğu da öğrenilmişti. Ayrıca baba Bülent Cihantimur'a 'yurt dışına çıkış yasağı' ve 'imza atma' şeklinde adli kontrol tedbiri uygulanmıştı.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.