O bunu hep yapıyor?

Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ)’inde yaşanan olaylar ve bu olayları vesile ederek toplumu zihnen mefluç eden Başbakan Sayın Erdoğan’ın siyaset tavrı hakkında halkımızın dikkatini çekmek gibi bir mecburiyet hasıl oldu.
Evet, ODTÜ’de ne oldu Sayın Erdoğan neler yaptı?
1. Göktürk 2 Uydusunu fırlatmak için Başbakan Erdoğan ODTÜ’ye 2 bin 500 diyorlardı meğer 3 bin 600 polisle gitmiş. Ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül bu törene davet edilmedi.
a) Siz şimdi Erdoğan’ın tören öncesi, “Abdullah Bey de gelecek mi?” diye sormadığını düşünebilir misiniz?
b) 3 bin 600 polis demek büyük bir alay, neredeyse tugay demek. Böyle bir güçle ancak Irak’a girilir. Demek ki ODTÜ’de Başbakanın canına kastedecek yahut törene katılanların hayatını tehlikeye sokacak bir terör istihbaratı geldi. Öyleyse ziyaret öncesi bu istihbarat niye değerlendirilmedi?
c) Ya böyle bir istihbarat yoktu, gövde gösterisi yapılmak istendi, yahut, istihbarat vardı MİT ve Emniyet görevini ihmal etti, haklarında soruşturma ha açıldı ha açılacak!
2. ODTÜ’lü öğrenciler 3 bin 600 polisi Göktürk-2 uydusunu protesto eden değil üniversite özerkliğini savunan pankartla karşıladılar ve büyük bir arbede çıktı.
a) 3 bin 600 polis, tek bir şiddetle karşılaşmadan öğrencilere karşı biber gazı bombalarını kullanmaya başladı.
b) Öğrenciler de polise, kendilerine atılan gaz bombalarını geri göndererek cevap verdi.
3. Bu olaylar üzerine Başbakan Erdoğan hem öğrencilere, hem ODTÜ yönetimine açtı ağzını yumdu gözünü:
a) Öğrencileri Göktürk-2 uydusundan gurur duymamakla ve hainlikle suçladı.
b) Öğretim üyelerini böyle öğrenciler yetiştirdikleri için “Yazıklar olsun size!” diye toplum önünde aşağıladı onları terörist ilân etti.
Özetle…
Bir: Öğrenciler Göktürk-2’yi değil, üniversitenin özerk olmayışını protesto ediyordu. Başbakan protesto sebebini çarpıttı.
İki: Öğrencileri molotof koktyelleri atmakla suçladı. Oysa molotof kokteylini artık bilmeyen tek bir televizyon izleyicisi bile kalmadı. Çünkü o düştüğü yerde yangın çıkarıyor. Öğrencilerin polislere yaptığı kendilerine atılan gaz bombalarını iadeden ibaretti. Başbakan İçişleri Bakanının bile kabul ettiği polisin şiddetini öğrencilere yükledi, halkın gözünü ve aklını küçümsedi.
Üç: ODTÜ yönetimini, “Öğrenci değil vatan haini yetiştiriyorsunuz” diye suçladı.
Oysa o gençler ODTÜ’ye geleli birkaç yıl olmuştu. Eğer Başbakanın dediği gibi “Vatan haini” iseler bu okulda okudukları için değil ortaokul ve liseden üniversiteye öyle geldikleri için öyleydiler.  
Çünkü AKP’nin okullarında Türklük 36 etnik gruptan biri, belki de en uzak durulması gerekeni olarak öğretilmeye başlandı.
Sen 10 yıl bu çocuklara “Ermenim, Laz’ım, Kürt’üm, Abaza’m” diye döktürür ve en sonunda lütfen “Türk’üm” dersen ve vatan topağını pazarlanacak bir meta olarak öğretir, şehide “kelle” Öcalan’a “Sayın” diye hitap edersen o gencin dağa çıkmayıp üniversiteye gittiğine şükret.
Her şeye rağmen elbette şiddeti kınıyoruz amma Başbakan kendi sebep olduğu olumsuzluğu başkalarına yıkıyor ve o bunu hep yapıyor. Bunun da artık fark edilmesini istiyoruz.
Dün fotoğraflarının dükkânlara asıldığı Suriye’de bugün halk, “Katil Erdoğan” diye bağırıyor, dün, “One munte” dediği İsrail’e Erdoğan NATO kapılarını açıyorsa ve Türkiye sularının İsrail’e akıtılması projeleri gündemde ise…
Herkesin dinlenme kâbusları gördüğü Türkiye’de ortalık ses ve görüntü kaseti kaynıyor, AKP aleyhinde bir tek kaset bile olmamasına rağmen Başbakan çıkıp, “Beni de dinliyorlar, bütün çalışma ofislerimden böcek çıktı” diyerek “dinlenmek normal” mesajı verip içinize “ayağınızı denk alın” virüsü yerleştiriyorsa… Muhtemelen Sayın Başbakan böyle bir Türkiye’yi bilinçli bir şekilde inşâ ediyor demektir.
Bu Türkiye maddî-mânevi, sosyal ve psikolojik genleri ile oynanmış bir Türkiye’dir ve böyle bir Türkiye’nin inşâsı için çok büyük bir hedefin olması lazım gelir... Bu bir “Cambaza bak!” taktiğine benziyor. Olur, mu böyle şey, bir Başbakan bir şeyleri gizlemek için olayları bu kadar çarpıtır mı diyenlere,  Öcalan’la pazarlıklar yapılırken, “Kim böyle bir pazarlığı iddia ediyorsa, şerefsizdir, haindir!”  diye haftalarca esip gürlediğini hatırlatmak isteriz.
Acaba Başbakan bu günlerde Türkiye üzerinde gerçekleştireceği hangi operasyon için olayları bu kadar çarptırıyor, milletin asıl dikkat etmesi gereken husus işte budur.
Başbakanın ne yapmak istediğini Prof. Dr. Haydar Baş’ın yazı ve demeçlerini dikkatle takip edenler zâten bilmektedir.
Bilmeyenlere tavsiyemiz bu yazı ve demeçlerin tekrar okunmasıdır.
Bunu da yapamıyorlarsa yazılmakta olan yeni anayasadaki değişikliklerin ve çıkartılan kanunlarla madenlerinden topraklarına kadar bu milletin alın teri ve tarihi birikimlerinin hangi adreslere gittiğini takip etmeleri ve yeni bir tavır belirlemeleri kendileri ve milletimiz için hayırlı olacaktır…
Gafletin bu kadarı “gafletle” izah edilemez.