Öncelikle tüm şehitlerimize Allah(c.c)'tan rahmet dilerim. Sobasında kestane patlatanlar, yayılan kömür dumanında can verenler, milletin sırtından köşe dönenler! Her gün yıllardır teröre kurban verenler! Hakikisi, sahtesi ile vatanperverler, hocalar hacılar, diyalogcusu, nurlusu, nursuzu, hırlısı, hırsızı, askeri, sivili, saymakla bitmeyen çeşit çeşit insan örnekleri sadece bizde değil tüm ülkelerde bir arada yaşamak mecburiyetindedir. İnsanoğlu tek tip olamaz ve de tarih boyu olamamıştır. İnsanoğlu hayatı boyunca sınavdadır. Bunu idrak edemeyenler daima imtihan ortamının düzenini bozmuşlar ve sonuna kadar da bozacaklardır. Bir tek doğru vardır. Elbet anlayana. Ne kadar enteresandır ki, bu sınavda soruların cevaplarını bilenlerden kopya çekmek, yüce Yaratıcı tarafından SERBEST BIRAKILMIŞTIR. Buna rağmen sınavda başarısız olanların sonu, defalarca hatırlatılmaktadır. Ve bilenler bilmeyenlere hatırlatmakla mükelleftir. Cevaplar ise her durumda, kesin olarak Kur'an ve sünnetle bildirilmiştir. Bu sınav kul olmanın, olabilmenin sınavıdır. Her an bunun vizeleri ile karşı karşıya kaldığımız ise bir gerçektir. Her söz, her davranış, yerinde bir tebessüm, veya bir bakış. Genişletilmiş bir ata sözü ile açıklamak gerekirse, "NE YAPARSAN ELİNLE, NE SÖYLERSEN DİLİNLE, NE HİSSEDERSEN GÖNLÜNLE O GELİR SENİNLE". Dost acı söyler derler elbet çok doğru bir sözdür. Atatürk bu ülkenin inkâr edilmez bir dostudur. Bu nedenle onun nutku, onun gençliğe hitabesi, uyulması gereken milli rehberlerdir. Her okunduğunda kesin OLARAK haklı olduğunu göremeyenlere yazıklar olsun. Onun ihtarları, bir ülkenin her zaman başına gelmesi mukadder olan durumların, öğütleri ise kurtuluşun tek çözümüdür. Ey Türk gençliği diye hitabı, insanımızı uyandırmaya yeterlidir. Gerisini okuyabilen herkesin, bu duruma ülkeyi getirenleri nasıl olup da hala başlarına taç ettiklerini görerek utanması halinde ancak ülke kurtulacaktır. Bu uyarmaya rağmen cesaretle vatanını satanlar, madenlerini peşkeş çekenler, ABD'ye ordusu ile toprağı ile koltuk uğruna köle olanlar. AB'nin kapısında yalvaranlar. İsrail'e hizmete talip olanlar. Azınlıklardan medet umanlar. Halkın başına kral olanlar, dinlerler, şantaj yaparlar, biri birini suçlayarak dedikodu meraklılarını kendilerine yamak yaparlar bunun hesabını elbet ülkeyi emanet olarak teslim alanlara, geç kalmış olsa bile vereceklerdir. Bu kimseler her şeyden haberdar olmalarına rağmen, görmezliğe, duymazlığa bilmezliğe sığınıp halkı, sanki hayat tiyatro, onlar da aktörlermiş gibi, yıllardır oyalayanlardır. Onlar zaten ilahi sınavı çoktan kaybettiler. İyi de onları alkışlayanlar, hayranları hala uyanmayacak mı? Ülkelerine, sahip çıkamayanların, milletine kayıtsız kalanların, aydınız diye kasılıp gezenlerin, ülkeyi kurtaracak projeleri olan hakiki şahısları gizleyenlerin ve de farkında olmayanların, sınavını kazanması asla mümkün değildir. Tekrar hatırlarsak tek kurtuluş demokrasilerde sandıktır. Seçmenin sınavı, demokrasilerde seçimdir. Bu durumda rey verdiğinizle her şeye ortak olmuş olacağınızı unutmayınız . Bir kere daha söylemekte yarar vardır. Tek çözüm MİLLİ EKONOMİ MODELİ ve SOSYAL DEVLET MODELİ ile Prof. Dr. Haydar Baş yani BTP'dir.
Prof. Dr. Ata Selçuk / diğer yazıları
- Yanlıştan, yanlışla kurtuluş olmaz / 12.09.2021
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017