Henry L. Stimson Merkezi adlı düşünce grubunun yayınladığı raporda, nükleer güce sahip üç Asya ülkesi olan Çin, Hindistan ve Pakistan'ın, "kenarları eşit olmayan bir üçgen oluşturduğunu" ve "füze savunma sistemlerinin inşa edilmesinin her tür sonuca yol açabileceğine hiç şüphe bulunmadığını" belirttiler. Raporun editörlerinden Michael Krepon, "füze savunma sistemlerinin Asya'ya yönelik küçük etkileriyle ilgili zaten kanıt bulunduğunu", Çin'in, Amerikan istihbarat birimlerinin daha önceki tahminlerinin çok üstüne çıkarak, 2015 yılına kadar 75 ila 100 nükleer füze başlığına sahip olmasının beklendiğini söyledi. Krepon, "henüz küçük çaptaki bu etkilerin, Washington'ın kurmak istediği füze savunma sistemine ve bunun, diğer ülkelerin nükleer silahlarını etkisiz hale getirme amacı taşıdığı şeklinde anlaşılıp anlaşılmamasına bağlı olarak büyüyebileceğini" kaydetti. Karaçi Üniversitesi'nde asistan profesör olan Pakistanlı Mutahir Ahmed de raporda, birçok Pakistanlının, Washington'ın füze savunma sistemi kurma çabalarını, Amerikan askeri ve siyasi egemenliğini garanti altına alma gayreti olarak gördüğünü belirtti. Ahmed, bunun sonucu olarak, ABD'nin "Güney Asya'da silahlanma yarışını kızıştırma riskini göze aldığını" ifade etti. Hintli akademisyen Rajesh Basrur ise füze savunma sisteminin sınırlı bir fayda sağlayacağını ve bu türdeki bir sistemin kurulmasına yönelik en aşırı Amerikan isteklerinin bile maliyet ve siyaset gibi nedenlerden ötürü yumuşayacağı görüşü bildirdi. Editörler, raporun, Bush'un ulusal füze savunma sistemine yönelik planlarını değerlendirmek amacıyla Hintli, Pakistanlı ve Amerikalı uzmanlardan oluşan bir grup tarafından girişilen ilk ciddi analitik çaba olduğunu ifade ettiler.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.