Müslüman Türk milleti tarih boyunca engin merhametinden dolayı başta insan unsuru olmak üzere bütün canlılara kol-kanat germiş, aşını paylaşmış, işini paylaşmış, evini-ocağını paylaşmış.Güvercinlere yem atmış ama ondan kargalar da faydalanmış ses çıkarmamış. Han yapmış, hamam yapmış, kervansaray yapmış, hiçbir dil, din, renk ve ırk ayırımı yapmadan bütün insanlığın istifadesine sunmuş.Yine merhametinin enginliğinden ve herkesi kendisi gibi iyi niyetli zannettiğinden ötürü, kargaların beslenip göz oyma aşamasına gelene kadar da tedbirini almamış. Her dönemde tehlike kapıya kadar gelmiş, kapıyı çalmış ki ancak ondan sonra uyanmış.Acaba, kargalar organize olup, beslenip-kuvvetlenip sahibinin gözünü oyma noktasına gelene kadar, güvercin taklidi mi yapmış da kendilerini gizlemişler yoksa onlar açıktan karga seslerini de gizlemeden hazırlık yaptıkları halde "yok canım bunlar güvecindir" deyip onları gizleyen birileri mi olmuş her dönemde?Her halde bazen biri, bazen diğeri, bazen de her ikisi de kullanılmış.Ecdadımızın, kendileri bin bir zorluk, çile, hasret çekerek sağladığı barış ve huzur ortamından istifade ile, kötü niyetli kişi ve kuruluşlar "ibadethane" görünümündeki kiliseleri cephane haline getirmişler, "din adamı" kılığındaki papaz, kardinal ve keşişleri de şövalye ruhu ile yetiştirmişler. Ortamı müsait buldukları an bütün güçleri ile, komşularının, köylülerinin, hemşehrilerinin malını, canını, ırzını talana başlamışlar.En acı örnekleri ile bu vahşet, çok değil on beş sene önce Bosna'da yaşandı. Osmanlı'nın dağılma sürecinde hemen her köşede yaşanmış, en acımasız saldırılar ise Anadolu'da yaşanmış.Anadolu coğrafyasının dört bir yanında hala, ecdadımıza ait toplu mezarlar çıkıyor. Nerede olmuş bu katliamlar? Öz yurdumuzda. Kimler tarafından? İçimizde beslediğimiz kargalar tarafından?Gözümüz oyma gücüne ve şirretliğine erişinceye kadar bu kargaları neden görmemişiz, neden tedbirini almamışız?Aynı gaflet ve dağınıklık o gün bu gündür devam ediyor.Söz konusu kargaların menfaatleri ve arzuları doğrultusunda hala meclisimizden yasalar çıkıyor. Ticaretimiz, siyasetimiz, ithalatımız, ihracatımız, dış politikamız hala onların arzularına göre biçimleniyor.Öz yurdunda gariplik ne güne kadar sürecek?Ulu Hakan Abdülhamit'e suikast düzenleyen Ermeni teröristler, kollarını sallayarak Avrupaya gidiyorlar. Devlet-i Aliyye'nin dağılma sürecinde katliamlar, canlı canlı yakmalar devam ediyor, bütün bu cinayetleri yanlarına kalıyor. Fakat tehcir sırasında yolda ölen Ermenilerden sorumlu tuttukları Yozgat/ Boğazlıyan kaymakamını, ikinci defa mahkeme ettirerek, mahkemeyi İstanbul'a alarak, başkanını değişerek idama mahkum ettirip Bayazıt meydanında infaz ediyorlar.Müslüman Türk milletine zarar veren, bu topraklarda katliam yapan, yaptıran teröristlerin adeta dokunulmazlıkları var, bebek katilinin on senedir kuş sütü ile beslendiği gibi, fakat bu vatana hizmet eden vatanperver insanlar her çeşit iftiranın ve şiddetin muhatabı oluyorlar.Öz yurdunda gariplik, bin bir çeşit garipliklerle devam ediyor.Daha garip olanı da öğrenmek ister misiniz?Buyurun:"Cumhuriyet'ten sonra Mustafa Kemal'in teklifi ile TBMM tarafından milli şehit ilan edilen Boğazlıyan Kaymakamı Kemal bey'in ailesine de maaş bağlanır? Dahası, Atatürk, Kemal Bey'in babasını Arif Bey'i de "Vatan'ın Babası" ilan eder.Şimdi sıkı durun.İşte bu milli şehidin idam cezası almasına, işgal kuvvetlerinin arzusuna binaen yalancı şahitlik yaparak katkı sunanlardan biri de kim, biliyor musunuz?Yozgat müftüsü Hulusi Efendi.Peki bu Hulusi Efendi kim midir?Gazeteci-Yazar Taha Akyol'un özbe öz amcasıdır.Tam bu noktada bir parantez açalım ve Güneş Holding'in sahiplerinden Tevfik Yamantürk'ün bizim aracılığımızla Taha Akyol'a yönelttiği iki soruyu soralım:1)Taha Akyol'un oğlu Mustafa Akyol'un Soros vakıflarından burs ve proje çalışmaları için fon aldığı doğru mudur?2)Mustafa Akyol'un Dinlerarası Diyalog toplantısında Türklerin, Cumhuriyetle beraber Kürtleri ve inançlıları ezip asimile ettiği ve onlara zulüm yaptığını söylediği doğru mudur?Tevfik Yamantürk'ün sorduğu bu soruların cevabı evet ise, tarih tekerrür etmiş, yani dün Hulusi Efendi ne ise bu günde Mustafa Akyol aynı konuma düşer mi dediniz?Böyle durumlarda soya çekim olur mu ya da genler ne kadar etkilidir onu ben bilemem. Uzmanları cevap vermelidir." (Sabahattin Önkibar, Yeni Çağ, 7 Ocak 08).
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Tüketilen sadece kaynaklar mı? / 25.04.2024
- Önünde ardında ve kolunda servet… / 24.04.2024
- Hangisine daha çok üzüldünüz? / 23.04.2024
- Halleri var bizimkine benzemez / 22.04.2024
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Önünde ardında ve kolunda servet… / 24.04.2024
- Hangisine daha çok üzüldünüz? / 23.04.2024
- Halleri var bizimkine benzemez / 22.04.2024
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024