Prof. Dr. Doğan Kantarcı: İsrail'in Orta Doğu’da ulaşmak istediği aslında su
Prof. Dr. Doğan Kantarcı, “İsrail'in ulaşmak istediği aslında su” derken Eyüp Muhcu, “İsrail'in bölgedeki işgal politikaları, katliam politikalarını su savaşları politikalarından ayrı değerlendirmek mümkün değildir” ifadelerini kullandı.
07.10.2024 09:15:00
Bülent Tapıcı
Bülent Tapıcı
İsrail'in Orta Doğu'daki saldırganlığının çok açık ve gizli hedefleri bulunuyor.
Bu gizli hedeflerden biri Arz-ı Mev'ud hayali, diğerleri ise bölgenin zengin petrol ve doğalgaz kaynaklarına sahip olmak. Bu konuda ABD ve İngiltere tarafından desteklenen İsrail'in bir diğer hedefi de su kaynaklarını kontrol etmek.
Bu meseleyi konunun uzmanlarına sorduk. Prof. Dr. Doğan Kantarcı, "İsrail'in ulaşmak istediği aslında su. Suya ulaşabilmesi için Suriye'deki barajlara ulaşması lazım. Suriye dişli, arkasında da Rusya var. O zaman Irak barajlarına ulaşacak, orası daha kolay geliyor. Dolayısıyla İsrail'in şu saldırganlığı meselesinin devamını düşünmek lazım" dedi.
"Katliam politikalarını su savaşları politikalarından ayrı değerlendirmek mümkün değildir"
Mimarlar Odası Eski Başkanı Eyüp Muhcu da Orta Doğu'daki İsrail saldırganlığının gizli hedeflerinden birinin su kaynakları olduğunu ifade etti.
"İsrail 1967'de Sina Çölü'nü işgal etmişti, çekildi ama Golan tepelerinden çekilmiyor. Çekilmez su çünkü Golan tepelerinde su var" diyen Muhcu şunları söyledi;
"İsrail saldırılarını kınıyorum. Bu söz konusu olan savaş değerlendirmelerinde stratejik yaklaşımlar var, hakikaten rasyonel değerlendirmeler var ama benim gözlemlediğim temel bir eksik var. Dünyada bir süredir su savaşları söz konusu. İsrail'in bölgedeki işgal politikaları, katliam politikalarını su savaşları politikalarından ayrı değerlendirmek mümkün değildir. Zira küresel ısınma iklim değişikliğine bağlı olarak dünyada güneyden kuzey yarım küreye, bölgemiz açısından konuşacak olursak Orta Doğu'dan Anadolu'ya, Karadeniz'e daha kuzeylere yönelik bir göç politikalarının olduğu bilinmektedir. Daha ılıman, yağışlı, yeşilin bol olduğu bölgelere yönelik bir hareket var. Bu süreç içerisinde suyun önemi var.
"Bu sadece İsrail'in değil İngiltere ve ABD'nin ortak politikasıdır"
Örneğin Anadolu'da Dicle ve Fırat, Antalya'da denize erişimi sağlayan Dalaman gibi son derece önemli su kaynakları var. Bu sadece ulusal sınırlar içerisinde kalmıyor, özellikle Dicle ve Fırat Orta Doğu da yaşayan insanlara, kentlere de önemli bir su kaynağı teşkil ediyor. Dolayısıyla bu coğrafi özelliklerden ve genel olarak dünyadaki güneyden kuzeye yönelik bir hareketten bağımsız olarak İsrail'in saldırgan işgal politikalarını değerlendirmemek gerekir. Bu sadece İsrail'in politikası değil emperyalizmin, İngiltere ve ABD'nin ortak bir politikasıdır."
Bu gizli hedeflerden biri Arz-ı Mev'ud hayali, diğerleri ise bölgenin zengin petrol ve doğalgaz kaynaklarına sahip olmak. Bu konuda ABD ve İngiltere tarafından desteklenen İsrail'in bir diğer hedefi de su kaynaklarını kontrol etmek.
Bu meseleyi konunun uzmanlarına sorduk. Prof. Dr. Doğan Kantarcı, "İsrail'in ulaşmak istediği aslında su. Suya ulaşabilmesi için Suriye'deki barajlara ulaşması lazım. Suriye dişli, arkasında da Rusya var. O zaman Irak barajlarına ulaşacak, orası daha kolay geliyor. Dolayısıyla İsrail'in şu saldırganlığı meselesinin devamını düşünmek lazım" dedi.
"Katliam politikalarını su savaşları politikalarından ayrı değerlendirmek mümkün değildir"
Mimarlar Odası Eski Başkanı Eyüp Muhcu da Orta Doğu'daki İsrail saldırganlığının gizli hedeflerinden birinin su kaynakları olduğunu ifade etti.
"İsrail 1967'de Sina Çölü'nü işgal etmişti, çekildi ama Golan tepelerinden çekilmiyor. Çekilmez su çünkü Golan tepelerinde su var" diyen Muhcu şunları söyledi;
"İsrail saldırılarını kınıyorum. Bu söz konusu olan savaş değerlendirmelerinde stratejik yaklaşımlar var, hakikaten rasyonel değerlendirmeler var ama benim gözlemlediğim temel bir eksik var. Dünyada bir süredir su savaşları söz konusu. İsrail'in bölgedeki işgal politikaları, katliam politikalarını su savaşları politikalarından ayrı değerlendirmek mümkün değildir. Zira küresel ısınma iklim değişikliğine bağlı olarak dünyada güneyden kuzey yarım küreye, bölgemiz açısından konuşacak olursak Orta Doğu'dan Anadolu'ya, Karadeniz'e daha kuzeylere yönelik bir göç politikalarının olduğu bilinmektedir. Daha ılıman, yağışlı, yeşilin bol olduğu bölgelere yönelik bir hareket var. Bu süreç içerisinde suyun önemi var.
"Bu sadece İsrail'in değil İngiltere ve ABD'nin ortak politikasıdır"
Örneğin Anadolu'da Dicle ve Fırat, Antalya'da denize erişimi sağlayan Dalaman gibi son derece önemli su kaynakları var. Bu sadece ulusal sınırlar içerisinde kalmıyor, özellikle Dicle ve Fırat Orta Doğu da yaşayan insanlara, kentlere de önemli bir su kaynağı teşkil ediyor. Dolayısıyla bu coğrafi özelliklerden ve genel olarak dünyadaki güneyden kuzeye yönelik bir hareketten bağımsız olarak İsrail'in saldırgan işgal politikalarını değerlendirmemek gerekir. Bu sadece İsrail'in politikası değil emperyalizmin, İngiltere ve ABD'nin ortak bir politikasıdır."