Rusya Lideri Putin hem Papadopulos'u hem de Denktaş'ı kızdırdı.
Kıbrıs sorununda Türk tarafına haksız uygulamalar yapıldığını ve bunun düzeltilmesi gerektiğini söyleyerek Rum tarafının tepkilerine neden oldu. Aynı Putin, Birleşmiş Milletler temelli Annan Planı'nın çözüm için bir yöntem olduğunu söyleyerek planı referans olarak önerdi.
Denktaş da haklı olarak burada patladı.
Annan Planı'na Evet diyen Türkler ile Hayır diyen Rumlar ortada iken bu planda ısrar etmenin mantıkla ne alakası olabilir di?
Putin bu açıklamaları Erdoğan'ın Moskova ziyareti sırasında yaptı.
Türk ve KKTC hükümetleri Putin'den dolaylı bir destek göreceğiz diye düşünürken Annan Planı'nın çöplükten çıkarılarak çözüm olarak sunulması biranda ortamı gerdi.
Rum Yönetiminin de kendi düşünsel ekseninde haklılık payı buluyordu. Tarihi dost Ruslar neden böyle davranmışlardı?
Tarihi süreç içerisinde Moskova ile Ortodoksluk zemininde müttefik olan Rumlar, Kıbrıs davalarında(!) kendilerine Rusya'nın yan çizmesini istemiyorlar. Papadopulos da yaptığı açıklamada Putin'in hangi argümanla ve hangi gerekçe ile Kuzey'den yana ağırlık koyduğunu sorguladı.
Lafın kısası Putin bir açıklama yaptı ve her iki tarafın da tepkisini aldı.
Putin'in bu son açıklaması Rusya'nın dünya görüşünü ve uluslararası algılamalarını da ele veriyor.
Putin, bölgesel ve global alanda siyasetini çizerken iki taraflı plan ortaya koymakta.
Terörün tanımında, Kafkas politikalarında ve Balkanlar'daki Ortodoksluk çizgisi dışanda Akdeniz'deki Kıbrıs sorununda da Moskova ikili bir tavır içinde.
Rumlar elde tutulmaya çalışılırken, onların karşısında yeralan Türkler de gözden çıkarılamıyor.
1960'lar sonrası Akdeniz politikasında Rusya sürekli ikili oynadı.
Zaman zaman Türkler'den yana, zaman zaman ABD karşısında Rumlar'dan yana tavırlar sergilendi.
Diplomatik müzakereler ve destek turları düzenlenirken de bu algılama daha komplike ve pragmatik bir yapı ortaya koyuyor.
Erdoğan'ın ziyareti ile Karamanlis'in ziyaretinde Rusya açısından pek bir fark yok.
Algılama belli, tutumlar aynı.
Rusya için Türkler de Rumlar da global amaç için birer araç.
Ortada sorun varsa aracı olanlar düşünmeli.
Kıbrıs sorununda Türk tarafına haksız uygulamalar yapıldığını ve bunun düzeltilmesi gerektiğini söyleyerek Rum tarafının tepkilerine neden oldu. Aynı Putin, Birleşmiş Milletler temelli Annan Planı'nın çözüm için bir yöntem olduğunu söyleyerek planı referans olarak önerdi.
Denktaş da haklı olarak burada patladı.
Annan Planı'na Evet diyen Türkler ile Hayır diyen Rumlar ortada iken bu planda ısrar etmenin mantıkla ne alakası olabilir di?
Putin bu açıklamaları Erdoğan'ın Moskova ziyareti sırasında yaptı.
Türk ve KKTC hükümetleri Putin'den dolaylı bir destek göreceğiz diye düşünürken Annan Planı'nın çöplükten çıkarılarak çözüm olarak sunulması biranda ortamı gerdi.
Rum Yönetiminin de kendi düşünsel ekseninde haklılık payı buluyordu. Tarihi dost Ruslar neden böyle davranmışlardı?
Tarihi süreç içerisinde Moskova ile Ortodoksluk zemininde müttefik olan Rumlar, Kıbrıs davalarında(!) kendilerine Rusya'nın yan çizmesini istemiyorlar. Papadopulos da yaptığı açıklamada Putin'in hangi argümanla ve hangi gerekçe ile Kuzey'den yana ağırlık koyduğunu sorguladı.
Lafın kısası Putin bir açıklama yaptı ve her iki tarafın da tepkisini aldı.
Putin'in bu son açıklaması Rusya'nın dünya görüşünü ve uluslararası algılamalarını da ele veriyor.
Putin, bölgesel ve global alanda siyasetini çizerken iki taraflı plan ortaya koymakta.
Terörün tanımında, Kafkas politikalarında ve Balkanlar'daki Ortodoksluk çizgisi dışanda Akdeniz'deki Kıbrıs sorununda da Moskova ikili bir tavır içinde.
Rumlar elde tutulmaya çalışılırken, onların karşısında yeralan Türkler de gözden çıkarılamıyor.
1960'lar sonrası Akdeniz politikasında Rusya sürekli ikili oynadı.
Zaman zaman Türkler'den yana, zaman zaman ABD karşısında Rumlar'dan yana tavırlar sergilendi.
Diplomatik müzakereler ve destek turları düzenlenirken de bu algılama daha komplike ve pragmatik bir yapı ortaya koyuyor.
Erdoğan'ın ziyareti ile Karamanlis'in ziyaretinde Rusya açısından pek bir fark yok.
Algılama belli, tutumlar aynı.
Rusya için Türkler de Rumlar da global amaç için birer araç.
Ortada sorun varsa aracı olanlar düşünmeli.
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005