logo
25 NİSAN 2024

Samsun tarihinde yeni keşif

Arkeolog ve Sanat Tarihçisi Emine Yılmaz, Samsun'daki Ordu Köyü Kalesi'nde bulunan yoğunlukta seramik ürün veren başka bir yerleşke henüz tespit edilmediğini, kalede bulunan seramiklerin bölgeyi 13.-14.yy. seramik sanatı ürünü temsilcisi yapabileceğini söyledi.
13.05.2022 15:43:00
Samsun tarihinde yeni keşif
Samsun tarihinde yeni keşif
Arkeolog ve Sanat Tarihçisi Emine Yılmaz, Samsun'daki Ordu Köyü Kalesi'nde bulunan yoğunlukta seramik ürün veren başka bir yerleşke henüz tespit edilmediğini, kalede bulunan seramiklerin bölgeyi 13.-14.yy. seramik sanatı ürünü temsilcisi yapabileceğini söyledi.
Müzeler Günü etkinlikleri kapsamında Samsun Müze Müdürlüğü tarafından Ondokuz Mayıs Üniversitesi Arkeoloji Bölümü ile Sanat Tarihi Bölümü'nün katkılarıyla seminer düzenlendi. Gazi İl Halk Kütüphanesi'nde düzenlenen seminer öncesi konuşan Samsun Müze Müdürü Kenan Sürül, '18 Mayıs Müzeler Günü kapsamında ilimizde gerçekleştirilen etkinlikler çerçevesinde Gazi İl Halk Kütüphanesi'nde Ondokuz Mayıs Üniversitesi Arkeoloji Bölümü ile Sanat Tarihi Bölümü'yle ortak çalışmamız olan sempozyumu gerçekleştirdik. Bu çalışmada ilgili hocalar kendi alanlarında yaptıkları çalışmalar hakkında bilgilendirmede bulundular. Müzeler Haftası kapsamında etkinliklerimiz 1 hafta boyunca devam edecek' dedi.

'Kazılarda insan tasvirli 'figürlü seramik' bulundu'
Yapılan kazılarda çıkartılan eserler hakkında bilgi veren Emine Yılmaz, 'Figürlü seramik; seramik parçaları içerisinde en kayda değer örneklerden birisi doğu surun ortaya çıkarılması çalışmaları esnasında ele geçen sgroffito tekniğinde yapılmış insan tasvirli parçadır. Kökü Uygur minyatürlerine kadar giden sigrofitto tekniğindeki insan figürlü sırlı seramik kap parçası Anadolu Selçuklu çini-seramik atölyeleri ürünleri ile benzerlik gösteren özelliğiyle figürlü tasvir geleneği adına belirleyicidir. Burundan alt kısmı mevcut olmayan tasvirde yüz hatları itibarıyla Uygur üslubu özellikleri görülmektedir. Hafif sağa dönük yuvarlak hatlı yüz, burun hattıyla birleşen yay gibi hafif kavisli kaş, badem göz, gözaltında ben ve başını çevreleyen soylu olduğunun göstergesi dilimli başlık ile oldukça dikkat çekici bir örnektir. Çok benzer bir örneği Ahlat kazılarında ele geçmiştir. Figür yüz hatları itibari ile Uygur insanı tipindedir ve Büyük Selçuklu ile devamcısı olan devletlerin sınırlarında görülen insan tasvirleriyle uyumludur. Anadolu Selçuklu devrinde insan tasvirlerinin ağırlıklı olarak köşk ve saraylarda kullanılan çinilerde kullanıldığı bilinmektedir. Son yıllarda Anadolu'nun farklı yerlerinde yapılan kazılar veya tesadüfi buluntularda Anadolu Selçuklu seramik ve çini üretim merkezlerinin bilinenin aksine daha fazla ve yaygın olduğu, özgün ürünler verdiği görülmüştür. Adıyaman- Samsat ve Eski Kâhta, Alacahöyük Kalehisar, Mersin Yumuktepe, Elazığ Korucutepe, Antakya, Beyşehir Kubadabad Sarayı ve Ahlat kazılarında Ordu Köyü Kalesi ile çağdaş ve ağırlıklı olarak 12.-13. Yüzyıla tarihlendirilebilecek seramikler bulunmuştur' dedi.

'Çıkartılan eserler bölgeyi 13.-14.yy. seramik sanatı ürünü temsilcisi yapacak konumda'
Kale kalıntılarında bulunan eserlerin detaylarına ilişkin bilgi veren Yılmaz, 'Ordu Köy Kalesi'nde yapılan kurtarma kazılarında çok sayıda sırlı ve sırsız seramik ile az sayıda çini parçası ele geçmiştir. Çini parçasına rastlanması alanda önemli bir yapı olduğunun işaretçisidir. Muhtemelen kale içerisinde Tacüddinoğulları Beylerinin konutu ve idare merkezleri de bulunmaktadır. Ele geçen ok ucu, mızrak ucu, taş gülle, sapan taşları, aşık oyun kemikleri, taş aletler, çini, şamdan gibi günlük kullanım eşyalarına ait seramik parçaları hiç de küçümsenmeyecek veriler elde edilmesini sağlamıştır. Seramik ürünlerdeki zenginlik ve sırlı seramik yoğunluğu bu konuda çalışma yapanlara yeni bir alan doğurmuştur. Yapılacak çalışmalar, ikonografik değerlendirmeler ve tasnif neticesinde, seramik ile çininin üretiminde bölgenin yeri ya da üretim yerleriyle ilişkileri konusunda kapsamlı bir fikir elde edilecektir. Seramiklerde kırmızı ve beyaz hamur kullanıldığı ve kilde kalitenin varlığı hissedilmektedir. Kazı esnasında ele geçen farklı tekniklerdeki çok sayıda sırlı ve sırsız seramik ile az sayıdaki çini parçası bölgeyi 13.-14.yy. seramik sanatı ürünü temsilcisi yapacak konumdadır. Çünkü bu yoğunlukta seramik ürün veren başka bir yerleşke henüz tespit edilmemiştir' diye konuştu.

'Bölgede 'tamgalı seramik' de bulundu'
Tamgalı seramik hakkında da bilgilendirmede bulunan Arkeolog ve Sanat Tarihçisi Emine Yılmaz, şunları söyledi:
'Kazıda ele geçen iki seramik parçası belge değeri taşıması nedeniyle önemlidir. Bunlardan ilki batı sur duvarındaki 1. kule alanında çıkan pişmiş toprak kaseye ait dip parçasının iç kısmının merkezine yerleştirilmiş olan ve doğanın döngüsünü, yaratana geri dönüşü ifade eden ve günümüzde hala çark-1 felek motifi ile birlikte mimari, el sanatları ve mezar taşlarında kullanılan Oz Tamgası ve 24 Oğuz Boyu'ndan Alkaevli Boyu'na ait Tamga Tacüddinoğulları ile ilgili bilinmeyenlere ışık tutacaktır. Oz Tamgası dünyanın farklı yerlerinde pek çok medeniyet tarafından kullanılmış bir sembol olmakla birlikte sürekliliğin Türklerin yaşadığı bölgelerde kendini hissettirdiği görülmektedir. 24 Oğuz Boyu'ndan Bozok Kolu'nun Günhanoğulları'ndan biri olan Alkaevli (Alkarevli) Boyu ile ilgili bilinenler oldukça kısıtlı olmakla birlikte, son yıllarda yapılan çalışmalar bu boyun menşei ve hareket alanları ile ilgili bilgi sunmaktadır. Bu çalışmalarda Alkaevli Boyu'nun menşei Türkmenistan olarak gösterilmektedir. Orta Asya'da yaşayan Oğuz-Türkmen boyları, Moğol istilasının ardından göç etmeye başlamış olup, önemli bir grup da Halep'e yerleşmiş, 13. yüzyıldan sonra ise yeni bir göç hareketiyle Anadolu'ya girilerek Sivas'ta iskan olmuş ve kendilerini Elbeğli/İlbeğli olarak tanıtmışlardır.'

Ordu Köyü
Ordu Köyü Sarıyer mevkisinde bulunan kale, Yeşilırmak Nehri'ne bakan ve çevreye hakim bir tepe özelliği göstermekte. Üzerindeki ağaçlar ve bitki örtüsü nedeniyle kalıntılar pek gözükmemekte. Bugünkü haliyle yer yer düzleşmiş ekili bir arazi konumunda. Kaleye ait en önemli kalıntı, nehir tarafına doğru doğru uzanan ve 'L' şeklinde olan büyük bir duvar. Bu duvarın başlangıcında ağaçlar ve bitki örtüsüyle kaplı kısımda giriş kapısına ait olduğu düşünülen karşılıklı iki duvar kalıntısı yer almakta. Yine bu sur duvarının devamında arka duvarları bitişik ve cepheleri nehre açık sıralı odalar şeklinde duvar kalıntılarının olduğu ve bunların önceki yıllarda yıkıldığı öğrenildi. Kalenin ortasında bir sarnıç bulunduğu ve bunun içinin toprakla doldurularak yerinin belirsiz hale getirildiği öğrenildi.
Seminerde ayrıca OMÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Kasım Oyarçın'da kendi çalışmaları hakkında bilgi verdi.İHA
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
31 Mart sonrası anketi
CHP yine birinci parti mi?
14 yaşındaki katil zanlısı tutuklandı
4 yaşındaki Sultan vahşice öldürüldü
Kınalı kuzular dedelerinin yolunda yürüdü
"Dedeciğim ben geldim"
Atatürk'ün Anzak annelerine yazdığı mektup okundu
Anzak Koyu'nda Şafak Ayini
Polisin alkollü sürücü ile imtihanı
44. seferde üflemeyi başardı
' Saray'la müzakere edilmez, mücadele edilir'
Zamanlaması manidar uyarı
Kameranın âlâsı üretildi
Ambargolar ASELSAN'ı kamçıladı
Vergi böyle toplanmaz
Eski Bakan Çelebi'den sert eleştiriler
'Tüm Almanya seçimdeki büyük başarınızı biliyor'
Steinmeier, Yavaş'a böyle dedi
Trabzonspor'un eski başkanı vefat etti
Evinde ölü bulundu
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
31 Mart sonrası anketi
CHP yine birinci parti mi?
14 yaşındaki katil zanlısı tutuklandı
4 yaşındaki Sultan vahşice öldürüldü
Kınalı kuzular dedelerinin yolunda yürüdü
"Dedeciğim ben geldim"
Atatürk'ün Anzak annelerine yazdığı mektup okundu
Anzak Koyu'nda Şafak Ayini
Polisin alkollü sürücü ile imtihanı
44. seferde üflemeyi başardı
' Saray'la müzakere edilmez, mücadele edilir'
Zamanlaması manidar uyarı
Kameranın âlâsı üretildi
Ambargolar ASELSAN'ı kamçıladı
Vergi böyle toplanmaz
Eski Bakan Çelebi'den sert eleştiriler
'Tüm Almanya seçimdeki büyük başarınızı biliyor'
Steinmeier, Yavaş'a böyle dedi
Trabzonspor'un eski başkanı vefat etti
Evinde ölü bulundu
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın

Çorlu tren kazası duruşması başladı

Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 25 kişinin hayatını kaybettiği tren kazasının duruşması başladı
25.04.2024 10:48:00
İhlas Haber Ajansı
Çorlu tren kazası duruşması başladı
Çorlu tren kazası duruşması başladı
Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 25 kişinin hayatını kaybettiği tren kazasının duruşması başladı.



Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 2018'de 25 kişinin hayatını kaybettiği, 340 kişinin yaralandığı tren kazasına ilişkin davanın duruşması başladı. Kazada hayatını kaybeden vatandaşların yakınları şehirde yürüyüş yaparak duruşmanın görüleceği Çorlu Halk Eğitim Merkezindeki mahkeme salonuna giriş yaptı.


Uzmanından 'Çöl tozu' açıklaması

 Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Kansu, risk gruplarına ilişkin konuşurken çöl tozuna karşı toplumda dikkat edilmesi gerekenleri sıraladı.
25.04.2024 10:42:00
İhlas Haber Ajansı
Uzmanından 'Çöl tozu' açıklaması
Uzmanından 'Çöl tozu' açıklaması
Afrika üzerinden gelen çöl tozları ve sıcak hava dalgası Türkiye'de etkili olurken Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Kansu, 'Çocuklar, alerjisi ve astımı olanlar, KOAH'lılar, yaşlılar daha fazla risk altında. Partiküllerin içinde kimyasallar da var, ileriye dönük kronik, nörolojik hastalıklar açısından etkiler oluşturduğu gösterilmiş. Solunum semptomları olan hastalar acillere artan şikayetlerle, atak dediğimiz tabloyla geliyor. 'Neden olduk' diyorlar. Dışarıda geçireceğimiz vakti azaltalım, maskeyle çıkalım, aldığımız sebze meyveleri bol suyla yıkamaya çalışalım' dedi.

Afrika üzerinden gelen çöl tozları ve sıcak hava dalgası Türkiye'de etkili oluyor. Rüzgar ile birlikte gelen toz, Yunanistan'ın başkenti Atina'yı turuncuya boyarken uzmanlar, tozun birkaç gün daha Türkiye'yi etkilemeye devam edeceğini belirtti. Meteoroloji Genel Müdürlüğü toz taşınımına yönelik uyarılar yaparken uzmanlar, insan sağlığına etkisine yönelik bilgi verdi. Medipol Mega Üniversite Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Kansu, risk gruplarına ilişkin konuşurken çöl tozuna karşı toplumda dikkat edilmesi gerekenleri sıraladı.

'Çocuklar, alerjisi, astımı olanlar, KOAH'lılar ve yaşlılar daha fazla risk altında'

Havadaki tozun vücudun birçok noktasını etkilediğini ifade eden Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Kansu, 'Kışı biraz zor geçirdik özellikle viral hastalıklarımız çok fazlaydı, o dönemi şu an biraz kapattık, biraz alerjenler ortaya çıkmıştı. Bahar erken geldi, mart ayında çiçekler, polenler alerji mevsimi derken bugünlerde sabahları uyanıyoruz, arabalarımızın üstü çamur şeklinde. Sahra Çölleri'nden gelen dünyanın döngüsünde olan şeyler bunlar, ülkemize, şehirlerimize ulaşan kum fırtınasıyla ortaya çıkmış bir toz bulutu var. Bunlar mikro küçük partiküller şeklinde havada şu anda uçuşuyorlar. Bunları soluyoruz, belli bir mikro partikülün altındakilerin de akciğerimizin en küçük hava keseciklerine kadar ulaştığını biliyoruz. Bu da bizim solunum yolu şikayetlerimizi artırıyor. Bir; çocukları söylemek lazım, ikincisi alerjisi ve astımı olanlar, üçüncü grup olarak KOAH'lı, dördüncü yaşlı grubumuzu saymamız lazım. 4 grubun bugünlerde dışarıdaki bu etkene maruz kaldığında doğacak sonuçları daha fazla. Hepimiz maruz kalıyoruz ama saydığımız 4 grup daha fazla risk altında. Sadece akciğer için de bir etki oluşturmuyor şu an cildimizde; yüzümüzde, elimizde, saçımızda hissediyoruz. Etrafta uçuştuğu için göz bölümüne gelen hasta sayımızda bir artış var, solunum yoluyla ilgili ciddi manada artan bir şey var. Bu tozların içinde sadece kum taneleri, toz değil kimyasallar da var. Onların ileriye dönük kronik, nörolojik hastalıklar açısından da etkiler oluşturduğu dünyada gösterilmiş. Evimizde sinekliklerimiz vardır, partikülleri, polenleri, böcekleri, uzaklaştıracak şekilde, az düzeyde olsa bile geçişini engeller ama 'Penceremizi çok açalım, havalandıralım' gibi durumları en azından şu bir hafta için biraz azaltmamamız gerekiyor. Çok acil, olağanüstü bir durum yoksa bu grubun özellikle dışarıda çok vakit geçirmemesini hatırlatmak lazım' dedi.

'Hastalar artan şikayetlerle, atak dediğimiz tabloyla geliyor'

Toza karşı maske kullanımına yönelik konuşan Dr. Öğr. Üyesi Kansu, 'Özellikle kronik grubun kullanması şart, en basit cerrahi maske dediğimiz pandemide kullandığımız maske ile başlanabilir ama bu belli partikülün altını tutmayacaktır. İmkanı olanların özellikle bu saydığımız risk faktöründeki kişilerin 3M maskeleri kullanmalarını hatırlatabiliriz. Bu günlerde göğüs hastalıkları ya da acillere solunum semptomları olan hastalar, alerji, astım geçmişi olan hastalarımız kum fırtınası, partiküller sebebiyle artan şikayetlerle, atak dediğimiz tabloyla karşımıza geliyor. Neler var; öksürük, hırıltı, gece solunum şikayetleri, bir miktar ateş, nefes darlığı şeklinde bu hastalar acile ya da göğüs hastalıklarına geliyorlar. 'Neden olduk, ne değişti' diyorlar, farkına değiller. Alerjenlerin bu günlerde etkisi var ama son 2 haftadır bu kum fırtınasının bu alerji, astım, KOAH olan hastalarda biraz daha solunum semptomlarını kötüleştirdiğini, acile getirdiğini biliyoruz. Meteoroloji açısından takip etmemiz lazım, uzmanların görüşünü dinleyeceğiz, bu hafta akışının süreceğini biliyoruz. Boğazımızda bir gıcık hissi sadece bu saydığımız risk grubu değil şu anda hepimizde var. Cildimizde bir kuruluk hissi var. Birincisi dışarıda geçireceğimiz vakti biraz azaltalım, ikincisi pencerelerimizi çok açmayalım, üçüncüsü maskeyle çıkalım, dördüncüsü eve geldiğimizde lütfen bir duş alalım, üstümüzü değiştirelim. Beşincisi sıvı tüketimi, bol su içmeye çalışalım çünkü o sinüslerimiz, bronşlarımız, burnumuzun içinde de birikiyor bize gıcık hissi de yapıyor. Bu sadece bedenimize aldığımız bir şey değil, şu an da her yere arabamızın üzerine düştüğü gibi tarladaki ekinlere, mahsullere, sebze, meyvelere de düşüyor. Eve aldığımız, pazardan getirdiğimiz sebze meyveleri bol suyla yıkamaya çalışalım" şeklinde konuştu.

Gar katliamı davasında mütalaa açıklandı

Yargıtay’ın bozma kararı sonrası tekrar görülen terör örgütü DEAŞ’ın Ankara Garı önünde 10 Ekim 2015’te düzenlediği ve 101 kişinin öldüğü saldırıyla ilgili 10’u tutuklu 26 sanığın yargılandığı davada esas hakkındaki mütalaa açıklandı.
25.04.2024 09:41:00
İhlas Haber Ajansı
Gar katliamı davasında mütalaa açıklandı
Gar katliamı davasında mütalaa açıklandı
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya tutuklu sanıklar bulundukları cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılırken, taraf avukatları salonda hazır bulundu.

Avukatlar, kovuşturmanın genişletilmesini ve terör saldırısından önce ihmali bulunan kamu görevlileri hakkındaki belgelerin mahkemece değerlendirilmesini talep etti.

Beyanların ardından esas hakkındaki görüşünü açıklayan savcı, sanık Erman Ekici'nin "anayasal düzeni ihlal" suçundan 1, "101 kişiyi kasten öldürme" suçundan da 101 kez olmak üzere toplam 102 kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını talep etti.

Ekici'nin 379 kişiyi kasten öldürmeye teşebbüs suçundan da 6 bin 822 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep eden savcı, diğer sanıklar Abdülmubtalip Demir, Talha Güneş, Metin Akaltın, Yakub Şahin, Hakan Şahin, Halil İbrahim Alçay, Resul Demir, Hacı Ali Durmaz ve Hüseyin Tunç için de "kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis talebinde bulundu.

Söz alan sanık Ekici, savunmasını hazırlamak için süre talep etti.

Mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların mevcut hallerinin devamına hükmederek, duruşmayı 26 Haziran'a erteledi.

Grip vakaları arttı, servisler doldu

Trabzon'da havaların son günlerde bir sıcak bir serin seyretmesi ile birlikte gribal enfeksiyonların artış gösterdiği ve geçtiğimiz yıl Eylül ayından beri aktif olan grip salgının sürdüğü belirtildi.
25.04.2024 09:12:00
İhlas Haber Ajansı
Grip vakaları arttı, servisler doldu
Grip vakaları arttı, servisler doldu
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gürdal Yılmaz, 'Influenza salgını bir türlü bitmedi; Eylül ayında başlayan salgın halen devam etmekte' dedi.

Bugünlerde havaların değişkenlik göstermesi ile enfeksiyonların da arttırdığını kaydeden Yılmaz, 'Hava değişimleri zamanı enfeksiyonların en yoğun olduğu zamanlardır. Şu anda hava değişimi zamanı olduğu için enfeksiyon hastalıkları servisinde yer bulamıyoruz. Bu değişim ile birlikte her türlü enfeksiyon karşımıza çıkıyor. Influenza salgını bir türlü bitmedi; Eylül ayında başlayan salgın halen devam etmekte. Yazın inşallah olmayacağını düşünüyoruz. Koronavirüs kışın da vardı ancak Influenza'nın altında kaldı. Influenza daha ön planda karşımıza çıktı. Koronavirüs'ü yine göreceğiz ancak daha az karşılaşacağız diye düşünüyorum. Hijyen kurallarına uyulması gerekiyor, hasta olan kişi ile temasta bulunmamak gerekiyor, hasta olan kişinin maske kullanması gerekiyor. Artık dünya çok küçüldü seyahatlerin kolaylaşması ile birlikte. Hemen her yerde insan olabiliyor. Türkiye'den Çin'e giden de var, Çin'den Türkiye'ye gelenler de. Virüs çok kolaylıkla yayılabiliyor. Dünya genelinde değişik virüsler ile karşı karşıya kalınabiliyor ama toplum içinde belli bir bağışıklık oluştuğu için önceki kadar yayılmıyor, yayılanlar da o seviyede azalıyor ve kayboluyor' diye konuştu.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.