Cumhurbaşkanı Sayın Ahmet Necdet Sezer bugün İsrail'de olacak. Hiç kimse çıkıp da 'Sezer İsrail'e gitmesin' demedi. Oysa aynı Sezer bir yıl önce Şam'a gittiğinde bazıları küplere binmişti. Hatta dönemin ABD Ankara Büyükelçisi Edilman diplomasi kurallarının sınırlarını aşarak 'Sezer Şam gitmesin' diyecek kadar ileri gitmişti.Ama Sayın Cumhurbaşkanı Suriye'ye gitti ve çok büyük bir coşku ve sevgi ile karşılanmıştı. Suriyeliler Türkçe yazılmış pankratlarla Sayın Cumhurbaşkanı'nı karşıladı.Bu pankartların birinde 'Seni Seviyoruz Onurlu Başkan' yazılıyordu.Suriyeliler, Amerikan ve İsrail baskılarına rağmen Sezer'in Şam ziyaretinden çok mutluydu.Sayın Sezer de benim izlediğim o ziyaretten çok mutlu bir şekilde dönmüştü.Peki Sezer'in Suriye ziyaretine karşı çıkanlar acaba bunu neden yapmıştı?Sayın Cumhurbaşkanı, Suriye'ye gidip ABD ve İsrail'e karşı bir pakt kurmadı. Ya da 'gelin bunlara karşı savaşalım' demedi.Tam tersine Sayın Cumhurbaşkanı, Suriye'nin genç lideri ile samimi bir ortamda dostluğu ve bölgesel barış ile güvenliği konuşmuştu.Beşşar Esad ise Sayın Cumhurbaşkanı'na ve Türkiye'ye her konuda güvendiğini ve bölgesel barış için Türkiyenin rolünü desteklediğini söylemişti.İsrail ise her vesilede Türkiye'nin böylesi çabasına ve rolüne karşı olduğunu ilan etti.Durum böyle iken şimdi ben 'Sayın Cumhurbaşkanı İsrail'e gitmeli' diyorum.Gitmeli ki, İsrail'in Filistin halkına yönelik günlük insanlık dışı uygulamalarını görebilsin.Sayın Cumhurbaşkanı 39 yıldır işgal altında yaşayan Filistinlilerin neler çektiklerini yakından görerek yaşayacaktır.Hatta izin verseler de İsrail'in sahip olduğu ve tüm İslam ülkelerini vurabilecek kapasitedeki 500 kadar nükleer, kimyasal ve biyolojik bombalarla yüklü füzelerini görebilseydi.Sayın Cumhurbaşaknı İsrail'lilere '39 yıldır işgal altında tuttuğu Filistin, Suriye ve Lübnan topraklarından neden çekilmiyorsunuz' diye sormalıdır.Hukuka ve insani değerlere bağlılığı bilinen Sayın Cumhurbaşkanı Sezer gidip İsrail cezaevlerinde her türlü işkenceye maruz kalan 12 bin Filistinli'yi de ziyaret etmelidir.Elbette İsrail yöneticileri bunların çoğuna izin vermeyecek ve Sayın Cumhurbaşkanı'nın birçok sorusunu yanıtsız bırakacak.Filistin ve bölge barışını istemeyen İsrail'dir.Ulusul ve uluslararası hukuka bağlılığı ve saygısı olan Sayın Cumhurbaşkanı bunu herkesten çok daha iyi bilmektedir.İsrail, şimdiye kadar en az 75 BM kararını uygulamamıştır. Mart 2004'te Hamas lideri Şeyh Ahmet Yasin'in öldürülmesinden sonra Başbakan Erdoğan'ın söylediği gibi 'İsrail terörist bir ülkedir.'Yine 2001'de Cenin'de gerçekleştirdiği katliamlarla İsrail, dönemin başbakanı Ecevit'in dediği gibi 'Filistin halkına yönelik soykırım uygulamaktadır.' İsrail'in bu tavır ve davranışları birçok uluslararası ve bölgesel toplantılarda tescil edilmiş ve kınanmıştır. Ancak süper güç ABD'nin ve Washington'daki Neo-Con'ların mutlak desteğine sahip olan İsrail ne Filistinlilerle ne de Araplarla barış istemiyor ve istemez.Barış, İsrail'in varlığı için en büyük tehlikedir.1948'de ABD tarafından Filistin toprağı üzerinde kurdurulan İsrail'e dünyanın dört bir yanından Yahudiler taşındı ve taşınıyor.Ve Yahudiler 'Büyük İsrail Devleti' hayali ile kandırılarak ya da inanarak geliyor.Büyük İsrail devleti ise şu andaki Filistin toprakları ile Suriye'nin Golan bölgesini de kapsamaktadır.Yani İsrail bu topraklardan çekilmeyecektir.Çekilirse de bu kez Büyük İsrail ideolojisi çöker ve diğer ülkelerdeki Yahudiler gelmez olur.Gelenler de 'boş bir hayal uğruna yaşadıkları ülkelerden geldiklerini düşünerek' geri döner. O zaman da ABD ve Avrupa'daki Yahudi lobi örgütlerinin varlık nedeni ve dolayısıyla gücü ortadan kalkar.Hüsnü Mahalli/ Akşam
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.