İnsanı, çalışan, üreten ve tüketen bir makine olarak telakki eden ve bunun dışındaki tüm hislerini maddenin tezahürü olarak kabul eden bu anlayış, insana istediğini verebilmiş midir? Elbette hayır?
Sistemi ayakta tutmak için bir araç olan insan, sistemi eleştirmek hakkına bile sahip değildir. Nitekim Rusya'da Marksist- Leninist düzeni eleştirdikleri için milyonlarca insanın tutuklandığı ve işkence gördüğü tarihi bir vakıadır.Öte yandan "sınıflar arası kavga" mantığı ile topluma huzur getirmenin mümkün olmayacağı ortadadır. İşçi ile işveren arasındaki, kavga kapitalist sistemin kendi problemidir. Kapitalist sistemde işçi fakirdir ve ezilmektedir. Sosyalizm buna cevap olarak, "madem işçi sınıfı eziliyor; öyleyse herkes ezilsin, işveren de fakirleşsin" demiştir. Gelir dağılımındaki adaletsizlik bir tarafta; diğer tarafta ise fakirlikte eşitlik anlayışı? Her iki şıkta da işçi her zaman fakir kalmıştır, ezilmiştir. Milli Devlet ise, varlıkta adalet anlayışını getirmektedir. Yani hem işçi, zenginleşecek, isterse işveren olabilecek kimseye muhtaç olmadan hayatını ikame edeceği bir gelire malik olacak; hem de işveren dün kazandığından daha fazla kazanacak. İşçi ve işveren arasında oluşacak uyum sürekli büyüme için gerekli olan hem tüketim hem de üretim artışını sağlayacaktır. Bir başka önemli nokta ise, Marksist düşüncenin "aile kavramı"na da şiddetle karşı çıkmasıdır. Gerçek şu ki, milletlerin varlığını sürdürmesi için gerekli olan üç unsurdan biri de, sağlam bir aile yapısına sahip olmasıdır. Ailenin olmadığı yerde, daha büyük bir aile olan milletin olması da beklenemez. Ailenin olmadığı yerde millet değil, "sürü haline getirilmiş yığın"lar olur. Milli Devleti, diğer sistemlerle kıyaslanmayacak kadar farklı bir noktaya taşıyan, tezin gayesine ve merkezine "insanın konulması"dır. 'İnsanı tanıma' gerçeğiyle sağlanacak bir devlet anlayışı, Milli Devlet modeli ile hayata geçirilmektedir. İnsan yaratılmış olan bütün varlıklardan farklıdır. Onda var olan kabiliyetler, kainatta olan her şeye şekil verme ve onlardan istifade etme şansını insana sunmaktadır. İnsan gönüldür. İç dünyasında birbiri ile zıt duygular taşımaktadır. Her hangi bir olay karşısında insanların hepsi birbirinden farklı davranışlar ortaya koyabilir. İnsan kendi hayatı içerisinde dahi büyük bir değişim içerisindedir.
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET İÇİN NE DEDİLER
Ahmet Kaşamoğlu / Azerbaycan Bilimler akademisiDünyayı bu tezle daha iyi yönetmek mümkünBurada mukayese için soruyorum, Prof. Dr. Haydar Baş'ın üstünlüğü nerededir? Sosyalizm ve Kapitalizm sistemlerinin esas dayanakları olan esas membaları olan teorileri bir gözden geçirelim. Kapitalist sistemin ve Sosyalist sistemin dayandığı teorilerin her biri, kısa bir zamanda yer almış ve ikisi de filozoflar ve siyasetçiler tarafından ortaya konulmuş bir iddialardır. Ayrıca bu iddiaların ortaya konuluş tarihi çok da uzun bir zaman değildir. Sosyalizm hangi teori üzerine dayanmıştır? Sosyalizm sistemini incelediğiniz zaman şunu görürsünüz. Sosyalizm, maddiyat bir teori, materyalist dünya görüşüne dayanan bir teoridir. Şimdi artık üniversite öğrencileri bile bu teorileri inceleyip, okudukları zaman, bu teoride çok gülünç şeylerin bulunduğunu ifade etmektedirler. Kapitalist sitemde ise merkezde duran paradır. Ve Bu teorilerde ve eserlerde yer almış bir şeydir. "Sosyal Devlet Milli Devlet" ve "Milli Ekonomi Modeli" kitaplarının özü nereye dayanmaktadır diye düşünürsek şunu görmekteyiz. Prof. Dr. Haydar Baş'ın bu kitapları insanlık tarihine dayanır ve insanlık kültürüne dayanmaktadır. Bu kongre dünyanın her yanında kan döküldüğü bir zamanda dünyayı daha iyi yönetmek mümkün demenin adıdır.
Sistemi ayakta tutmak için bir araç olan insan, sistemi eleştirmek hakkına bile sahip değildir. Nitekim Rusya'da Marksist- Leninist düzeni eleştirdikleri için milyonlarca insanın tutuklandığı ve işkence gördüğü tarihi bir vakıadır.Öte yandan "sınıflar arası kavga" mantığı ile topluma huzur getirmenin mümkün olmayacağı ortadadır. İşçi ile işveren arasındaki, kavga kapitalist sistemin kendi problemidir. Kapitalist sistemde işçi fakirdir ve ezilmektedir. Sosyalizm buna cevap olarak, "madem işçi sınıfı eziliyor; öyleyse herkes ezilsin, işveren de fakirleşsin" demiştir. Gelir dağılımındaki adaletsizlik bir tarafta; diğer tarafta ise fakirlikte eşitlik anlayışı? Her iki şıkta da işçi her zaman fakir kalmıştır, ezilmiştir. Milli Devlet ise, varlıkta adalet anlayışını getirmektedir. Yani hem işçi, zenginleşecek, isterse işveren olabilecek kimseye muhtaç olmadan hayatını ikame edeceği bir gelire malik olacak; hem de işveren dün kazandığından daha fazla kazanacak. İşçi ve işveren arasında oluşacak uyum sürekli büyüme için gerekli olan hem tüketim hem de üretim artışını sağlayacaktır. Bir başka önemli nokta ise, Marksist düşüncenin "aile kavramı"na da şiddetle karşı çıkmasıdır. Gerçek şu ki, milletlerin varlığını sürdürmesi için gerekli olan üç unsurdan biri de, sağlam bir aile yapısına sahip olmasıdır. Ailenin olmadığı yerde, daha büyük bir aile olan milletin olması da beklenemez. Ailenin olmadığı yerde millet değil, "sürü haline getirilmiş yığın"lar olur. Milli Devleti, diğer sistemlerle kıyaslanmayacak kadar farklı bir noktaya taşıyan, tezin gayesine ve merkezine "insanın konulması"dır. 'İnsanı tanıma' gerçeğiyle sağlanacak bir devlet anlayışı, Milli Devlet modeli ile hayata geçirilmektedir. İnsan yaratılmış olan bütün varlıklardan farklıdır. Onda var olan kabiliyetler, kainatta olan her şeye şekil verme ve onlardan istifade etme şansını insana sunmaktadır. İnsan gönüldür. İç dünyasında birbiri ile zıt duygular taşımaktadır. Her hangi bir olay karşısında insanların hepsi birbirinden farklı davranışlar ortaya koyabilir. İnsan kendi hayatı içerisinde dahi büyük bir değişim içerisindedir.
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET İÇİN NE DEDİLER
Ahmet Kaşamoğlu / Azerbaycan Bilimler akademisiDünyayı bu tezle daha iyi yönetmek mümkünBurada mukayese için soruyorum, Prof. Dr. Haydar Baş'ın üstünlüğü nerededir? Sosyalizm ve Kapitalizm sistemlerinin esas dayanakları olan esas membaları olan teorileri bir gözden geçirelim. Kapitalist sistemin ve Sosyalist sistemin dayandığı teorilerin her biri, kısa bir zamanda yer almış ve ikisi de filozoflar ve siyasetçiler tarafından ortaya konulmuş bir iddialardır. Ayrıca bu iddiaların ortaya konuluş tarihi çok da uzun bir zaman değildir. Sosyalizm hangi teori üzerine dayanmıştır? Sosyalizm sistemini incelediğiniz zaman şunu görürsünüz. Sosyalizm, maddiyat bir teori, materyalist dünya görüşüne dayanan bir teoridir. Şimdi artık üniversite öğrencileri bile bu teorileri inceleyip, okudukları zaman, bu teoride çok gülünç şeylerin bulunduğunu ifade etmektedirler. Kapitalist sitemde ise merkezde duran paradır. Ve Bu teorilerde ve eserlerde yer almış bir şeydir. "Sosyal Devlet Milli Devlet" ve "Milli Ekonomi Modeli" kitaplarının özü nereye dayanmaktadır diye düşünürsek şunu görmekteyiz. Prof. Dr. Haydar Baş'ın bu kitapları insanlık tarihine dayanır ve insanlık kültürüne dayanmaktadır. Bu kongre dünyanın her yanında kan döküldüğü bir zamanda dünyayı daha iyi yönetmek mümkün demenin adıdır.