‘Size takva yolunu tavsiye ederim’
Ölüm hali yaklaştığı zaman, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Allah size sağlık versin. Esirgesin. Yardım etsin. Size takva yolunu tavsiye ederim. Allah-ü Teâlâ’nın varlığına yönelmenizi tavsiye ederim”
15.12.2023 10:06:00
Hakan Akkuş
Hakan Akkuş
İmam Gazali Hazretleri şöyle anlatıyor:
Benî İsrail soyundan biri vardı. Hayli mal toplamıştı. Öleceğini sezince, çocuklarına şöyle dedi: "Mallarımı, sınıf sınıf getirin, görmek isterim."
Bunun üzerine çocukları; at, deve ve köle cinsinden hayli şeyler getirdi. Bunlara baktı, ayrılacağı için hasret çekip ağladı. Azrail onun bu halini görünce, şöyle dedi: "Seni şimdiye kadar serbest ve rahat bırakan Allah'a yemin ederim ki, ruhunu alacağım şu ana kadar, senin yanından hiç ayrılmadım. Niçin bu ağlamak? Neden şimdi başladı? Daha önce tedbir alsaydın, şimdi böyle ağlamayacaktın."
Adam, bu malları dağıtmak için mühlet talebinde bulununca şu karşılığı aldı: "Senin için mühlet kalmadı. Ecelin gelmeden önce bu talepte bulunsaydın, olmaz mıydı?" Ve o anda ruhunu aldı.
Peygamber Efendimizin hayatında ve vefatında bizim için alınacak ibretli çok şeyler vardır. O, bu âlemden göç edip gittikten sonra, başkası için burada devamlı kalma ümidi hiç olmaz.
"Sen öleceksin, onlar ebedî burada kalacak öyle mi?" (Enbiya, 34) ayet-i kerimesi de anlatmak istediğimiz manayı ifade eder.
Sonra, şu ayet-i kerime ölmemenin imkânsız olduğunu da ifade eder: "Her nefis, ölüm acısını tadacaktır." (Al-i İmran, 185).
İbn Mesud (r.a.) anlatıyor:
Ayrılık yaklaştığı zaman, Resûlullah'ın (s.a.v.), yanına gittik. Bize baktı, gözlerinden yaş aktı. Sonra da şöyle buyurdu: "Merhaba, Allah size sağlık versin. Esirgesin. Yardım etsin. Size takva yolunu tavsiye ederim. Allah-ü Teâlâ'nın varlığına yönelmenizi tavsiye ederim. Ben O'nun tarafından size gönderilen, açıkta bir çekindiriciyim. Kullarına büyüklük yaparak, Allah'a karşı yücelik taslamaya kalkmayınız. Ecel yaklaştı. Gidiş Allah'adır. Sidre-i Münteha'yadır. Me'va Cenneti'nedir. Bol, yeterli kadehedir. Kendinize ve benden sonra dininize girenlere tarafımdan selâm okuyunuz."
Şöyle bir rivayet daha var: Peygamber Efendimiz vefat edeceği zaman Cebrail'e sorar: "Benden sonra ümmetim için ne var?"
Bunun üzerine Allah-ü Teâlâ Cebrail'e şöyle emreder: "Habibime müjde ver. Ümmeti arasında onu mahcup etmeyeceğim. Yine müjdele, kabirden kalkılacağı zaman ilk önce o kalkacak. Ve ümmet toplanınca efendileri olacak. Ve onlar cennete girmeden başka ümmetlere giriş yasak olacak, haram olacak."
Bunun üzerine Peygamber Efendimiz şöyle buyurdu: "İşte şimdi gönlüm sürurla doldu."
(El-Mürşidü'l-Emîn ilâ Mev'izeti'l-Mü'minîn'den…)
Benî İsrail soyundan biri vardı. Hayli mal toplamıştı. Öleceğini sezince, çocuklarına şöyle dedi: "Mallarımı, sınıf sınıf getirin, görmek isterim."
Bunun üzerine çocukları; at, deve ve köle cinsinden hayli şeyler getirdi. Bunlara baktı, ayrılacağı için hasret çekip ağladı. Azrail onun bu halini görünce, şöyle dedi: "Seni şimdiye kadar serbest ve rahat bırakan Allah'a yemin ederim ki, ruhunu alacağım şu ana kadar, senin yanından hiç ayrılmadım. Niçin bu ağlamak? Neden şimdi başladı? Daha önce tedbir alsaydın, şimdi böyle ağlamayacaktın."
Adam, bu malları dağıtmak için mühlet talebinde bulununca şu karşılığı aldı: "Senin için mühlet kalmadı. Ecelin gelmeden önce bu talepte bulunsaydın, olmaz mıydı?" Ve o anda ruhunu aldı.
Peygamber Efendimizin hayatında ve vefatında bizim için alınacak ibretli çok şeyler vardır. O, bu âlemden göç edip gittikten sonra, başkası için burada devamlı kalma ümidi hiç olmaz.
"Sen öleceksin, onlar ebedî burada kalacak öyle mi?" (Enbiya, 34) ayet-i kerimesi de anlatmak istediğimiz manayı ifade eder.
Sonra, şu ayet-i kerime ölmemenin imkânsız olduğunu da ifade eder: "Her nefis, ölüm acısını tadacaktır." (Al-i İmran, 185).
İbn Mesud (r.a.) anlatıyor:
Ayrılık yaklaştığı zaman, Resûlullah'ın (s.a.v.), yanına gittik. Bize baktı, gözlerinden yaş aktı. Sonra da şöyle buyurdu: "Merhaba, Allah size sağlık versin. Esirgesin. Yardım etsin. Size takva yolunu tavsiye ederim. Allah-ü Teâlâ'nın varlığına yönelmenizi tavsiye ederim. Ben O'nun tarafından size gönderilen, açıkta bir çekindiriciyim. Kullarına büyüklük yaparak, Allah'a karşı yücelik taslamaya kalkmayınız. Ecel yaklaştı. Gidiş Allah'adır. Sidre-i Münteha'yadır. Me'va Cenneti'nedir. Bol, yeterli kadehedir. Kendinize ve benden sonra dininize girenlere tarafımdan selâm okuyunuz."
Şöyle bir rivayet daha var: Peygamber Efendimiz vefat edeceği zaman Cebrail'e sorar: "Benden sonra ümmetim için ne var?"
Bunun üzerine Allah-ü Teâlâ Cebrail'e şöyle emreder: "Habibime müjde ver. Ümmeti arasında onu mahcup etmeyeceğim. Yine müjdele, kabirden kalkılacağı zaman ilk önce o kalkacak. Ve ümmet toplanınca efendileri olacak. Ve onlar cennete girmeden başka ümmetlere giriş yasak olacak, haram olacak."
Bunun üzerine Peygamber Efendimiz şöyle buyurdu: "İşte şimdi gönlüm sürurla doldu."
(El-Mürşidü'l-Emîn ilâ Mev'izeti'l-Mü'minîn'den…)