Türkiye, Osmanlı İmparatorluğu'nun kurucusu Osman Gazi'nin dedesi Süleyman Şah'ın, Suriye topraklarındaki türbesini baraj sularından korumak için ihale açtı. Teşrin Barajı'nın sularının yaklaşık 40-50 metre yakınına kadar ulaşacağı türbe, beton kazık sistemiyle çevrilerek korunacak.
1086 yılında Caber Kalesi yakınında yaptırılan ve Tabka Barajı'nın sularından korumak için 1975 yılında Karakozak Mevkii'ndeki bugünkü yerine taşınan türbe, bu kez deTeşrin Barajı'nın sularının tehdidiyle karşı karşıya kaldı. Bunun üzerine Türk tarafı, Suriye yetkilileri ile görüşerek, türbenin korunması için çeşitli projeler hazırladı.
Halep-Haseki karayolunun 130. kilometresinde yer alan Karakozak mevkiindeki türbenin, yerinde korunması kararının alınması üzerine Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, 2 trilyon 850 milyar lira tahmini bedelle ihale açtı. İhalenin sonuçlanmasından sonra, baraj sularının yaklaşık 40-50 metre yakınına kadar ulaşacağı türbenin çevresi, beton kazık sistemiyle çevrilecek ve baraj sularının olası tehlikelerinden korunacak. Ayrıca, çevresine 515 metre tel çit ve üzerine 3 sıra dikenli tel çekilecek türbeye, 600 metre ulaşım yolu yapılarak asfaltlanacak ve çevre düzeni gerçekleştirilecek.
Teşrin Barajı gölü su seviyesi, normal su seviyesi olan 325 metre kotuna çıktığında, Süleyman Şah türbesinin yer aldığı tepe, bir yarımada haline gelecek.
SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİ
Osmanlı İmparatorluğu'nun kurucusu Osman Gazi'nin Dedesi Süleyman Şah, iki muhafızıyla birlikte 1086 yılında Fırat Nehri'ni geçerken şehit oldu ve aynı mevkide bulunan Caber Kalesi yakınına gömüldü. Ardından burası türbe haline getirildi.
Caber Kalesi, Osmanlı İmparatorluğu zamanında Rakka ilçesine bağlıbir nahiye iken, 1. Dünya Savaşı sonunda Fransızlar tarafından işgal edildi.
Daha sonra 20 Ekim 1921 tarihinde, Fransızlarla yapılan Ankara Antlaşması'nda, bu türbenin Türkiye Cumhuriyeti'nin malı olduğu, burada Türk Bayrağı'nın dalgalandırılması ve muhafız bulundurulması kabul edildi. Lozan Antlaşması ile de bu hak aynen korundu.
Caber Kalesi'ndeki türbe, Suriye Devleti'nin, kendi topraklarında yaptığı Tabka Barajı'nın suları altında kalacağını bildirmesi üzerine, 1975 yılında Halep-Haseki karayolunun 130. kilometresindeki, Fırat Nehri'nin doğu kıyısında Karakozak mevkiine, şu andaki yerine taşınmıştı.
1086 yılında Caber Kalesi yakınında yaptırılan ve Tabka Barajı'nın sularından korumak için 1975 yılında Karakozak Mevkii'ndeki bugünkü yerine taşınan türbe, bu kez deTeşrin Barajı'nın sularının tehdidiyle karşı karşıya kaldı. Bunun üzerine Türk tarafı, Suriye yetkilileri ile görüşerek, türbenin korunması için çeşitli projeler hazırladı.
Halep-Haseki karayolunun 130. kilometresinde yer alan Karakozak mevkiindeki türbenin, yerinde korunması kararının alınması üzerine Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, 2 trilyon 850 milyar lira tahmini bedelle ihale açtı. İhalenin sonuçlanmasından sonra, baraj sularının yaklaşık 40-50 metre yakınına kadar ulaşacağı türbenin çevresi, beton kazık sistemiyle çevrilecek ve baraj sularının olası tehlikelerinden korunacak. Ayrıca, çevresine 515 metre tel çit ve üzerine 3 sıra dikenli tel çekilecek türbeye, 600 metre ulaşım yolu yapılarak asfaltlanacak ve çevre düzeni gerçekleştirilecek.
Teşrin Barajı gölü su seviyesi, normal su seviyesi olan 325 metre kotuna çıktığında, Süleyman Şah türbesinin yer aldığı tepe, bir yarımada haline gelecek.
SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİ
Osmanlı İmparatorluğu'nun kurucusu Osman Gazi'nin Dedesi Süleyman Şah, iki muhafızıyla birlikte 1086 yılında Fırat Nehri'ni geçerken şehit oldu ve aynı mevkide bulunan Caber Kalesi yakınına gömüldü. Ardından burası türbe haline getirildi.
Caber Kalesi, Osmanlı İmparatorluğu zamanında Rakka ilçesine bağlıbir nahiye iken, 1. Dünya Savaşı sonunda Fransızlar tarafından işgal edildi.
Daha sonra 20 Ekim 1921 tarihinde, Fransızlarla yapılan Ankara Antlaşması'nda, bu türbenin Türkiye Cumhuriyeti'nin malı olduğu, burada Türk Bayrağı'nın dalgalandırılması ve muhafız bulundurulması kabul edildi. Lozan Antlaşması ile de bu hak aynen korundu.
Caber Kalesi'ndeki türbe, Suriye Devleti'nin, kendi topraklarında yaptığı Tabka Barajı'nın suları altında kalacağını bildirmesi üzerine, 1975 yılında Halep-Haseki karayolunun 130. kilometresindeki, Fırat Nehri'nin doğu kıyısında Karakozak mevkiine, şu andaki yerine taşınmıştı.