Suriye’de insan hakları ihlalleri varmış!
Başka?
Beşar Esad vatandaşlarını öldürtüyormuş!
Başka?
Türkiye buna daha fazla rıza gösteremezmiş!
Kim mi diyor bunu?
Tayyip Erdoğan’la Ahmet Davutoğlu!
İyi de aynı şeyi yarın başka devletler, “Türk Devleti ve onu yönetenler Kürtleri öldürüyor, buna rıza göstermeyiz” dese ne cevap verilecek?
Sakın ikisi farklı demeyin, tersine tıpatıp aynıdır!
İkisinde de ihanet yani ülke bütünlüğüne kalkışma var!
Dahası hem PKK’nın hem de Suriye’deki teröristlerin patronu aynı merkez yani küresel baron Pax Americana’dır!
İnsaf ile, iz’an ile, ahlak ile söyleyin kim ABD’nin insan hakları saygısı ya da titizliğini iddia edebilir?
Yahu bu ABD değil midir Irak’ta zerre bir gerekçe olmaksızın bir milyon mümini katleden!
Bu ABD ve biraderi AB değil midir Libya’da petrol adına yine aynı insan hakları ambalajı ve teranesi ile geçtiğimiz Ramazan ayında on binlerce Müslümanı öldüren!?
Tayyip Erdoğan bile Libya savaşı sonrasında İstanbul’a gelen Afrika heyetine “Batı petrol için Libya’da kan akıttı” demek zorunda kalmadı mı?
Durum bu kadar net ise soruyorum Türkiye Suriye bağlamında nasıl bu kadar gaflet ve delalet ötesi olabilir?
Evet cevap arıyorum, Ankara nasıl olur da sadece ve sadece İsrail’i koruma adına Füze Kalkanı projesine olur verir ve İran gibi, Rusya gibi en yakın enerji ve de ticaret partnerlerini karşısına alır?
Bu sorunun reel politik olarak zerre bir karşılığı var mıdır?
Yoksa devleti yöneten kimi yöneticilerimiz Wikileaks’te iddia edilen bazı dosyalar marifetiyle şantajlarla sindirilmiş midir?
Değilse ne olur açıklayın nedir bu esrarengiz Suriye politikası?
Irak örneği ortada iken ve İran ile Rusya haklı olarak feveran ederken Türkiye nasıl olur da zerre çıkarı olmak şöyle dursun, bataklığa saplanacağı kesin olan bir maceraya sırf ABD’den “aferin” almak için doludizgin olur?
Bu normal bir hal değildir, O Leon Panetta Ankara’da 5 gün ne haltlar çevirdi?
Muhtırayı verene ödül, internete suskun kalana zindan!
Mızrak çuvala sığmıyor!
Hukuk denilerek adalet kavramı yerlere seriliyor!
ABD; insan hakları ambalajı ile nasıl ülkeleri istila edip kan akıtıyor ise bizim yargımız da hukuk ambalajı ile yaptığı operasyonlarla vicdanları kanatıyor!
Gelin var olan tabloyu beraber sorgulayalım:
Seçimle gelmiş bir iktidara askerin muhtıra vermesi nedir?
Mini bir ihtilaldir!
Sakın öyle değil demeyin, 12 Mart’ta TSK muhtıra verince Demirel hükümeti istifa etmek zorunda kalmıştı.
Şu halde Yaşar Büyükanıt fiilen ihtilale teşebbüs etmiş olmuyor mu?
Büyükanıt, “Muhtıra bildirisini ben yazdım ve Genelkurmay sitesine ben koydum” demedi mi?
Peki bunu diyen Yaşar Büyükanıt’a savcılarımız neden kılını kıpırdatmıyor?
O savcılar ki Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ kendinden önce açılan iktidar karşıtı internet sitelerinin tamamını kapatmadı diye terör suçlusu olarak tutuklattı!
Evet soruyorum şanlı yargımız(!)kaçma şüphesi sıfır olan eski bir Genelkurmay Başkanı’nı üstelik aşağılayıcı bir ithamla zindana gönderirken teorik olarak ihtilal yapan Büyükanıt’ı niçin görmezden geliyor?
Yoksa Başbakan Yaşar Büyükanıt’la Dolmabahçe’de mutabakat yaptı yani tutuklanmasını istemiyor da ondan mı?
Olur mu öyle şey demeyin “ayinesi iştir savcının, lafına bakılmaz.” Tekrar tekrar soruyorum neden Yaşar Büyükanıt noktasında düt yemiş bülbül misalisiniz?
Bu soruya doyurucu bir cevap veremez iseniz birileri kalkar size öyle olmasa bile Tayyip Erdoğan’dan emir alıyorlar der!
Gelelim hükümet cephesine?
Sayın Başbakan yazımın girişinde ifade ettim, mızrak çuvala sığmıyor zira size muhtıra verene hem madalya taktınız, hem de trilyonluk zırhlı araçla ödüllendirdiniz neden?
Büyükanıt Dolmabahçe’de önünüze bir şey mi koydu, değilse niçin ona dokunulamıyor? Dahası, “Büyükanıt Dolmabahçe ile alakalı olarak konuşursa ben de konuşurum” ifadeniz neyin nesidir? Büyükanıt neyi biliyor ve siz neyi biliyorsunuz da açıklamıyorsunuz? Yoksa ortada bir takas mı var bunu derhal açıklamak zorundasınız!
Ve bir başka konu:
Sayın Başbakan BDP’liler mevcut Genelkurmay Başkanı’na onbaşı dedikleri için haklı olarak tepki koydunuz, peki ama sizin atadığınız ve beraber çalıştığınız İlker Başbuğ’a terörist başı denmesine nasıl susarsınız? O Terörist ise siz ve Sayın Gül’ün durumu ne olur, hiç düşündünüz mü?
Başka?
Beşar Esad vatandaşlarını öldürtüyormuş!
Başka?
Türkiye buna daha fazla rıza gösteremezmiş!
Kim mi diyor bunu?
Tayyip Erdoğan’la Ahmet Davutoğlu!
İyi de aynı şeyi yarın başka devletler, “Türk Devleti ve onu yönetenler Kürtleri öldürüyor, buna rıza göstermeyiz” dese ne cevap verilecek?
Sakın ikisi farklı demeyin, tersine tıpatıp aynıdır!
İkisinde de ihanet yani ülke bütünlüğüne kalkışma var!
Dahası hem PKK’nın hem de Suriye’deki teröristlerin patronu aynı merkez yani küresel baron Pax Americana’dır!
İnsaf ile, iz’an ile, ahlak ile söyleyin kim ABD’nin insan hakları saygısı ya da titizliğini iddia edebilir?
Yahu bu ABD değil midir Irak’ta zerre bir gerekçe olmaksızın bir milyon mümini katleden!
Bu ABD ve biraderi AB değil midir Libya’da petrol adına yine aynı insan hakları ambalajı ve teranesi ile geçtiğimiz Ramazan ayında on binlerce Müslümanı öldüren!?
Tayyip Erdoğan bile Libya savaşı sonrasında İstanbul’a gelen Afrika heyetine “Batı petrol için Libya’da kan akıttı” demek zorunda kalmadı mı?
Durum bu kadar net ise soruyorum Türkiye Suriye bağlamında nasıl bu kadar gaflet ve delalet ötesi olabilir?
Evet cevap arıyorum, Ankara nasıl olur da sadece ve sadece İsrail’i koruma adına Füze Kalkanı projesine olur verir ve İran gibi, Rusya gibi en yakın enerji ve de ticaret partnerlerini karşısına alır?
Bu sorunun reel politik olarak zerre bir karşılığı var mıdır?
Yoksa devleti yöneten kimi yöneticilerimiz Wikileaks’te iddia edilen bazı dosyalar marifetiyle şantajlarla sindirilmiş midir?
Değilse ne olur açıklayın nedir bu esrarengiz Suriye politikası?
Irak örneği ortada iken ve İran ile Rusya haklı olarak feveran ederken Türkiye nasıl olur da zerre çıkarı olmak şöyle dursun, bataklığa saplanacağı kesin olan bir maceraya sırf ABD’den “aferin” almak için doludizgin olur?
Bu normal bir hal değildir, O Leon Panetta Ankara’da 5 gün ne haltlar çevirdi?
Muhtırayı verene ödül, internete suskun kalana zindan!
Mızrak çuvala sığmıyor!
Hukuk denilerek adalet kavramı yerlere seriliyor!
ABD; insan hakları ambalajı ile nasıl ülkeleri istila edip kan akıtıyor ise bizim yargımız da hukuk ambalajı ile yaptığı operasyonlarla vicdanları kanatıyor!
Gelin var olan tabloyu beraber sorgulayalım:
Seçimle gelmiş bir iktidara askerin muhtıra vermesi nedir?
Mini bir ihtilaldir!
Sakın öyle değil demeyin, 12 Mart’ta TSK muhtıra verince Demirel hükümeti istifa etmek zorunda kalmıştı.
Şu halde Yaşar Büyükanıt fiilen ihtilale teşebbüs etmiş olmuyor mu?
Büyükanıt, “Muhtıra bildirisini ben yazdım ve Genelkurmay sitesine ben koydum” demedi mi?
Peki bunu diyen Yaşar Büyükanıt’a savcılarımız neden kılını kıpırdatmıyor?
O savcılar ki Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ kendinden önce açılan iktidar karşıtı internet sitelerinin tamamını kapatmadı diye terör suçlusu olarak tutuklattı!
Evet soruyorum şanlı yargımız(!)kaçma şüphesi sıfır olan eski bir Genelkurmay Başkanı’nı üstelik aşağılayıcı bir ithamla zindana gönderirken teorik olarak ihtilal yapan Büyükanıt’ı niçin görmezden geliyor?
Yoksa Başbakan Yaşar Büyükanıt’la Dolmabahçe’de mutabakat yaptı yani tutuklanmasını istemiyor da ondan mı?
Olur mu öyle şey demeyin “ayinesi iştir savcının, lafına bakılmaz.” Tekrar tekrar soruyorum neden Yaşar Büyükanıt noktasında düt yemiş bülbül misalisiniz?
Bu soruya doyurucu bir cevap veremez iseniz birileri kalkar size öyle olmasa bile Tayyip Erdoğan’dan emir alıyorlar der!
Gelelim hükümet cephesine?
Sayın Başbakan yazımın girişinde ifade ettim, mızrak çuvala sığmıyor zira size muhtıra verene hem madalya taktınız, hem de trilyonluk zırhlı araçla ödüllendirdiniz neden?
Büyükanıt Dolmabahçe’de önünüze bir şey mi koydu, değilse niçin ona dokunulamıyor? Dahası, “Büyükanıt Dolmabahçe ile alakalı olarak konuşursa ben de konuşurum” ifadeniz neyin nesidir? Büyükanıt neyi biliyor ve siz neyi biliyorsunuz da açıklamıyorsunuz? Yoksa ortada bir takas mı var bunu derhal açıklamak zorundasınız!
Ve bir başka konu:
Sayın Başbakan BDP’liler mevcut Genelkurmay Başkanı’na onbaşı dedikleri için haklı olarak tepki koydunuz, peki ama sizin atadığınız ve beraber çalıştığınız İlker Başbuğ’a terörist başı denmesine nasıl susarsınız? O Terörist ise siz ve Sayın Gül’ün durumu ne olur, hiç düşündünüz mü?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Sabahattin Önkibar / diğer yazıları
- Genelkurmay'da 40 Gülen taraftarı? / 30.06.2014
- Erdoğan IŞİDden korkuyor, çünkü? / 26.06.2014
- Jandarma, Ege ordusu ve Özel Kuvvetler! / 25.06.2014
- AKP'den Kuran'a sansür! / 23.06.2014
- IŞİD Türkiye'yi vuracak! / 19.06.2014
- Üç alçaklık ve dinsel ırkçılık! / 18.06.2014
- Avrasyacılık ve Prof. Dr. Haydar Baş / 16.06.2014
- Bayrak ve ölü Kürt! / 12.06.2014
- İşte Başbakan'ın uçağındaki casus! / 11.06.2014
- Başbakan belden aşağı kaset mi bekliyor? / 09.06.2014
- Erdoğan IŞİDden korkuyor, çünkü? / 26.06.2014
- Jandarma, Ege ordusu ve Özel Kuvvetler! / 25.06.2014
- AKP'den Kuran'a sansür! / 23.06.2014
- IŞİD Türkiye'yi vuracak! / 19.06.2014
- Üç alçaklık ve dinsel ırkçılık! / 18.06.2014
- Avrasyacılık ve Prof. Dr. Haydar Baş / 16.06.2014
- Bayrak ve ölü Kürt! / 12.06.2014
- İşte Başbakan'ın uçağındaki casus! / 11.06.2014
- Başbakan belden aşağı kaset mi bekliyor? / 09.06.2014