Türkiye terör konusunda yine başa döndü.Hemen başta şunu söylemekte fayda var.Türkiye'nin başına bela olan terörün dış destekçisi oldukça fazla ve bu güçler istedikleri an, bu terörü yeniden Türkiye'nin başına musallat edebiliyorlar.Tıpkı ekonomide ipleri elinde tutan dış güçlerin istedikleri zaman ekonomik kriz çıkardıkları gibi?Yeniden hortlayan terörün kaynağı ve nedeni konusunda çok farklı yorum ve analizler yapılıyor.Bunlara katılır veya katılmayız.Ancak terörün bu noktaya gelişinde AKP hükümetinin izlediği politikanın etkisi var mı yok mu bunu iyi etüd etmek, yorumlamak gerek.Şimdi 3 yıllık iktidarda terörle ilişkilendirilebilecek faktörleri ve icraatları kısaca bir hatırlayalım isterseniz.Her ne yapıldıysa AB'ne uyum adına, Avrupadan gelen baskılar sonucu yapıldı.İşte ilk etapta halkımızın da çok iyi hatırlayabileceği tartışmalı adımlar.n Terör örgütü PKK'ya yardım ve yataklık etmek suçundan iki kez yargılanıp ikisinde de 10 yıl hapis cezasına çarptırılan çarptırılan DEP'li eski milletvekilleri Leyla Zana ve arkadaşları kimse ne olduğunu bile anlayamadan apar topar serbest bırakıldı.Üstüne üstlük AB, terör suçlusu Zana'ya hapisten çıkar çıkmaz Shakarov Düşünce Özgürlüğü ödülü verdi kendi parlementosunda konuşturdu, bizim gıkımız bile çıkmadı.n Daha önce yasak olmasına rağmen yapılan düzenlemelerle kürtçe kurs açılmasına izin verildi, gövde gösterisine dönüşen açılışlar yapıldı.n Sadece kürtçeye özgürlük adına diğer etnik grupların karşı çıkmasına rağmen anadilde yayın uygulaması başlatıldı.n Yine yapılan yeni düzenlemelerle teröre ve teröriste destek gösterileri serbest hale getirildi.Sözde PKK bayrağı denen bez paçavralarını açmak ve Öcalan lehine slogan atmak serbest bırakıldı. Tıpkı sokak ortasında açık açık hristiyanlık propagandası yapan misyonerlere olduğu gibi bu fiilleri gerçekleştirenler hakkında da hiç hiçbir yasal işlem yapılmadı, yapılamadı.Öyle ki meydanlar terör yandaşlarına kaldı.Türkiye'nin dört bir yanı teröristbaşı Öcalan ve terör örgütüne destek gösterisine sahne olmaya başladı.n Tüm bunlar olurken yıllardır İmralı'da bir eli yağda bir eli balda olan teröristbaşının örgütünü yönlendirmesine adeta izin verildi.Avukatları Öcalandan aldıkları emir ve talimatları hem kanlı örgüte hem de onun sözcülüğünü yapan yazılı ve görsel basına ulaştırıp sanki bir siyasi lider havasına soktular.n Avrupalı her yetkili için Diyarbakır başta olmak üzere Doğu ve Güneydoğuda tur atmak farz oldu. Müstemleke müfettişi gibi bu bölgeyi teftiş eden Avrupalılar, Türk hükümetine emirler yağdırma cüretinde bulundular.n Üstüne üstlük Avrupalı büyükelçiler Başbakanlık binasında Başbakan'a kanlı örgüte karşı Türk Silahlı Kuvvetlerinin yapmış olduğu operasyonların durdurulması için çağrıda bulundular.Halkımızın gözü önünde cereyan eden bu tip icraat ve açıklamaları daha da çoğaltmak mümkün.Objektif bir bakış açısıyla sadece bu saydıklarımızı ele alsak bile terörün nasıl yeniden palazlandığı bir nebze osun ortaya çıkmış olmuyor mu?Madalyonun birde öbür yüzü var.Türkiye'den özgürlük ve insan hakkı adına teröre ve destekçilerine daha fazla hak, hukuk isteyen Avrupa'da teröre bakış ve uygulamalar nasıl, isterseniz onu da kısaca hatırlatalım.Avrupa ülkelerinin neredeyse tamamında terör örgütlerine destek vermek, katılmak, onlar için yardım toplamak yasak.Terörist örgüt lehine pankart açıp slogan atmanın yanı sıra, onu destekler müzik çalmak bile yasak kapsamında.Üstelik elinde terör konusunda bilgi sahibi olanların bu bilgiyi güvenlik güçleriyle paylaşma zorunluluğu var.Klasik bir "benim teröristim kötü seninki iyi" mantığı?Londra saldırılarında olduğu gibi terör sadece onların canını yakınca terör oluyor.Bizim canımıza yakan, her gün yeni canlara kıyan teröristlerse onlara göre özgürlük savaşçısı, milis güçler?Şimdi tüm bunları alt alta koyduğumuz zaman çok ilginç bir tablo ortaya çıkıyor.Bilmem daha fazla yoruma gerek var mı?