IMF Avrupa departmanı direktörü Alfred Kammer, Türkiye'deki reform programını desteklediklerini ifade ederek "Biz de Türkiye'ye oradaki ekonomi ekibinin izlediği programı tavsiye ederdik. Türkiye'yi desteklemeye yönelik herhangi bir programa ilişkin görüşme yok" dedi.
Yani IMF direktörü diyor ki; Türkiye zaten bizim tavsiye edeceğimiz bütün uygulamaları yapmış durumdadır. Bizim onlara verecek bir tavsiyemiz yoktur.
AKP iktidarının IMF ile ilgili ballandıra ballandıra "IMF programına ihtiyacımız yok" propagandası fos çıktı!
IMF direktörü Kammer, Mehmet Şimşek bizim önereceğimiz programı IMF'ye gerek kalmadan harfiyen uyguluyor demek istiyor.
Böylece Erdoğan'ın 2002 seçimlerinden önce "IMF programını beğeniyoruz ve kamçısız uygulayacağız" ifadesi ete kemiğe büründü.
Gerçekten de Mehmet Şimşek IMF ile anlaşmadan IMF programının para politikasını harfiyen uyguluyor.
2002 yılında bir iş adamı arkadaşımızın bürosunda sohbet ederken bu konuyu gündeme getirmiş ve Erdoğan'ın iktidara gelmesi halinde IMF programını uygulayacağını söylediğimde birkaç partili adeta üzerime yürümüştü.
Onlara buradan seslenmek istiyorum;
Eğer bu satırları okuyorlarsa kimin haklı kimin haksız olduğunu, kimin yalan söylediğini, kimin doğru söylediğini umarım anlamışlardır.
Bizi o gün iftiracı olmakla suçlayanların yüzleri kızarmış mıdır? Ama mutlaka Kammer'in dile getirdiği IMF programının Mehmet Şimşek tarafından harfiyen uygulandığını itiraf etmesini duymuşlardır.
IMF programının esası sıkı para politikasına dayanır.
Ekonomiyi soğutmak anlamına gelen sıkı para politikası, özü itibariyle emeklileri, dar gelirleri, memurları, işçileri ve sabit gelirlileri ezmek, sömürmek, dezavantajlı grupları parasız bırakmak ve böylece talebi kısarak enflasyonu sözüm ona düşürmekten ibarettir.
Bu sakat düşünce ekonominin çarklarını durdurarak enflasyonu düşürmeyi hedeflemektedir.
Ama ne hikmetse hükümet göstermelik tasarruf tedbirleri dışında bir şey yapmamaktadır.
İğneden ipliğe her şeye zam yaparak enflasyon düşürülmez.
Enflasyonu düşürmeyi gerçekten isteyen bir hükümet,
Vergi oranlarını arttırmaz
Akaryakıta zam yapmaz
Faizleri %50'ye çıkarmaz
Ekonomide yaşanan problemin temelinde çalışmadan, üretmeden, kaynak yaratmadan borç alarak asalak gibi yaşamak olduğunu artık herkes biliyor.
Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş'a göre Türkiye'de yaşanan enflasyon maliyet enflasyonudur. Talep enflasyonu değildir.
Mal ve hizmetler maliyetlerden dolayı pahalanmaktadır.
Buna göre eğer maliyetler düşürülmezse ekonomiyi istediğiniz kadar soğutun enflasyon asla düşmez.
Krizi işçiye, memura, emekliye ve sabit gelirliye yüklemek çok insafsız bir uygulamadır.
Yani gerçekten Mehmet Şimşek emeklilere zam yapılmaması halinde enflasyonun düşeceğine mi inanıyor?
Bence kendisi de bu çarpık uygulamaya inanmıyor.
Madem ki ücretlilere enflasyon oranının çok altında zam yapmak suretiyle fiyat ücret sarmalarını kırmak mümkünse o halde sabit gelirlerin maaşlarına zam yapmak bir kenara indirim yapılsın.
Bu düşünceye göre emekli, memur, işçi ve sabit gelirli çok yüksek meblağlarda maaş aldığından dolayı piyasaya, marketlere ve reyonlara adeta saldırarak talep patlamasıyla fiyatları yukarıya çekiyor.
Eğer düşünceniz buysa buyurun sabit gelirinin maaşlarını aşağı indirin.
BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş "İşçi ve emekliye az para verince ekonomi düzelecekse daha az para verelim olsun bitsin. Anlamadıkları şey, işçi ve emeklinin parası olmazsa ekonomi düzelmez. Para sahibi olursa ekonomi düzelir" diyerek son noktayı koydu.
- İç cephe nasıl tahkim edilir? / 04.11.2024
- Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu / 03.11.2024
- Çözüm değil çözülme süreci / 25.10.2024
- Hazine üzerinde oturan dilenci olmayalım / 20.10.2024
- Hizbullah, İsrail'i frenlemeye devam ediyor -2- / 13.10.2024
- Hizbullah, İsrail'i frenlemeye devam ediyor / 06.10.2024
- Siper savaşları out Siber savaşları in / 23.09.2024
- Açlık sınırı = asgari ücret + 10.268 TL / 19.09.2024
- Lütfen herkes işini yapsın / 14.09.2024