Türk İnsanı Neden Kitap Okumuyor?
Kitap okumamak, sadece bireysel bir tercih değil; toplumsal bir yapı sorunudur. Bu durumun değişmesi için yalnızca bireylerin değil, devletin, eğitim sisteminin, yayın dünyasının ve medyanın da taşın altına elini koyması gerekiyor. Kitap okuma, bir "hobiden" çok daha fazlasıdır: Bir toplumun zihinsel sağlığı, gelişmişliği ve yarına olan umududur.
06.07.2025 00:10:00
Bayram ÇOŞGUN
Bayram ÇOŞGUN





Türkiye'de kitap okuma alışkanlığı üzerine yapılan araştırmalar, uzun yıllardır benzer bir gerçeği ortaya koyuyor: Kitap, toplumun büyük bir kesimi için hala bir öncelik değil. Peki, neden? Bu soruya verilecek tek bir cevap yok. Konuya kültürel, ekonomik, eğitsel ve hatta psikolojik açılardan yaklaşmak gerekiyor.
1. Eğitim Sistemi: Bilgi Ezberi, Kitap Sevgisi Değil
Türkiye'de eğitim sistemi büyük ölçüde sınav odaklı bir yapıya sahip. Bu sistem öğrencileri düşünmeye, sorgulamaya, merak etmeye değil; ezberlemeye ve test çözmeye yönlendiriyor. Kitap okumanın bir keyif, keşif ya da kişisel gelişim aracı olduğu fikri çoğu öğrenciye hiç aşılanmıyor. Bu nedenle kitap, zorunlu okuma listelerinden ibaret, bir "görev" haline dönüşüyor. Zorla okunan kitap, sevilen kitap olmaz.
2. Ekonomik Engeller: Kitap Lüks mü Olmalı?
Günümüzde bir kitabın ortalama fiyatı, özellikle asgari ücretle geçinen aileler için ciddi bir harcama kalemi olabilir. Bir gencin kitap almak yerine temel ihtiyaçlarına yönelmesi son derece anlaşılır. Kütüphaneler ise çoğu şehirde yeterince cazip değil ya da erişilebilir değil. Dijital kaynaklara yönelme imkânı da sınırlı olan bireyler için kitap, ne yazık ki bir kültürel ihtiyaç olmaktan çıkıp maddi bir külfet haline geliyor.
3. Medya ve Alışkanlıklar: Ekranlar Kitapların Yerini Aldı
Televizyon, sosyal medya, video içerikler ve dijital oyunlar… Modern bireyin dikkatini çeken her şey, kitabın önüne geçebiliyor. Hızlı tüketilen içeriklerin çağında, derinlemesine düşünce ve zaman isteyen kitaplar "sıkıcı" olarak algılanıyor. Bu, sadece gençlerde değil, yetişkinlerde de geçerli. Kitap okumak bir sabır ve konsantrasyon işi; ama günümüz dünyası hızla dikkat dağıtıyor.
4. Kültürel Kodlar: Okuyan İnsan Yadırganıyor mu?
Toplumun bazı kesimlerinde kitap okuyan birey, hâlâ "fazla entelektüel" ya da "boş işlerle uğraşan" olarak görülebiliyor. Oysa kitap okumanın herkes için doğal ve desteklenmesi gereken bir eylem olması gerekir. Bu kültürel algı, özellikle küçük yerleşim yerlerinde bireyin kitapla olan bağını zayıflatıyor. Kitap okuyan çocuğun çevresi, ona teşvikten çok alayla yaklaştığında, bu alışkanlık filizlenemiyor.
5. Ailede Başlamayan Alışkanlık, Zor Edinilir
Bir çocuk kitapla ilk tanışmasını evde yapar. Evde kitap okunmuyorsa, kitap konuşulmuyorsa, kitap hediye edilmiyorsa; bu alışkanlığın dışarıdan gelmesi oldukça zordur. Türkiye'de birçok evde kitaplık yok, kitapların yerini televizyon kumandası almış durumda. Oysa okuyan bir anne-baba, çocuğuna doğrudan bir örnektir.
1. Eğitim Sistemi: Bilgi Ezberi, Kitap Sevgisi Değil
Türkiye'de eğitim sistemi büyük ölçüde sınav odaklı bir yapıya sahip. Bu sistem öğrencileri düşünmeye, sorgulamaya, merak etmeye değil; ezberlemeye ve test çözmeye yönlendiriyor. Kitap okumanın bir keyif, keşif ya da kişisel gelişim aracı olduğu fikri çoğu öğrenciye hiç aşılanmıyor. Bu nedenle kitap, zorunlu okuma listelerinden ibaret, bir "görev" haline dönüşüyor. Zorla okunan kitap, sevilen kitap olmaz.
2. Ekonomik Engeller: Kitap Lüks mü Olmalı?
Günümüzde bir kitabın ortalama fiyatı, özellikle asgari ücretle geçinen aileler için ciddi bir harcama kalemi olabilir. Bir gencin kitap almak yerine temel ihtiyaçlarına yönelmesi son derece anlaşılır. Kütüphaneler ise çoğu şehirde yeterince cazip değil ya da erişilebilir değil. Dijital kaynaklara yönelme imkânı da sınırlı olan bireyler için kitap, ne yazık ki bir kültürel ihtiyaç olmaktan çıkıp maddi bir külfet haline geliyor.
3. Medya ve Alışkanlıklar: Ekranlar Kitapların Yerini Aldı
Televizyon, sosyal medya, video içerikler ve dijital oyunlar… Modern bireyin dikkatini çeken her şey, kitabın önüne geçebiliyor. Hızlı tüketilen içeriklerin çağında, derinlemesine düşünce ve zaman isteyen kitaplar "sıkıcı" olarak algılanıyor. Bu, sadece gençlerde değil, yetişkinlerde de geçerli. Kitap okumak bir sabır ve konsantrasyon işi; ama günümüz dünyası hızla dikkat dağıtıyor.
4. Kültürel Kodlar: Okuyan İnsan Yadırganıyor mu?
Toplumun bazı kesimlerinde kitap okuyan birey, hâlâ "fazla entelektüel" ya da "boş işlerle uğraşan" olarak görülebiliyor. Oysa kitap okumanın herkes için doğal ve desteklenmesi gereken bir eylem olması gerekir. Bu kültürel algı, özellikle küçük yerleşim yerlerinde bireyin kitapla olan bağını zayıflatıyor. Kitap okuyan çocuğun çevresi, ona teşvikten çok alayla yaklaştığında, bu alışkanlık filizlenemiyor.
5. Ailede Başlamayan Alışkanlık, Zor Edinilir
Bir çocuk kitapla ilk tanışmasını evde yapar. Evde kitap okunmuyorsa, kitap konuşulmuyorsa, kitap hediye edilmiyorsa; bu alışkanlığın dışarıdan gelmesi oldukça zordur. Türkiye'de birçok evde kitaplık yok, kitapların yerini televizyon kumandası almış durumda. Oysa okuyan bir anne-baba, çocuğuna doğrudan bir örnektir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.