“Türkiye ile el ve eldiven gibiyiz.”
Bu sözlerin sahibi ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden.
ABD'nin 2. adamı bu sözleri Suriye konusunda söylüyor.
Sözleri aynen şöyle; “Suriye’de yardımı hak edenleri saptamak için Türklerle, Ürdünlülerle, Suudilerle ve bölgedeki herkesle el ve eldiven gibi uyumla çalışıyoruz.”
Yardımı kimin hak ettiğine elbetteki 'el' karar veriyor.
Burada elin kim olduğu belli; ABD.
Bize de kalıyor eldiven görevi yani bir anlamda maşalık görevi!
ABD'nin elinin Ortadoğu ateşinde yanmaması gerekiyor.
Bunun için de arazi şartlarına uygun eldivenler lazım yani İslam coğrafyasını kan gölüne çeviren ABD'nin elini kamufle edecek yerli eldivenler...
Şartlar zor, çetin, eldiven elbette yıpranacak hatta yırtılacak.
Kullanım süresi dolan eldiven çöpe atılır, yenisi takılır. Ama 'el' yeni maşalarıyla yoluna devam eder.
Evet... Stratejik ortak dedikleri ABD'nin Türkiye'ye bakışı böyle.
Onların gözünde Türkiye sadece bir eldiven!
Şimdi sormak gerek.
Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun Türkiye'yi Suriye ile savaş noktasına getiren tutumu bu el ve eldiven ilişkisinin bir sonucu mudur?
HANİ TARİHİ BİR ADIMDI?
Tarih: 18 Ekim 2008.
Türkiye Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin geçici üyeliğine seçildi.
Toplam 3 aday vardı; Türkiye, Avusturya ve İzlanda.
Üçünden ikisi seçilecekti, Türkiye ile Avusturya seçildi.
İzlanda o dönem iflas bayrağını çektiği için önceden ilan edilmiş adaylığı formaliteydi.
Güvenlik konseyine Türkiye ile birlikte dünya genelinde 10 geçici üye seçildi.Uganda da seçilen ülkeler arasındaydı.
Bu gelişme üzerine açıklama yapan Başbakan Erdoğan "Güvenlik Konseyine seçilmemiz, uluslararası politikada artan ağırlığımızın bir sonucu ve uluslararası toplumun ülkemize olan itimadının da bir göstergesidir" dedi.
Ve 3 yıl sonra:
Tarih: 13 Ekim 2012.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin tüm çabalarına rağmen Suriye'ye müdahale etmediğinden yakınan başbakan Erdoğan şöyle diyor; "Kimse Birleşmiş Milletler'in yapısının adil bir anlayış üzerine bina edildiğini söyleyemez. 5 tane daimi üye, 10 tane geçicici üye... 10 tane geçici üyenin bir anlamı var mı? Yok? 5 daimi üyenin içinden biri çıkıp 'hayır' dediği zaman mesele bitiyor zaten. Oradan karar çıkarmak mümkün değil. Öyleyse Birleşmiş Milletler niye?"
Evet...Başbakanımızın olayları işine geldiği gibi yorumlama tarzının güzel bir örneğiyle daha karşı karşıyayız.
3 yıl önce üye olduğumuzda BMGK geçici üyeliği çok önemliydi ama şimdi bu geçici üyelerin hiç bir anlamı yok.
Bu sözlerin sahibi ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden.
ABD'nin 2. adamı bu sözleri Suriye konusunda söylüyor.
Sözleri aynen şöyle; “Suriye’de yardımı hak edenleri saptamak için Türklerle, Ürdünlülerle, Suudilerle ve bölgedeki herkesle el ve eldiven gibi uyumla çalışıyoruz.”
Yardımı kimin hak ettiğine elbetteki 'el' karar veriyor.
Burada elin kim olduğu belli; ABD.
Bize de kalıyor eldiven görevi yani bir anlamda maşalık görevi!
ABD'nin elinin Ortadoğu ateşinde yanmaması gerekiyor.
Bunun için de arazi şartlarına uygun eldivenler lazım yani İslam coğrafyasını kan gölüne çeviren ABD'nin elini kamufle edecek yerli eldivenler...
Şartlar zor, çetin, eldiven elbette yıpranacak hatta yırtılacak.
Kullanım süresi dolan eldiven çöpe atılır, yenisi takılır. Ama 'el' yeni maşalarıyla yoluna devam eder.
Evet... Stratejik ortak dedikleri ABD'nin Türkiye'ye bakışı böyle.
Onların gözünde Türkiye sadece bir eldiven!
Şimdi sormak gerek.
Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun Türkiye'yi Suriye ile savaş noktasına getiren tutumu bu el ve eldiven ilişkisinin bir sonucu mudur?
HANİ TARİHİ BİR ADIMDI?
Tarih: 18 Ekim 2008.
Türkiye Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin geçici üyeliğine seçildi.
Toplam 3 aday vardı; Türkiye, Avusturya ve İzlanda.
Üçünden ikisi seçilecekti, Türkiye ile Avusturya seçildi.
İzlanda o dönem iflas bayrağını çektiği için önceden ilan edilmiş adaylığı formaliteydi.
Güvenlik konseyine Türkiye ile birlikte dünya genelinde 10 geçici üye seçildi.Uganda da seçilen ülkeler arasındaydı.
Bu gelişme üzerine açıklama yapan Başbakan Erdoğan "Güvenlik Konseyine seçilmemiz, uluslararası politikada artan ağırlığımızın bir sonucu ve uluslararası toplumun ülkemize olan itimadının da bir göstergesidir" dedi.
Ve 3 yıl sonra:
Tarih: 13 Ekim 2012.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin tüm çabalarına rağmen Suriye'ye müdahale etmediğinden yakınan başbakan Erdoğan şöyle diyor; "Kimse Birleşmiş Milletler'in yapısının adil bir anlayış üzerine bina edildiğini söyleyemez. 5 tane daimi üye, 10 tane geçicici üye... 10 tane geçici üyenin bir anlamı var mı? Yok? 5 daimi üyenin içinden biri çıkıp 'hayır' dediği zaman mesele bitiyor zaten. Oradan karar çıkarmak mümkün değil. Öyleyse Birleşmiş Milletler niye?"
Evet...Başbakanımızın olayları işine geldiği gibi yorumlama tarzının güzel bir örneğiyle daha karşı karşıyayız.
3 yıl önce üye olduğumuzda BMGK geçici üyeliği çok önemliydi ama şimdi bu geçici üyelerin hiç bir anlamı yok.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Bayram Çoşgun / diğer yazıları
- Teröriste kravat taktırınca! / 01.03.2025
- Sosyal medyada İslam’a alçak saldırılar / 22.02.2025
- Artık bu işin suyu çıktı! / 13.02.2025
- CHP, Erdoğan ne isterse veriyor! / 05.02.2025
- Futbol üzerine / 30.01.2025
- SMA hastası çocuklar ve aileleri / 24.01.2025
- Haklı çıkmaya devam ediyor / 16.01.2025
- Ne günlere kaldık! / 06.01.2025
- BOP ve Türkiye / 01.01.2025
- Suriye’de mezhep çatışması çıkarmak istiyorlar / 28.12.2024
- Sosyal medyada İslam’a alçak saldırılar / 22.02.2025
- Artık bu işin suyu çıktı! / 13.02.2025
- CHP, Erdoğan ne isterse veriyor! / 05.02.2025
- Futbol üzerine / 30.01.2025
- SMA hastası çocuklar ve aileleri / 24.01.2025
- Haklı çıkmaya devam ediyor / 16.01.2025
- Ne günlere kaldık! / 06.01.2025
- BOP ve Türkiye / 01.01.2025
- Suriye’de mezhep çatışması çıkarmak istiyorlar / 28.12.2024