logo
19 NİSAN 2024

Türkiye'yi Türksüzleştirme operasyonu

25.04.2012 00:00:00
Türkiye'de yaşayan "Türkiyeli!" bir kısım siyasetçi, akademisyen, gazeteci ve yazar güruhu, Türk milletinin hiç ihtiyacı olmayan, milletin gerçek gündemiyle alakasız bir anayasa tartışması başlattılar. Emperyalist Batının Türk milleti için yıllardan beri uğraştığı operasyonel projeleriyle birebir uyum içinde olan bir takım fikirler ileri sürmeye, önce kamuoyunda tartışıp daha sonra yasal zeminde perçinleme çalışmalarına giriştiler. Mevcut Türkiye Cumhuriyeti Anayasasını Atatürk Milliyetçiliği doğrultusunda tanzim edilmiş ideolojik bir anayasa kabul edip bunu renksiz, sivil, demokratik bir anayasa hâline getireceklerini söylüyorlar.  Yeni bir Anayasa taslağında egemenliğin kullanımıyla ilgili şu mealde ifadeler var: "Türk milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre yasama, yürütme ve yargı organları eliyle kullanır. Milletlerarası ve milletlerüstü kuruluşlara üyelikten kaynaklanan sınırlamalar saklıdır."
Bununla Türk devletine hâkimiyet meselesinde Avrupa Birliği ve Amerika gibi dış güçlere ortaklık verilmiş oluyor. Türk milletini sadece kendisi değil, Batılılar da yönetme hakkı kazanıyor. Bu, mandalaşma ve sömürge olma ile aynı anlama gelir.
Bir başka önemli mesele de şu mealdeki ifadeler: "Türkçeden başka dillerde eğitim ve öğretim yapılması ile ilgili esaslar, demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olarak kanunla düzenlenir."
Bununla da başta Kürtçe olmak üzere başka dillerde eğitim uygulaması getirilerek Türkiye'de birbirini anlamayacak, birbirine ters ters bakan farklı kabile asabiyesine bağlı toplumsal yapılar üretilmek istenmektedir. Bu, millî birlik ve bütünlük yapısını bozan en önemli darbedir.
Doğrudan doğruya söylenmese bile dolaylı olarak bu çalışmaların varacağı yer, Türkiye'yi vatandaşlarımızın tamamını kucaklayan Türk millet birliğinden, Türk kimliğinden, Türklük değerlerinden soyutlayarak kozmopolit, renksiz, kuru, ruhsuz, ne idüğü belirsiz, nereye çekerseniz oraya gidecek bir devlet tasarımı ortaya koymaktır.
Bunlar, Türk milletinin yüzyıllar boyunca yoğura yoğura kazandığı, tecrübe ede ede, öğrene öğrene, yaşaya yaşa edindiği Türk millet yapısını çözmek, bu millet oluşumunu birbirinden kopuk, birbiriyle ilgisiz, tamamen farklılaşmış milletçiklere, kabileciklere indirgemek, kuru, ruhsuz, anlamsız kalabalık bir yığın hâline getirmek istiyorlar. İslam ve Türkçe kaynaklı kültürel ve sosyolojik değerlerde birleştirdiğimiz Türk milletini paramparça etmek, emperyalist Haçlı Batının temel hedefi ve projesidir. İçerdeki işbirlikçi tayfa, bu projeyi taşeron olarak gerçekleştirmek istiyor.
Liberal faşistlerin, onlara yanaşma olmuş bir kısım İslamcı etiketli zavallıların, Kürtçü ve Ermenicilerin Atatürk milliyetçiliği, Kemalizm ve cumhuriyet gibi terimlere olan muhalefetlerinin arkasında, esasen Türk millî değerleriyle örülmüş bir millet ve devlet yapısını aşındırmak, kademe kademe tasfiye etmek fikri yatar.
Özgürlük, sivilleşme, açılım, atılım, demokratikleşme gibi kulağa hoş gelecek bir takım terimlerle kamuoyu oluşturup otoriter cumhuriyetçi Kemalist bir rejim olarak gördükleri mevcut yapıyı yıkmak hedefi güdülmektedir.
En büyük suçlamaları, mevcut anayasanın ideolojik olmasıdır. İdeolojisi olmayan devlet ve millet var mıdır? Bu anayasa hazırlayıcılarının yaptıkları şey de bir çeşit ideoloji değil midir?
Ayırımları da "ideolojik anayasa", "demokratik anayasa" şeklinde. Bunlar, mevcut anayasayı ideolojik anayasa, yapacakları yeni anayasayı da demokratik anayasa olarak nitelendiriyorlar. Yapmayı vaad ettikleri demokratik anayasada millet iradesinin esas olacağını, ideolojik ve doktriner dayatmaların olmayacağını ifade ediyorlar.
Devletin hukukî işleyişini belirten ve vatandaşların hak ve hürriyetlerini de bu kapsam içinde ele alan anayasa, zaten özü gereği ideolojiktir. Her millet, devletinin hukukî işleyişini kendi millî yapısına göre tanzim eder. Türk anayasası de Atatürk milliyetçiliği olarak ifade edilen Türk millî değerlerinden soyutlanamaz.
"Modern demokratik devletlerin ideolojisi olmaz" düşüncesi, emperyalist küresel derin dünya devletinin amaçlarına hizmet eden bir yaklaşımdır. Bir defa ideoloji, Türk Dil Kurumu'nun sözlüğü tarafından şöyle tanımlanıyor: "Siyasal veya toplumsal bir öğreti oluşturan, bir hükûmetin, bir partinin, bir grubun davranışlarına yön veren politik, hukuki, bilimsel, felsefî, dinî, moral, estetik düşünceler bütünü."
Şimdi bu tanım çerçevesinde düşünelim: Türk milletinin devletinin bir siyaset ve toplum felsefesi, anlayışı olmayacak mı, Türk hükûmetinin ve milletinin davranışlarına yön veren politik, hukukî, bilimsel, felsefî, dinî, moral, estetik değerleri olmayacak mı? Bunlar olmadığı zaman bu devletin hükmettiği insanlar topluluğu millet değil; başıboş ruhsuz kalabalıklar, idealsiz, hedefsiz, değerlerden yoksun, tamamen bireyci yığınlardan oluşur. Böyle bir topluluk emperyalist küresel derin dünya devleti tarafından kolayca yönetilebilir ve sömürülebilir bir topluluk hâline gelir.
Onun için Avrupa ve Amerika merkezli küresel sömürü odakları, Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında İslam dünyasındaki millî toplumsal yapıları çözmeye, dağıtıp yok etmeye; onun yerine küçük kabileler, birbirine düşman, ayrışan ve çatışan topluluklar üretmeye çalışıyor. Renksiz ve ideolojisiz bir anayasanın hükmettiği toplum, millet olmaktan çıkacak, kuru bir kalabalık yığını olacaktır. İstenen bu mu? Böyle bir amacı ve hedefi ancak, Türk düşmanı iç ve dış mihraklar, Atatürk'ün deyimiyle "dahilî ve haricî bedhahlar" taşıyabilirler.
Bu normal. Peki kendini Müslüman ve Türk olarak gören insanlar, bunların peşinden ne diye gider? Bu anlaşılabilir değil. Bugün Türkiye'de İslamî duyarlılığı olan bir takım kişi, cemaat ve kurumlar, özgün projeler üretmiyorlar. Milliyetsiz kozmopolit liberallerin, Avrupa Birliği ve Amerika kaynaklı şer odaklarının, demokrat ve Müslüman görünümlü Kürt ırkçılarının peşine takılmış vaziyetteler. Bilerek veya bilmeyerek kendi varlıklarına, yani Türk millî kimliklerine düşman olanlara hizmet ediyorlar. Bu tam bir aymazlık, saflık, gaflet, bazen de hıyanet örneğidir.
Türk devleti, Türk millî yapısından arındırılırsa varılacak yer, Yugoslavyalaşmak ve Iraklaşmaktır. Sivillik ve demokrasi kavramları öne çıkarılarak, bunlara dayanılarak Türk devleti ve vatanı, Türklerin dışında herkese teslim edilebilecektir. Türkiye'yi Türklerden başkalarına devretme işi zaten en kârlı müesseselerin, bankaların, iletişim, ulaşım sektörlerinin, toprakların vs satışıyla, siyaseten egemenliğin Batıya devriyle bir hayli mesafe almıştır. Yapılacak anayasal düzenlemelerle bu devir teslim işlemi tamamlanmış olacaktır.
Sivil ve demokratik anayasa söyleminin arka planında Türk millî kimliğinin tasfiyesi vardır. Kürt sorunu, Kürk kimliği, Kürt sorununa demokratik çözüm filan gibi söylemlerle dili, hedefi, ideali, yapısı, coğrafyası, devleti farklı ayrı bir millet ya da milletler üretilecektir.
Anayasamızın Türk millî ideolojisine göre örülmüş yapısı yok edilip yerine Amerika ve Avrupa Birliği ideolojisi hâkim kılınmak isteniyor. Vatandaşlarımıza Türk millî ideolojisi yani kendi fikriyatı, kendi ruhu, kendi kimliği totaliterlik; gâvur ideolojisi de demokratlık olarak takdim ediliyor. Türk, bu aldatmacayı fark edecektir. Türk'e kendi eliyle kendi kimliği yok ettirilmek isteniyor. Türk, aklını başına alacaktır. Kendi başında oynanan oyunu görecektir. 
 
Prof. Dr. Nurullah Çetin / diğer yazıları
Yeni seçilen CHP’li başkanların ‘genelge’ sıkıntısı
Liyakat mi sadakat mi?
İsrail, Suriye'nin hava savunma sistemlerini hedef aldı
Saldırıda maddi hasar meydana geldi
Polat çiftine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Diğer suçlardan 'tutukluluk' devam ediyor
CHP'den iktidarın arazi satışlarına tepki
'AKP enkaz bırakarak çöküyor'
Yüksek et fiyatı sorunu ithalatla çözülemez
Et ürünlerinde KDV kaldırılsın
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk
İran'dan saldırıya ilişkin açıklama geldi
'3 mini İHA saldırısı püskürtüldü'
Şehit edilen babasının koltuğuna oturdu
29 yıl önce babası o koltuktaydı
Kaçak kazı zannedildi gerçek bambaşka çıktı
Soruşturma devam ediyor
Depremin izleri gün ağarınca ortaya çıktı
Binalar ve minareler yıkıldı
2 kurşun camlara isabet etti
Holding binasına ateş açıldı
Komşusunun kapısına balyoz ve matkapla dayanıp ateşe verdi
Gürültü kavgasını özel harekat bitirdi
İsrail'den İran'a misilleme
İran'da uçuşlar askıya alındı
Yeni seçilen CHP’li başkanların ‘genelge’ sıkıntısı
Liyakat mi sadakat mi?
İsrail, Suriye'nin hava savunma sistemlerini hedef aldı
Saldırıda maddi hasar meydana geldi
Polat çiftine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Diğer suçlardan 'tutukluluk' devam ediyor
CHP'den iktidarın arazi satışlarına tepki
'AKP enkaz bırakarak çöküyor'
Yüksek et fiyatı sorunu ithalatla çözülemez
Et ürünlerinde KDV kaldırılsın
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk
İran'dan saldırıya ilişkin açıklama geldi
'3 mini İHA saldırısı püskürtüldü'
Şehit edilen babasının koltuğuna oturdu
29 yıl önce babası o koltuktaydı
Kaçak kazı zannedildi gerçek bambaşka çıktı
Soruşturma devam ediyor
Depremin izleri gün ağarınca ortaya çıktı
Binalar ve minareler yıkıldı
2 kurşun camlara isabet etti
Holding binasına ateş açıldı
Komşusunun kapısına balyoz ve matkapla dayanıp ateşe verdi
Gürültü kavgasını özel harekat bitirdi
İsrail'den İran'a misilleme
İran'da uçuşlar askıya alındı
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.