TÜSİAD çareyi yanlış yerde arıyor

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin, "Kriz varsa çare de var" kampanyasının yeni mesajının açıklandığı toplantısında, "...İş, tüketicimiz ve hane halkına geliyor. Eğer evimize çekilirsek, eğer moralimizi bozarsak, kabuğumuza çekilirsek ve tüketmezsek unutmayalım ki ekonomideki düzelmeyi de ertelemiş oluyoruz. Onun için tüketimimizi, ihtiyaçlarımızı ertelememeliyiz. Sisteme inanmalıyız ve evimizden çıkarak üzerimize düşen görevi yapmalıyız" dedi."Kriz varsa çare de var" kampanyasını yürütenlerle bazı noktalarda aynı düşünüyoruz.Mesela onlara göre de 'kriz var' bize göre de...Hem bize de hem de onlara göre çare de var, yok değil.Amma...Ayrıldığımız bir nokta var. Çareyi onlar yanlış yerde arıyorlar. Yahut da hiç aramıyorlar. Biz ise çarenin Milli Ekonomi Modeli'ni uygulamak olduğunu biliyoruz. TÜSİAD Başkanı Sayın Yalçındağ halka, "ihtiyaçlarını ertelememe" telkininde bulunuyor. İyi diyorsunuz da Sayın Yalçındağ, o ihtiyaçları satın alacak para nerede? TÜSİAD'ın tuzu kuru üyeleri ve siyasiler, "vatandaşın parası var, ama harcamıyor" görüşündeler demek ki. Bundan dolayı pazara çıkılmasını, ihtiyaçların ertelenmemesini tavsiye edip duruyorlar fildişi kulelerinden.Anlaşılan o ki; tuzu kuru siyasiler ve iş adamları her gün vatandaşın bastığı kaldırıma basmadan onun durumunu tam olarak anlayamayacaklar. Plazasının tepesindeki fiyakalı helikopterine atlayıp gideceği binanın tepesine inen, helikopterinin penceresinden bakıp karınca gibi gördüğü halkı seyredince halkın   arasına karıştığını zannedenler ancak bu kadar tanıyabilir ve anlayabilir milletimizi. Sonra da en son ne zaman cebinde paranın sıcaklığını hissettiğini bile unutmuş insanlarımıza 'parası var' muamelesi yaparlar. Bunlar böyledir işte ve kolay kolay da değişemezler.Sayın Arzuhan Doğan Yalçındağ, -şu ana kadar yaptığı gibi- çözüme teğet geçmek istemiyorsa ve dedikoduyu bırakıp ülkenin krizi için gerçek bir adım atmak istiyorsa Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'nde ifade ettiği çözümü mutlaka görmeli ve her fırsatta dile getirerek hükümetin bu çözümü uygulamasını sağlamalıdır. Sayın Yalçındağ'ın istediği, 'ihtiyaçların ertelenmemesinin' yöntemi sadece Prof. Dr. Baş'ın modelinde ortaya koyuluyor çünkü...Milli Ekonomi Modeli kitabının 79. sayfasında Prof. Dr. Haydar Baş, "Paranın Tahrik Unsuru Olması" başlığı altında şunları kaleme almıştır: "Milli Ekonomi Modeli'nde para, emeği tahrik ederek mal ve hizmet üretimini sağlayan bir araçtır. Başka bir ifadeyle "işlemci" olan para, üretim ve tüketimle ilgili niyetlerin ortaya çıkmasına vesiledir. Bugüne kadar hiçbir ekonomi görüşü, paranın niyetin zuhuruna vesile olması özelliğine değinmemiştir. Tahrik unsuru olan para, insanla buluşturulduğunda, ekonomik bir niyetin zuhuruna neden olduğu gibi var olan niyetin de açığa çıkmasına sebep olur. Para bu yönüyle iktisat ekollerinin iddia ettiği gibi ekonomiyi örten bir peçe değildir. Yani nötr (etkisiz) değildir. Bilakis üretim ve tüketimi tetiklediği için aktif bir rol oynamaktadır."İşte TÜSİAD'ın Sayın patronu bu gerçeği görmelidir. Ve yahut da zaten gördüğü bu çözümün uygulanması için siyasilere her türlü baskıyı yapmalıdır. Farkında mıdır bilmem ama onların da uzun vadede işlerine gelecek en doğru adım budur...Aksi taktirde gemi su almaktadır ve battığında istisnasız hepimiz azgın sulara gömülmekten kurtulamayacağız.