Ülke büyük bir krizden döndü

Övünmek gibi olmasın ama, ben olmasam olaylardan hiç haberiniz olmayacak.

Nereden mi bu kanaate vardım?

Yazımın başlığını okuyup da, gene ne oldu diye kendi kendinize sormanızdan.

Geçen hafta ülke büyük bir kirizden döndü.

Dönmedi, döndürüldü.

Muhalefetin Kamer Genç'i varsa iktidarın da Osman Durmuş'u var.

Kamer Genç ne zaman TBMM kürsüsüne çıkıp konuşsa olay olur.

Doğru.

Bazan alkolün etkisiyle mi bilinmez, çok önemli tespitleri de oluyor.

Aynı partiden olmadıklarını biliyorum da aynı burçtan mı bilinmez Osman Durmuş'la benzerlikleri hayli fazla.

Sağlık Bakanımız Durmuş da ne zaman Anadolu'nun bir yerine gitse, bir açılış veya konuşma yapsa mutlaka istenmeyen bir olay olur.

Kamer Genç gibi.

Ani hastane baskınları sonucu yerinde bulunmayan, ya da Bakan beyi kapıda karşılamayan başhekimi azarlamak.

Açılış kurtelesini bir türlü kesmeyen makası eline tutuşturmaları.

Makas yerine getirilen bıçağın ağzının körelmiş olması.

Hastanenin kat irtifasını ölçmek için korumasını uzun boylu seçmesi.

İstiklal Marşı için hazırlanan teyibin çalışmaması, onun yerine getirilen koro şefinin makamı unutması ve daha bir sürü terslik hep Sağlık Bakanımızı bulur.

Niye hala kurşun döktürmez acaba?

Geçen hafta yine olağan teftişlerinden birini Samsun Devlet Hastanesi'ne yaptılar.

Terslikler orada da yakasını bırakmadı Osman beyin.

Üroloji servisinde yatan hastaları ziyaret edip kırmızı karanfiller dağıttı.

Tarih boyu kırmızı karanfil hep devrimcilerin sembolü iken milliyetçi Bakanımın hastalara kırmızı karanfil dağıtması koalisyon adabının bir gereği mi yoksa Rahşan hanımın emri mi bilemeyiz.

İşte şol kırmızı karanfil dağıtım merasiminde olan oldu.

Üroloji servsinde yatan bir hasta, her konuşması, açılışı, teftişi olay olan Sağlık Bakanını tanımadı.

Sayın Bakan, şu ana kadar 77'liklerle anlaştık, 95'likle de anlaşırız sanmış ama olmadı.

Uzatmış karanfili 95'lik dedeye.

İşte ben tam o sırada burda bir çıngar çıkacak diye beklemeye başladım.

Çıktı da.

95'lik dede Sağlık Bakanını tanımadı.

Önce toptan herkese Ladikli misiniz? diye sordu.

Demek kendisi Ladikli.

Herkes tam tekmil değiliz dediler.

Durmuş bey:

Ben Sağlık Bakanıyım, nasılsınız?

Hasta:

Ladikli misin?

Adam Ladik diyor, başka bir şey demiyor.

İşte tam burada ipler kopacak diye beklemeye başladım. Beklemek ne kelime bir yandan dudaklarımı ısırıyorum, bir yandan da tırnaklarımı kemiriyorum.

(Ahmet Taşketirne gibi değil tabi.)

Eyvah dedim, yandı bizim dede.

Sen nasıl olur da koskoca Sağlık Bakanını tanımazsın.

Şimdi; "atın bu hastayı bu hastaneden dışar, önce Bakanını tanısın sonra içeri alırsınız" diye kükrer Osman diye beklemeye başladım.

Der mi? der.

Bu aralar basına yansıdığı kadarıyla, Bahçeli'den olur olmaz çıkışları yüzünden fırça yediğinden mi bilinmez bu sefer daha ılımlıydı Bakan bey.

Ama 95'lik dedeyi mazur gösterecek açıklama da geldi hani.

Durmuş;

-Sen Televizyon izlemiyorsun anlaşılan.

İşte o anda benim tansiyonum fırladı, kalbim kontrölden çıktı.

İstermisin şimdi dede:

Ne demek televizyon izlemiyorsun? Benim evimde büyük ekran televizyon var, hem de son model, ama seni hiç görmedim desin.

İşte o zaman yandı gülüm keten helva.

Ben bir yandan sus dede sus diye bağırıyorum:

Ne olur cevap verme.

Duymamazlıktan gel.

Lafı değiştir.

Adam beni mi duydu ne yaptı bilinmez, Bakan beyin piyasaları rahatlatacak yorumuna cevap vermedi.

Yeni bir kirize sebep olmadan da hasta ziyereti sona erdi.

Basından...

Dünya Bankası, fakirlere dağıtılmak üzere 500 milyon dolar gönderiyor. (Medya)

Kartal Özel Tip'dekilere öncelik tanınacak.

Yurtdışına çıkanlardan "harç" alınacak. (Medya)

Yurtiçinde olanlardan da "haraç" alınıyor zaten

Tarkan'ın yeni kasedinin adı, "Karma" (Medya)

Tam uydu.

Ağaç kesmeye yedi yıl hapis.

(Medya)

Dozerle sökmeye plaket.